Politika Dergisi - Elif Çuhadar Mülakatı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
PD Roportaj Ekibi: 
Kadir Levent BECİT

    Politika Dergisi: Elif ÇUHADAR kimdir? Bize kısaca kendinizi anlatır mısınız?

Elif ÇUHADAR: 1955 Kahramanmaraş-Pazarcık ilçesinde doğdum. İlköğrenimimi orada tamamladıktan sonra, ortaöğrenimimi Kahramanmaraş’ta yaptım. İzmir - Buca Eğitim Enstitüsü’nün Türkçe Bölümü’nden mezun oldum. Bir yılı Hatay – Hassa’da,  yirmi sekiz yılı da Kahramanmaraş’ta olmak üzere; 29 yıl, değişik ortaöğretim kurumlarında görev yaptım.

   Her ortam ve koşulda, Atatürkçü düşün sisteminden ayrılmayarak, örgütlü mücadeleyi önemsedim. Bu nedenle, Kahramanmaraş’ta Atatürkçü Düşünce Derneği’nin yapılanmasında yer aldım. Son Genel Kurulda Genel Merkez yönetimine seçildim. ADD Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalışıyorum.       

   Politika Dergisi: Bir ülkenin kurucusunun ideolojisini savunan bir derneğe neden ihtiyaç duyuldu? Neden Atatürkçü Düşünce Derneği kurulma ihtiyacı hissedildi?

Elif ÇUHADAR: Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk döneminden beri süregelen bir devrim karşıtlığı bulunmaktadır. Şeyh Sait İsyanı, Menemen olayı Mustafa Kemal döneminde Mustafa Kemal’in düşünce ve eylemlerine karşı yapılan büyük olaylardır. Ne yazıktır ki Mustafa Kemal’in maddi olarak aramızdan ayrılışından sonra, bu devrim karşıtı yapılanmalar kendilerinde çok daha fazla bir güç bulmuş ve pervasızca Atatürk’ün yapıtlarına saldırmışlardır. Bu durumun sonucunda, Mustafa Kemal’in yaptıkları ve fikirleri hep geriye atılmaya, unutturulmaya çalışılmıştır. Türkiye’de Kemalist yapılanma olarak, zaman içinde belli oluşumlar kendini göstermiş; ancak ya askeri müdahaleler sonucunda kaybolmuş ya da sağ iktidarların baskısı altında hep ezilmişlerdir.

   Özellikle 12 Eylül yönetiminin “düşünen insan başımıza bela” anlayışı ile toplumu siyasi yaşantıdan koparma çabaları, insanların en doğal hak ve özgürlüğü olan düşünme hakkının ezilmeye çalışılması, toplumda önceki süreçte yaşanan olayları emsal olarak gösterilip, fikir asimilasyonunun olması ile birlikte, Mustafa Kemal sadece duvarlardaki resimlere ve meydanlardaki heykellere hapsedilmeye çalışılmıştır.

   Birbirinden değerli fikir insanları, bu durum karşısında artık daha fazla tahammül edemeyip 19 Mayıs 1989 tarihinde Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurmuştur.

   Sizin de belirttiğiniz gibi, bir ülkenin kurucu ideolojisini savunan bir derneğin kurulmuş olması biraz garip karşılanabiliyor. Ancak kurucu ideoloji olan ve Türkiye’yi gerçekten esenliğe kavuşturacak olan Kemalizm’in yok edilme çabaları karşısında bu ülkeyi savunan insanlar “dur” demek durumundaydılar.

   Güzel bir slogan vardır: Türkiye demek Atatürk demek, Atatürk demek Türkiye demektir.

   Atatürksüz bir Türkiye düşünebilmek mümkün değildir.

 

   Politika Dergisi: Atatürkçü Düşünce Derneği’nin şu an için yurtiçi ve yurtdışındaki örgütlenme durumu nedir? İstenilen başarı gösterilebilinmiş midir?

Elif ÇUHADAR:  Beş yüze yakın il, ilçe ve belde şubemiz; yüz kırk binin üzerinde üye sayımızla yurtiçinde, kırk civarında da yurtdışı ADD’lerle örgütlü bir yapımız var.  Bu rakamlar örgütlenmede en üst başarının göstergesidir. Türkiye’nin en büyük         demokratik kitle örgütüyüz.

 

   Politika Dergisi: Ülkemizin, size göre en önemli sorunu nedir? Bunun için ne türlü çözüm önlemleri alınılmalıdır?

Elif ÇUHADAR: Bugün tüm sorunlarımızın temelinde “bağımsızlık” kavramı vardır. Tam bağımsız bir devlet olamadığımız sürece, Atatürk’ün de işaret ettiği gibi; mali, askeri, adli ya da kültürel alanlarda da bağımsızlıktan söz edilemez. Bu çerçevede baktığımız zaman, yeniden milli değerlere sahip çıkmak, onurlu bir dış politika ve güven veren bir iç politika ekseninde kenetlenmek zorundayız. Bunun yolu da eğitimden geçer.

 

   Politika Dergisi: Size göre Sivil toplum hareketleri Türkiye’de gerektiği kadar etkin rol oynayabiliyor mu?

