Türkiye’nin Çıkarına Tek Seçenek; Yeni Bir Adaydır!
İçeriği Yazan: Mehmet ÇAĞIRICI Zaman: Per, 19/06/2014 - 10:32
Sevgili İlker
Türkiye’de Başkanlık sistemi mi kurulacak yoksa halen var olan Parlamenter demokratik sistem mi devam edecek; buna Cumhurbaşkanlığı seçimi değil, o ülkenin anayasası karar verir. RT Erdoğan, geçtiğimiz dönemde Başkanlık sistemini içeren yeni bir anayasa için çok çabaladı fakat başaramadı.
Şimdi, mevcut anayasa izin vermediği halde, eğer henüz aday olacağı dahi kesin olmayan RT Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda nasıl olacak ta Başkanlık sistemi uygulanacak; bunu anlamakta zorlanıyorum.
Hangi sistem olursa olsun bir demokratik sistemde en önemli konu, hükümetin kim tarafından yönetileceği ve denetleneceği konusudur. Mevcut anayasaya göre Cumhurbaşkanı istisnai durumlarda bakanlar kurulluna başkanlık yapabilmektedir. Bu sürekli bir görev değildir.
Bir an için RT Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildiğini düşünelim. Eğer RT Erdoğan, “gölge” bir başbakanın önünde hükümete kendisinin başkanlık yapmasını sürekli hale getirirse, o zaman bu durum ülkede derin bir siyasi krize neden olur; çünkü mevcut anayasaya göre cumhurbaşkanını denetleyebilecek hiçbir merci yoktur. Oysa mevcut anayasaya göre, başbakanı mecliste muhalefet, soru önergesi, gensoru veya güvenoyu gibi parlamenter demokratik mekanizmalarla denetleyebilmektedir.
Dolayısı ile hükümeti fiilen yöneten ve kontrol eden cumhurbaşkanının hükümetle ilgili bütün eylemlerinin sorumluluğu ister istemez bir başkasına yani “gölge” başbakana yüklenecektir. Bu olgu kaçınılmaz olarak siyasi kriz yaratır.
Temsili demokraside temel unsur, seçmen ile aday arasındaki “güven” dir. Seçmen ile aday arasındaki “Güven” ise adayın seçmen tarafından tanınmış olması ve denenmiş olmasıyla oluşur.
Şimdi “güven” açısından çatı adayı olan İnsanoğlu ile aday olması muhtemel olan RT Erdoğan arasında bir kıyaslama yaptığımız da Cumhurbaşkanı seçilme konusunda kimin şansı çok daha yüksektir? RT Erdoğan 12 senedir bu ülkenin başbakanıdır. Güçlü bir hatip, usta bir demagog tur. Özellikle hükümetine karşı olduğu çok açık olan 17 Aralık operasyonlarına ve son altı aydır aleyhinde yürütülen yoğun ulusal ve uluslararası kampanyaya rağmen 30 Mart yerel seçimlerini başarıyla atlatması bilmiş bir politikacıdır. RT Erdoğan’ın alametifarikası ise İslam dinini siyasette ustaca istismar etmesi, kısaca emperyalizmin “Ilımlı İslam” projesinin lideri olmasıdır.
Bilindiği gibi “Ilımlı İslam” projesi, emperyalizmin fosil enerji kaynak ve ulaşım yollarını kontrol edebilmek için İslam ülkeleri için geliştirmiş olduğu ve 22-23 yıldır uygulamaya çalıştığı bir projedir. Bu projede model ülke “Türkiye” olarak belirlenmiştir.
Öte yandan Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun en büyük özelliği; dünya ve Türkiye kamuoyunda tanındığı kadarıyla, İslam Konferansına 24 yıl hizmet eden bir şahsiyet olarak bilinmektedir. Dolayısı ile onun da referansı İslam’dır.
Sonuçta Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun RT Erdoğan’a kıyasla, siyasette çok acemi, üstelik çok az tanınmış olması nedeniyle Erdoğan karşısında şansı çok azdır.
