Politika Dergisi - Osman Pamukoğlu Mülakatı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
PD Roportaj Ekibi: 
İhsan SEFER
PD Roportaj Ekibi: 
Samed KOCADEMİR

       

Osman Pamukoğlu Kimdir?

27 Aralık 1947 yılında Sinop’un Gerze ilçesinde doğdu. 11 yaşında girdiği Selimiye Askeri Ortaokulu ile başlayan 43 yıllık askeri eğitim hayatı, Kuleli Askeri Lisesi, Kara Harp Okulu, Piyade Okulu, Kara Harp Akademisi, Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Milli Güvenlik Akademisi ile devam etti.


1968 yılında Samsun 56. Er Eğitim Alayı 2. Bölük Komutanlığı ile vazifesine başlayan Osman Pamukoğlu; 10 yıl Piyade Subayı, 16 yıl Kurmay Subay olarak, kıta komutanlıkları ve karargah subaylığı görevlerinde bulundu.


1990 – 1992 yılları arasında Edirne – Uzunköprü’de Kurmay Albay olarak görev yaptı ve Birinci Dünya Harbinde (1914-1918) Çanakkale ve Medine savunmasında gösterdiği cesaret ve azmi dillere destan olan 42. Piyade Alayının son komutanı olma şerefini onurla taşıdı.


1993 yılının Mayıs ayında kanlı terör örgütünün Bingöl kırsalında gerçekleştirdiği eylemle tırmanan olaylar sonrasında, Kurmay Albay olan Osman Pamukoğlu gönüllü olarak, dönemin Genel Kurmay Başkanı tarafından 29 Haziran 1993’de Hakkari Dağ ve Komando Tugayı ve Güvenlik Komutanlığı’na tayin edildi. 1993 yılının Ağustos ayında Tuğgenerallik rütbesine terfi ettikten sonra, iki yıl süresince PKK terör örgütüne karşı 4.000 subay – astsubay, 55.000 askere komuta ederek, mücadelede büyük başarılar kazandı. Çarpışmalara bizzat katıldığı için askerleri tarafından “Efsane Komutan” olarak anılmaya başlandı.

 

1993-1995 yılları arasında Hakkari bölgesinden sorumlu olarak teröre karşı yönettiği üstün mücadele dağlardaki PKK terör örgütüne bağlı terörist rakamının 12.000'den 5.500-6.000 aralığına inmesini sağlamıştır. 30'a yakın kere yapılan sınır dışı askeri harekatların neredeyse tümü onun yönetiminde yapılmıştır.


1995 – 1998 yılları arasında Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’nda Eğitim Başkanı ve Kurmay Başkanı olarak görev yaptı. 1997 yılında Tümgeneralliğe terfi eden Osman Pamukoğlu; 1998 – 2000 yıllarında; Kıbrıs 28. Piyade Tümen Komutanlığı, 2000 – 2001 yıllarında; İstanbul Piyade Okul Komutanlığı, 2001 – 2002 yıllarında ise Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Komutan Yardımcılığı vazifelerinde bulunarak, 2002 yılında Tümgeneral rütbesi ile emekli oldu.


Yüksek cesareti nedeni ile bir adet 1. Dereceden Altın Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, iki adet Üstün Cesaret ve Feragat Nişanı alan Osman Pamukoğlu, Türk ordusunda 5 kez Üstün Birlik Yetiştirme Nişanına sahip tek subay ve general oldu.


Emekli olduktan sonra birçok üniversitede “Liderlik” konferansları veren Osman Pamukoğlu; 2003 yılında yazdığı “Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok” adlı ilk eseri ile en çok satan kitaplar listesinde on altı hafta birinci sırada kalarak yazarlık hayatına başladı. 2004’de “Ey Vatan”, 2005’de “Kara Tohum” ve “Ayandon”, 2006’da “Yolcu”, 2007’de “İnsan ve Devlet”, 2008’de “Angut”  ile 2012'de "Akıllı Ol!" isimli eserlerini yayınladı. Eserlerinde edebiyatın; anı, biyografi, deneme, roman ve öykü tarzlarını kullanarak; siyasi, sosyal, kültürel, kişisel gelişim ve insan doğası konularını kaleme aldı.

