Editöryadan Seçkiler
İçerik Kategorileri
- Analiz (197)
- Bilim/Kuramsal (188)
- Dünya (29)
- Eğitim (27)
- Medya (38)
- Yazı Dizisi (25)
- E-Dergi Yazıları (93)
- Dış Siyasa (931)
- Ekonomi - Finans (59)
- Eko-Politik (194)
- Güncel (1275)
- İç Siyasa (1659)
- Kültür/Sanat (283)
- Tarih (295)
- Terör (151)
- Toplumsal (812)
- Diğer (254)
Anket
Yeni Kayıtlı Okurlar
Popüler İçerikler - Arşiv
Günün En Çok Okunan İçeriği
En Çok Okunan (Popüler) İçerikler
| İçerik | Okunma Sayısı |
|---|---|
| "Keşmir Meselesi"nin Anatomisi | (544,761) |
| Yakın Çağ Sona mı Erdi? | (425,618) |
| Uluslararası İlişkiler Literatüründe Savaşın, Yerini Barışa Bırakması Mümkün Mü? | (409,271) |
| Ermenistan Meselesi | (370,333) |
| Son 50 Yıla Damga Vurmuş Bir İsim: Deniz Baykal | (335,404) |
| Atatürk Döneminde Halkçılık Ne Anlama Geliyordu? | (325,823) |
| Mustafa Kemal ATATÜRK, Müslüman Değildir! | (324,510) |
| Atatürk’ün Modern Türk Milliyetçiliği Anlayışına Genel Bakış | (304,307) |
| "Ezilenlerin Pedagojisi"nde Eleştirel Bilinç | (280,792) |
| Politika Dergisi - Celal Şengör Mülakatı | (277,551) |
Politika Dergisi Arşivi
- Haziran 2020 (1)
- Şubat 2015 (2)
- Ocak 2015 (1)
- Aralık 2014 (13)
- Kasım 2014 (24)
- Ekim 2014 (24)
- Eylül 2014 (19)
- Ağustos 2014 (25)
- Temmuz 2014 (34)
- Haziran 2014 (38)
- Mayıs 2014 (31)
- Nisan 2014 (33)
Görümüz ve Görevlerimiz

Politika Dergisi'nin GÖRÜSÜ: Gençlerin ve genç düşüncelilerin kavga ile değil fikirlerle politik katılımını sağlamaktır. Politika Dergisi, Türkiye için demokrasiyi; sadece seçimlere özgülenmiş bir rejim olarak değil Türkiye Cumhuriyeti’nin temel esaslarına uyulmak şartıyla her kesimin katılımının sağlandığı ve niteliksel ilerleme içinde olan bir rejim olarak tanımlar. Ve bu yönde adımlar atar.
Politika Dergisi'nin GÖREVİ: (1) Gençlerin ve genç beyinlilerin* politik düşüncelerine yer vererek, depolitize olmalarını engellemek ve bu yolla ülkemiz politikasına bir ivme kazandırabilmek, (2) Cumhuriyetimizin, Türk devrimlerinin, insan haklarının, demokrasinin ve laikliğin özü korunmak kaydı ile fikir serbestîsi sunabilmek, (3) Geniş bir politik yelpazenin sunulması ile okuru çok yönlü düşünmeye sevk etmek (4) Tüm bunların kazanımları ile düşünsel politizasyonu sağlayarak, gelecek için gerçek bir demokrasi oluşturmaya katkıda bulunmaktır.
*"Genç beyinli" veya "genç düşünceli"den kastımız; ülküsü uğrunda özveride bulunabilecekler ve düşüncelerini gerçek yaşama geçirme umudunu taşıyanlarıdır.




Türkiye’nin temel sorunları üzerindeki sıcak dış politika örtüsünü kaldırdığımızda karşımıza çıkan meselelerden bir tanesi de laiklik-sekülerizm çizgisinde yürüyen “din ve vicdan özgürlüğü” tartışması. Anayasa yapım sürecinde üzerinde ciddiyetle durulması gereken konulardan bir tanesi olsa da bir türlü aşamadığımız -teoride değil ama pratikte- bu sorunun gündemde hak ettiği yeri aldığını söyleyemeyiz.
Avrupa Birliği bundan tam 62 yıl önce, ikinci dünya savaşının yaralarını sarmak için Avrupa’ da bulunan kömür ve Çelik’i ortak bir payda altında kullanmak ve savaş sırasında otoriterliğe karşı direnen insanların Avrupa’daki nefret ve düşmanlığına son vermek ve bir ‘’Avrupa birleşik devleti‘’ hayali ile kurulan bir kuruluştur.
Arap Baharı denilen olgunun Arap ülkelerinde yaşayan iyi niyetli, modern ve eğitimli insanların eylem gücünden yararlanıp, başına batı kuklası yönetimleri geçirme operasyonlarından ibaret olduğunu anladığımızda, topun ağzındaki ülke oluvermişti Suriye. ‘Şimdi ne olacak?’ dememize fırsat kalmadan kısa süre içinde saflar belirlendi, silahlar çekildi, mermiler namluya sürüldü ve çatışmalar başladı.
Kanuni bir uygulama gibi gözükse de, vaat edilen özgürlüklerin eline açık açık kelepçe bağladığını kim inkâr edebilir?
Bütün dinlerin ortak emridir bu. İnsanların bir kısmının hayvan ötesi duygularını frenlemek için verilmiş bir emirdir. Hayvan ötesi diyoruz. Çünkü hayvanın en yırtıcısı, en acımasızı bile sadece karnını doyurmak için öldürür.
Başlık tanıdık gelebilir Pr.Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün bir kitabından esinlenerek bu başlığı kullandım. Ama gerçekten de Yaşar Nuri hocamız çok iyi sentezleyerek bulmuş bu başlığı. Yıllardır Allah ile aldatılmıyormuyuz.
"Sykes-Picot" okuyucularımın bildiği gibi, 1916 yılında İngiliz Sir Mark Sykes ve Fransız Georges Picot adlı diplomatlar arasında sürdürülen görüşmelerden sonra I. Dünya Savaşı bitiminde Orta Doğu'nun nasıl paylaşılacağı konusunda İngiltere ve Fransa arasında imzalanan gizli anlaşmanın kısa adı.
Ankara’da iktidar koltuğunda oturanların, hemen her yerde, başparmak hariç bir araya getirip de havaya kaldırdıkları o dört parmakla Mısır iç siyasetine müdahil olmalarını nasıl açıklamak gerek sahi?
İletişimin sınır tanımadığı günümüzde hiçbir şey gizli kalmıyor. Öyle el altından insanları kandırmak pek de mümkün değil.
Suriye’de Esad rejimine başlayan ve başta emperyal güçler olmak üzere de birçok ülke ve şirketten destek gören muhalif ayaklanma, git gide iç savaşa dönüştü ve ülkeyi uzun yıllar peşini bırakmayacak bir felaketin başlangıcı oldu.