Muhalefet çatı adayını açıklamasına rağmen, AKP henüz adayını açıklamamıştır. AKP lideri Erdoğan ay sonuna kadar vakit olduğunu söylemektedir. Neden? Çünkü Erdoğan, artık belli olan muhalefetin çatı adayı İhsanoğlu ile kendisi arasındaki bir cumhurbaşkanlığı seçimin kimin kazanacağına dair anket yaptırmak için en az iki haftaya ihtiyacı vardır. RT Erdoğan’ın siyasetteki başarısının diğer bir önemli unsuru ise, yaptırdığı anketlerle sürekli halkın ve seçmenin nabzını tutmasıdır. RT Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun kendisine yaptığı kıyağa rağmen, yani ‘Cumhurbaşkanlığı seçimine adaylık için Başbakanlıktan istifa etmesine gerek yoktur’ kararına rağmen, aday olmakta tereddüt ediyor; çünkü o kazanacağından yüzde yüz emin olmak istiyor. Aksi takdirde, yani aday olurda seçimi eskaza kaybederse, başbakanlık kariyeri de tehlikeye girer.
Özetlersek; CHP ve MHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak İslam’ı referans alan birini göstermesi, bir ABD projesi olan “Ilımlı İslam’ ın artık Türkiye’de % 88 benimsediğinin işaretidir. Çünkü AKP zaten % 43 oy oranıyla bu projenin asıl tetikçisidir. Şimdi ise toplam % 45 oy alan meclisin muhalefet partileri olan CHP + MHP ise aynı çizgiye gelmiştir.
Sonuçta eğer RT Erdoğan; yaptıracağı ankete bağlı olarak, aday olursa cumhurbaşkanlığını kazanacağı kesindir. Aksi halde ise yani İhsanoğlu’nun kazanması durumunda ise emperyalizm, sadece Türkiye’yi değil, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bütün İslam ve Arap dünyasında tanınan önemli bir şahsiyet olması nedeniyle “Ilımlı İslam” projesi bağlamında diğer İslam ülkelerinde de önemli bir mevzi daha kazanmış olacaktır.
Kısaca her iki adaydan birinin kazanması demek, nihai tahlilde emperyalizmin “Ilımlı İslam” projesinin kazanması demek olacaktır! Bu nedenle “Ilımlı İslam” projesine karşı olan, yurtsever, demokrat, gerçek bir Atatürkçü yeni bir adayın ortaya çıkarılması; halkımızın çıkarına olabilecek tek seçenektir!
Yorumlar
Türkiye’nin Çıkarına Tek Seçenek; Yeni Bir Adaydır!
Sevgili İlker
Türkiye’de Başkanlık sistemi mi kurulacak yoksa halen var olan Parlamenter demokratik sistem mi devam edecek; buna Cumhurbaşkanlığı seçimi değil, o ülkenin anayasası karar verir. RT Erdoğan, geçtiğimiz dönemde Başkanlık sistemini içeren yeni bir anayasa için çok çabaladı fakat başaramadı.
Şimdi, mevcut anayasa izin vermediği halde, eğer henüz aday olacağı dahi kesin olmayan RT Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda nasıl olacak ta Başkanlık sistemi uygulanacak; bunu anlamakta zorlanıyorum.
Hangi sistem olursa olsun bir demokratik sistemde en önemli konu, hükümetin kim tarafından yönetileceği ve denetleneceği konusudur. Mevcut anayasaya göre Cumhurbaşkanı istisnai durumlarda bakanlar kurulluna başkanlık yapabilmektedir. Bu sürekli bir görev değildir.
Bir an için RT Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildiğini düşünelim. Eğer RT Erdoğan, “gölge” bir başbakanın önünde hükümete kendisinin başkanlık yapmasını sürekli hale getirirse, o zaman bu durum ülkede derin bir siyasi krize neden olur; çünkü mevcut anayasaya göre cumhurbaşkanını denetleyebilecek hiçbir merci yoktur. Oysa mevcut anayasaya göre, başbakanı mecliste muhalefet, soru önergesi, gensoru veya güvenoyu gibi parlamenter demokratik mekanizmalarla denetleyebilmektedir.
Dolayısı ile hükümeti fiilen yöneten ve kontrol eden cumhurbaşkanının hükümetle ilgili bütün eylemlerinin sorumluluğu ister istemez bir başkasına yani “gölge” başbakana yüklenecektir. Bu olgu kaçınılmaz olarak siyasi kriz yaratır.
Temsili demokraside temel unsur, seçmen ile aday arasındaki “güven” dir. Seçmen ile aday arasındaki “Güven” ise adayın seçmen tarafından tanınmış olması ve denenmiş olmasıyla oluşur.