 

2007 yılında ise Serdar Akinan tarafından kendisinin görevli olduğu yıllarda terör olaylarının gelişimini inceleyen Kan Uykusu belgeselinde teröre karşı mücadelesi konu edinilmiştir.


28 Temmuz 2008 tarihinde Sinop – Gerze’den yayınladığı “Anadolu ve Trakya’da Yaşayan Türk Halkı Bu Çağrı Size!” bildirisi ile çok büyük bir kitleyi de yanına alarak 36 gün içinde, “Bugün Bizim için 11 Kasım 1938’dir.” Diyerek 4 EYLÜL 2008’de HAK VE EŞİTLİK PARTİSİ’ni kurdu.


Osman Pamukoğlu; evli ve iki çocuk babasıdır.

                     

 

Politika Dergisi: Yakın zamanda partiniz Yeni Parti ile birleşti. Birleşmenin içeriği hakkında bilgi verebilir misiniz?


Osman Pamukoğlu: 1.5-2 ay görüştük. Her iki partinin siyasi ilkeleri ve ekonomik görüşleri birbirine motomot uyuyor. Yeni Parti yönetim kadrosu ve teşkilatlarıyla bir protokol yaptık beraber. Arka arkaya yaptığımız kurultaylarla da birleşmeyi gerçekleştirdik. Ki iki partinin de dünya görüşü tam anlamıyla uyumlu.

Politika Dergisi: Birleşmeler devam edecek mi?

Osman Pamukoğlu: Bazı emareler var. Olabilir...

Politika Dergisi: Kosova’daki yabancı askerlerin statüsüyle ilgili Kosova Cumhuriyeti ve ABD arasındaki ilişkiyi düzenleyen anlaşma, Kosova Meclisi’nden oy birliğiyle geçti. Sizce bu durumun bölgede yaratacağı denge nasıl olacaktır?


Osman Pamukoğlu: Amerikan askerlerine ayrıcalık derken ? Sosyal bir konu mu, yoksa silah kullanımı ile ilgili mi ? Neyi kastediyorsunuz ? 

Politika Dergisi: Kısa bir haber olarak verildi ve özellikle NATO misyonu dışında olduğu vurgulanmıştı.
 

Osman Pamukoğlu: İçeriğini bilmeden bir şey diyemeyiz. 1) Sosyal statülerinde bir değişiklik olabilir. 2) Yetki ve sorumluluklarla ilgili bir düzenleme yapılmış olabilir. Bir yerde ordu varsa en önemlisi ise silah kullanma yetkileridir. Bu ortaya çıkarsa cevap verebilirim. Ama şunu söyleyeyim: Amerikan askeri NATO dahil diğer müttefik orduların bulunduğu her yerde otomatikman avantajlıdır. Mesela Afganistan...

Politika Dergisi: CHP ve MHP’nin BDP ile birlikte "Yeni Anayasa yapma" süreci devam ediyor. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş; “Bir kurucu meclis ruhuyla ülkenin hak ettiği gerçek halk anayasasına, sivil anayasaya kavuşacağı ve herkesin kendini eşit yurttaş hissedeceği Türkiye’yi yaratma adına parlamentoya giriyoruz.” demişti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

 

Osman Pamukoğlu: Biz anayasa yapma çalışmalarında alt komisyona bizde görüşlerimizi verdik. Bizim hukukçularımızda çalıştı. Onun ne dediği önemli değil. O PKK'nın normal meclisteki bir uzantısı. Söylemleri de hep ya Kandil'dekine uygundur yada İmralı'dakine. Onun ne dediğinden ziyade ne yapmak istediği önemli. O hep yanardöner politikalarla bağımsız Kürdistan derdindedir. Zaman zaman çevirir yerel özerklik, demokratik özerklik gibi boş ve soyut laflarla halkı kandırmaya çalışır. Bizim parti olarak üzerinde durduğumuz temel ilke şudur, daha doğrusu ilkeler manzumesi: Mevcut anayasanın ilk 3 maddesi aynen ve motomot yerinde duracak. Diğer bireysel hak ve özgürlüklerle ilgili biz hepimiz onlardan çok daha ilerdeyiz. Ama bu ilk üç madde duvarın taşları, tuğlaları gibi. Onları bir çekersek bu cumhuriyet baştan beri gelen değerlerin büyük bir kısmını kaybeder. 

Politika Dergisi: Meclisteki siyasi partiler ne kadar özgürlükçü bir anayasa meydana getirecekler?