Elif ÇUHADAR: Sivil toplum kavramı, özellikle son yıllarda toplum ve devlet yapımızda önemli bir yere sahip oldu. Ancak genel olarak baktığımızda, sivil toplum anlayışının yönetim süreçlerinde yeterince etkin olamadığını görüyoruz. Ayrıca, sivil toplum hareketlerinin sermaye sağlayan gruplarca istenildiği şekilde yönetilmesi de ayrı bir tehlike unsuru oluşturmaktadır. Gelişmiş ülkelerde sivil toplum kuruluşları, ülke yönetiminde söz sahibidir, yönetenlerinin üzerinde baskı unsurudur. Bizde ise sivil toplum örgütlerinin üzerinde ülkeyi yönetenlerin baskısı vardır.

 

   Politika Dergisi: ADD Genel Başkanı Sayın Şener ERUYGUR, bilindiği üzere Ergenekon kapsamında gözaltına alındı ve başına gelen talihsiz bir olaydan ötürü hala hastanede yatmakta. Ergenekon’a karşı bakışınız nedir? Bu dava süreci ADD’ye zarar verdi mi? Bu davanın size göre asıl amacı nedir?

Elif ÇUHADAR: Sürmekte olan ve anlaşılamamış bir dava ile karşı karşıyayız. Genel Başkanımız bu davanın mağdurlarından biridir. Sağlık durumu iyiye gidiyor. Ergenekon davasına bakışımızı; hukuk ve insan hakları çerçevesinde değerlendirmemiz mümkün değil.

   ADD’ye zarar vermesi söz konusu olamaz; aksine safları netleştirmiş, varlık nedenimizin gerekliliğini ortaya koymuştur. Kuruluş nedenimizi ve amacımızı haklı kılmıştır.

   Davanın asıl amacının kafaları karıştırmak, kendisi gibi düşünmeyenleri sindirmek, gerçek aydınları susturmak olduğunu düşünüyorum.

 

   Politika Dergisi: AKP iktidarının uygulamış olduğu politika hakkında görüşleriniz nelerdir? Sizce toplumda genel kaygı olan şeriat düzenine geçiş için bir yapılanma içerisindeler mi?

Elif ÇUHADAR: Son elli yıldan beri uygulanan; ulusal duruşun ötelendiği, zaman zaman farklı kılıkta karşımıza çıkarılan yöneticilerin, yayılmacı dış güçlerin hizmetkarlığını yapan bir politikanın uygulayıcısı bugün AKP’dir. Dün de başkalarıydı. Yeni bir uygulama olmadığını düşünüyorum; sadece toplum, yeni yeni bu tehlikenin farkına varıyor.

   Tehlikeyi fark eden toplum, bu değişimi kabullenemez. Toplumda böyle bir kaygı varsa, toplum kaygılanmakta haklıdır. Tavrını buna göre alır.

 

   Politika Dergisi: Türkiye’de 12 Eylül sonrasında siyasetten uzaklaştırılmış bir gençlik var. Son dönemlerde bu konuda gençlikte ufak da olsa kıpırdanmalar bulunmaktadır. ADD’nin genel olarak gençlik örgütlenmelerine bakış açısı nedir?

 Elif ÇUHADAR: Son dönemde gençliğin uyanışında ADD’nin etkisi olabilir. Atatürkçü Düşünce Topluluklarıyla üniversitelerde, Atatürkçü Düşünce Kollarıyla ortaöğretim kurumlarında yapılanmayı önemseyen bir örgütlenme çalışması içindeyiz. Genel Merkez Gençlik Kolları bu konuda çalışmalarını sürdürüyor. Geleceğimiz dediğimiz gençlerin politika dışında tutulmaya çalışılmasının günümüzde yaşanan sıkıntılarını görmek gerekir.

 

   Politika Dergisi: Bir Kahramanmaraşlı ve o günleri yaşamış biri olarak, bize Maraş Olayları’ndan bahsedebilmeniz mümkün mü?

Elif ÇUHADAR: Geçtiğimiz günlerde yıldönümünü yaşadığımız, bu günlerin hazırlık süreci olduğunu o günlerde fark etmediğimiz acıyı, unutturulmaya çalışılsa da unutamayacağımız bilinmelidir.

 

iletisim@politikadergisi.com

 

 

 

  

 

[Bu röportaj, Politika Dergisi Sayı 11’de yer almıştır. Tüm fazladan özellikleri ile özgün sayıyı indirmenizi öneririz. Sayı 11’i indirmek için buraya tıklayınız. ]

 

Yorumlar

Atatürk Hiç Kimsenin Aleti değildir.

MUSTAFA KEMAL ATATURK'U KULLANARAK BUNDAN KENDİ ÇIKARLARI ADINA PRİM YAPMAK İSTEYEN BİR KURULUSTUR add DENEN DERNEKLİĞİ BİLE HAKETMEMEKTEDİR.KURUCULARININ VE UYELERİNİN DARBE YANLISI GERİCİ ATATURKCULUK DISINDA HER FİKRE SAHİP İNSANLARDAN İBARET OLAN BU DERNEĞİ ŞAHSIM ADINA KINIYORUM.

SAYGILAR.

Bypipo'nun Söylediği Sözler

Bütün bunları söylüyorsunuz ama kanıtınız yok. Olsa bile başkalarını aşağılamak yerine kendi yaptığınız bir çalışma var mı bunu bir düşünün.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.