Şimdi “güven” açısından çatı adayı olan İnsanoğlu ile aday olması muhtemel olan RT Erdoğan arasında bir kıyaslama yaptığımız da Cumhurbaşkanı seçilme konusunda kimin şansı çok daha yüksektir? RT Erdoğan 12 senedir bu ülkenin başbakanıdır. Güçlü bir hatip, usta bir demagog tur. Özellikle hükümetine karşı olduğu çok açık olan 17 Aralık operasyonlarına ve son altı aydır aleyhinde yürütülen yoğun ulusal ve uluslararası kampanyaya rağmen 30 Mart yerel seçimlerini başarıyla atlatması bilmiş bir politikacıdır. RT Erdoğan’ın alametifarikası ise İslam dinini siyasette ustaca istismar etmesi, kısaca emperyalizmin “Ilımlı İslam” projesinin lideri olmasıdır.
Bilindiği gibi “Ilımlı İslam” projesi, emperyalizmin fosil enerji kaynak ve ulaşım yollarını kontrol edebilmek için İslam ülkeleri için geliştirmiş olduğu ve 22-23 yıldır uygulamaya çalıştığı bir projedir. Bu projede model ülke “Türkiye” olarak belirlenmiştir.
Öte yandan Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun en büyük özelliği; dünya ve Türkiye kamuoyunda tanındığı kadarıyla, İslam Konferansına 24 yıl hizmet eden bir şahsiyet olarak bilinmektedir. Dolayısı ile onun da referansı İslam’dır.
Sonuçta Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun RT Erdoğan’a kıyasla, siyasette çok acemi, üstelik çok az tanınmış olması nedeniyle Erdoğan karşısında şansı çok azdır.
Muhalefet çatı adayını açıklamasına rağmen, AKP henüz adayını açıklamamıştır. AKP lideri Erdoğan ay sonuna kadar vakit olduğunu söylemektedir. Neden? Çünkü Erdoğan, artık belli olan muhalefetin çatı adayı İhsanoğlu ile kendisi arasındaki bir cumhurbaşkanlığı seçimin kimin kazanacağına dair anket yaptırmak için en az iki haftaya ihtiyacı vardır. RT Erdoğan’ın siyasetteki başarısının diğer bir önemli unsuru ise, yaptırdığı anketlerle sürekli halkın ve seçmenin nabzını tutmasıdır. RT Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun kendisine yaptığı kıyağa rağmen, yani ‘Cumhurbaşkanlığı seçimine adaylık için Başbakanlıktan istifa etmesine gerek yoktur’ kararına rağmen, aday olmakta tereddüt ediyor; çünkü o kazanacağından yüzde yüz emin olmak istiyor. Aksi takdirde, yani aday olurda seçimi eskaza kaybederse, başbakanlık kariyeri de tehlikeye girer.
Özetlersek; CHP ve MHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak İslam’ı referans alan birini göstermesi, bir ABD projesi olan “Ilımlı İslam’ ın artık Türkiye’de % 88 benimsediğinin işaretidir. Çünkü AKP zaten % 43 oy oranıyla bu projenin asıl tetikçisidir. Şimdi ise toplam % 45 oy alan meclisin muhalefet partileri olan CHP + MHP ise aynı çizgiye gelmiştir.
Sonuçta eğer RT Erdoğan; yaptıracağı ankete bağlı olarak, aday olursa cumhurbaşkanlığını kazanacağı kesindir. Aksi halde ise yani İhsanoğlu’nun kazanması durumunda ise emperyalizm, sadece Türkiye’yi değil, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bütün İslam ve Arap dünyasında tanınan önemli bir şahsiyet olması nedeniyle “Ilımlı İslam” projesi bağlamında diğer İslam ülkelerinde de önemli bir mevzi daha kazanmış olacaktır.
Kısaca her iki adaydan birinin kazanması demek, nihai tahlilde emperyalizmin “Ilımlı İslam” projesinin kazanması demek olacaktır! Bu nedenle “Ilımlı İslam” projesine karşı olan, yurtsever, demokrat, gerçek bir Atatürkçü yeni bir adayın ortaya çıkarılması; halkımızın çıkarına olabilecek tek seçenektir!