Osman Pamukoğlu: Anlaşırlarsa olur. Ama ben onların her konuda anlaşabileceğini zannetmiyorum. Cumhuriyetin temel ilkelerini kaldırmakla ilgili meselelerde eğer anlaşabilirlerse bu halkın seçim döneminde sandıklarda onların sonunu getirmesi lazım. Ama bugün AKP'nin tıkandığı yerde hemen yanında MHP var. Gelelim CHP'ye; Toplumsal uzlaşma, genel af, vicdani red, her dilden propaganda... Bunları CHP yapıyor. Anlaşırlar ama bu millet onların sonunu getirir. 

 

Politika Dergisi: TRT 6 gibi, Anadolu Ajansı da Kürtçe yayına başlıyor. Görüşünüz nedir? 


Osman Pamukoğlu: Bir defa başladılar artık onun geri dönüşü yok. Bizdeki temel mesele şu: Anayasanın ilk üç maddesi yani devrimlerle ve cumhuriyetin temel ilkelerle ilgili resmi dil ! Onun dışında zaten herkes bulunduğu bölgede, mezrada yada köyde kendi diliyle konuşuyor. Resmi dil Türkçedir. Ama ben size söyleyeyim eğer onu bir çözerseniz en kıymetli yapıştırıcıları getirin, en güçlü montaj teçhizatı getirin, cumhuriyet dağılır. Dil, her şeyi var eden dildir. Kültür olmaz, eğitim olmaz birleştiricilik olmaz, sosyal yaşamda olmaz. Bir yerde A dili, bir yerde B dili bu kültür bize gelmez. Birbirlerine girerler. Senin Türkün, benim Türküm. Yavaş konuş benim masamı rahatsız ediyorsun. Sen ne diyorsun?

Politika Dergisi: Yakın bir gündem olarak toplu sözleşmeler var. İşçilerin hakları, özgürlükleri, grev ve lokavtlar gibi konular sürekli tartışılıyor. Bu konudaki düşünceleriniz neler?


Osman Pamukoğlu: Herkese bu haklar verilecek. Partinin sitesinde vardır. Ya tam yapın yada hiç yapmayın. Bir şeyi net söylüyoruz. Cumhuriyetin temel ilkelerinde taviz yoktur. Devletin bütünlüğü, bayrağı, dili.... Bunlarda taviz yok. Onun dışında anlaşılır. Zaten bu ilk üç maddeyi sağlam tutun.Temel, o temel. O bir oynarsa, üstünü ister altın yap, ister gümüş kıymeti yok.

Politika Dergisi: Yargı mensupları, üniforma ve dinsel kisve giyen kamu görevlileri dışında herkese siyasal faaliyetlere katılma ve partilere üye olma hakkının tanınmasından yana olduğunuzu ifade ettiniz. Diğer kamu görevlilerinin bu konudaki özgürlükleriyle ilgili öneriniz neydi?

 

Katılsın. Bizde açık. Biz çok özgür bir partiyiz. Zaten onlar üye olmasalar da bir parti üyesinden daha fazla partizanlar. Daha fazla yapıyorlar. Biz yapmasınlar demiyoruz. Serbest bırakıyoruz. Ne olacak ? Serbest bırakıyoruz. Hep sıkma, vidayı sağ doğru sık, onu yapma, bunu yapma. Sen yapma, o yapmasın. Bırakın biraz daha doğasına bırakın. Doğasına derken, benim disiplinle ilgili tutumumu herkes biliyordur ama bu disiplin değil. Disiplin derken güç nerde toplanacak, odaklanacak anlamındadır. Burada tam özgürlük. Ki zaten öyleler memurlar. Bir yere gidince zaten anlarsınız. Sizi bilmiyorum gençler. Ama bir kamu kurumuna, kuruluşuna gittiğinizde insanların konuşmasından, halinden, tavrından hangi partiyi desteklediği belli olur. Tipinden bile bellidir. Birde tip var... Hakkımız eksik diyorlar vereceksin onları. Üstüne gidersen gard alır. Bırakın... Vereceksin bunları. 

Politika Dergisi: Türkiye'deki demokrasi sorunlarından birisi de seçimler. Seçim sistemimiz hakkında neler var aklınızda?


Osman Pamukoğlu: Hepsi kötü, seçim sistemi kötü. Ama en kötü kısmı şu %10 barajı. Bugün benim notlarımda vardı. Çok fazla açamadım. Bizim önümüzü en çok tıkayan şey. Seçimden sonra yüzlerce, binlerce kişiyle görüşün bu %10 barajı sorun. Aşılamazsa oylar boşa gidecek mantığı. Bu demokrasi mi ? Böyle demokrasi olabilir mi ? %10'la demokrasi mi olur ? %10 4-5 milyon oy demek. Siyasi partiler kanunu, seçim kanunu bunlarında sakatlıkları var ama en can yakıcı kısmı bu baraj. Eğer demokrasiyse ki bu tacirlerle alakası yok. Bu %10 ne demek 3-4 milyon insanın oyunu çöpe atmak demektir. Demokraside 1 kişi 1 kişidir. İleri demokrasiymiş. Bu ilkel demokrasi. Düşünebiliyor musunuz bu şehri yok ediyor, yok sayıyor. İzmir kadar oy kabul edilmiyor. Temsilde adaletsizlik. Ama orda gelmiş incikle, boncukla uğraşıyor. Yok bilmem kaç çocuk doğuracakmış. Yok kürtajmış, sezeryanmış. Ne alakası var, sezeryanmış, Uludere imiş. Uludere'de siyasi sorumluluk kendilerinde. Askerlere atıyorlar. Askerlerde yanlış yapabilir. Ama sorumluluk hükümettedir. Ve yanlış olmuştur orası. Ben ilk gün söyledim. Hata yapıldı, her yönden belli.  Ama asker yada sivil kim hata yaparsa yapsın bunun sorumluluğu AKP'de ve onun başındaki genel başkan ve başbakana aittir. Sonuna kadarda bunu takip edeceğim. Neden? Benim PKK ile ilgili üslubumu ve tavrımı herkes bilir. Ama bunlar, devleti kötü yöneten bunlar. PKK'ya en büyük gayretler, paralar harcayarak yapamayacağı kadar propaganda yapması bunların avanaklığı sayesinde olmuştur. Bunu da aynen böyle yazın. Bu da kontrollü centilmence bir laf. Bu ölçü de söylenmiş bir laf. Bunlar, bunlar işte. Şuna bak ne demek istiyor? Zaten elinde kağıt olmadan, sağına soluna cam koymadan konuşamıyor. Camsız yakalanmış.

Politika Dergisi: Sizce Türkiye'ye Suriye konusunda ne rol verdiler?
 

Osman Pamukoğlu: Ona Suriye konusunda değil. Ortadoğu'da rol verildi.

Politika Dergisi: Bu hükümet ABD'nin Başkanlık sistemine bakışınız nedir?

Her şey bitti şimdi sıra ona geldi değil mi? Bütün düzen kendilerine ikbal hazırlamak, ikbal. Başkanlık, yarı başkanlık efendim tartışılsınmış. Bunlar uyanık, köy kurnazı. Ama maalesef her üç seçimde sade halkı kandırmayı, aldatmayı beceriyorlar. Biliyorsun dinde münafık içi dışı ayrı olan insandır. Münafık dindar değildir. Yalan söyleyen asla dindar değildir. Bunlar hem yalancı, hem münafık. Bu söylediğim iki tabirde Hz.Muhammed'e aittir. Hadistir ve onun sözüdür. Münafık içi başka, dışı başka; bu dindar değildir. İkincisi yalan söylüyor bu da dindar değildir. 

Politika Dergisi: İsrail'in Kıbrıs'tan toprak istemesi yeni bir şey değil. İsrail hükümeti, Kıbrıs Rum Yönetimi'nden Doğalgaz Sıvılaştırma Tesisi adı altında açıkça üs istediği görülüyor. Asıl planlanan nedir?

Osman Pamukoğlu: Meydan okuyor işte. İsrail manevrasız hiç durmadı ki oraya yerleştiği günden beri. Meydan okuyor işte. Sen kimsin diyor. Ben yapacağımı yaparım.

Politika Dergisi: 4+4+4 Eğitim sistemiyle ilgili ne düşünüyorsunuz ?


Tam bir fiyasko. Korkunç bir fiyasko. Benim ailemin büyük çoğunluğu öğretmendir. Ve eşimde öğretmendi. Tam bir fiyasko. 60 haftalık; çocuk 5.5 yaşındaki çocuk uyum sağlayamaz. Ben söyleyeyim beni erken gönderdiler. 5 yaşında başladım. Erken gittim okula. 2 ay sonra kaçtım. Uyum sağlayamadım, intibak edemedim. Birde öyle sınıflara doldurdular; ben sıkıldım yani. 5 yaşındaki çocuk! Bir sene sonra gittim tekrar. Bu kısmını yazmaya gerek yok değil mi ? Şunu söylemek istiyorum. Konuşacak tarafı yok. Ne yapmak istedikleri belli. Mesele dolaylı yoldan rejim, rejim, rejim. İşte o konuyu koy, bu konuyu koy. Sıkıştığı zamanda anayasayla ilgili, cumhurbaşkanlığıyla ilgili MHP hep yanında. Ben ne diyorum: Bunların hepsi düzenin parçası partiler. Parti kurmak benim işim miydi? Herkes bunu söylüyor. Kişiliği en ters adam Osman Pamukoğlu diyorlar. Siyasete uymaz. Niye parti, ne partisi ? Ama işte bunların hepsi düzenin parçası. Yeni bir şey lazım, yeni, farklı. Herkes biliyor. Karakterim belli, kişiliğim belli, tarzım belli, geçmişim belli. Ben herhangi birine çok rahat şekilde... Kaldı ki geldiler gittiler. Ben buradayım deseydim nerde olurdum? Mecliste değil mi? Ama benim derdim o değil. Bir fikri, bir düşünceyi yerleştirmeye çalışıyorum. Başka bir şeyin peşindeyim. Ben kendimden örnek veriyorum: Neden okula erken başladım biliyor musunuz ? Ben 27 Aralık'ta doğdum. Yani yılbaşına 3 gün kala. Beni hemen gidip nüfusa almışlar. Aman başına bir şey gelmesin nüfus kağıdını garantiye alalım diye. Şimdi ne oluyor ? 3 gün ne görünüyor bende. 1 yıl gibi görünüyor. Ben yaşamamışım ki kardeşim o bir yılı. Ben 2 ay sonra kaçtım okuldan. 1 sene sonra tekrar başladım okula. Uyum sağlayamadım işte kendimden örnek veriyorum. (gülüyor)

Not: Bu röportaj 27 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleştirilmiştir.

 

 

İhsan SEFER

ihsan.sefer@politikadergisi.com

Samed KOCADEMİR

iletsim@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Herdefasında DOĞRUYU söyleyen tek adam OSMAN PAMUKOĞLU..

Türkiye Cumhuriyetinin bölünmezliğini vede ÜLKE bütünlüğünü sağlayabilecek tek adam..VATANSEVERLER bu adama destek vermeli yoksa ÜLKE ELDEN GİDECEK..

BIKMADINIZMI HER DAFSINDA DİNİ İSTİSMAR EDEN YALANCILARDAN..

bu ADAMA destek verin pkk dan kurtulun

dini sömuren din tüccarlarından kurtulun..

memleketımde satılmadık yer kalmadı ve bu satılanları geri alabılecek tek adam yine OSMAN PAMUKOĞLU..

ATATÜRK ten sonra ki büyük LİDERLER den biriside OSMAN PAMUKOĞLU dur ..

avrupanın sevmediği LİDER de OSMAN PAMUKOĞLU dur avrupa boyunduruk takamadıgını sevmez.!!

Bu adam değil mi

Bu adam değil mi?
Erzurumdan ötesini yakasaksın diyen, Hatta hızını alamayın güneydoğuya parti bürosu bile kurdurmuyorum diyen daha neyin tlaşını yapıyorsunuz. adam iyi asker olabilir ama iyi siyasetçi de olacak diye kaide yok kendinizi kandırmayın.

Yorumda bahsettiğiniz söylem

Yorumda bahsettiğiniz söylem Osman Pamukoğlu'nun azından çıkmamıştır. Erzurumdan ötesini yakacaksın tarzında bir söylemini kanıtlayın. O Erzurumu değil ama ben kendimi yakarım. Bu kadarda iddialı konuşuyorum. Algınız o yönde diye yalan yanlış bilgilerle Osman Pamukoğlu'nu değerlendirmeyiniz.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.