Ekim 2013

Anıtlardan Seslenenler

Moskova’nın merkezinde bir anıt vardır, kanatlı birer melek olan çocukların gökyüzüne yükseldiği ve altında oyuncakların bulunduğu bir anıt. Kuzey Osetya’da da benzer bir anıt vardır; yas tutan dört kadının kollarının üzerinde göğe doğru yükselen kanatlı melek çocuklar. 2004 Eylül’ünde Beslan’da ölen yüz seksen altı çocuk içindir bu iki anıt. Yepyeni bir eğitim yılına başlayacakları sabah aileleri ve öğretmenleriyle birlikte rehin alınan; üç gün rehin tutulduktan sonra ölen, öldürülen üç yüz altmış kişinin içindedir bu çocuklar. Çok sonraları oğlunu bu baskında kaybeden bir anne, “o benim gün ışığımdı, neden öldüğünü, neden öldürüldüğünü bilmiyorum ve benim sorularımı kim cevaplayacak”, diye soruyordu. Yıllardır orada ölen çocukların anneleri bu soruların cevabını arıyorlar. Üzerinden on yıl geçti…

Ya İstihbarat Zafiyeti

Yazar: 
Tamer YAZAR
Yazının Yazıldığı Tarih: 
25-10-2013

En başından beri söylenen tek şey vardı, o da “Reyhanlı'daki saldırı için istihbarat zafiyeti yok” !!!

Hatta; Emniyet İstihbaratı ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) arasında koordinasyon eksikliği de !!!

Tamam da, Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde 53 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırılarla ilgili olarak yapılan ilk işlerden biri, İlçe Emniyet Müdürü Murat Berk’in görevden alınması değil miydi?

Ve ardından da MİT Bölge Müdürü H.D.'nin görevden alınması gelmedi mi?

 

Yoksa biz mi yanlış hatırlıyoruz ???

Lozan ve Lord Curzon

29 Ekim. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanının ve uluslararası kabulünün 90. yıldönümü. Bana göre ise Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası kabulü ve tanınmasının tarihi 24 Temmuz 1923, Lozan Antlaşmasının imzalandığı gündür.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Dışişleri Bakanlığına getirilen ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında yeni dünya düzeninin sağlanması görüşmelerinde,  özellikle de Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesinde İngiltere'nin çıkarlarını koruması için Lozan görüşmelerinde İngiliz heyetine başkanlık eden Lord Goerge Nathaniel Marki Curzon'un yüzünü imzaların atıldığı gün görmeye değerdi...

Kısa adıyla Lord Curzon, Birinci Dünya Savaşından sonra Yunanlıları gaza getiren ve Yunan Kralı ile Yunanlı politikacıları Anadolu'nun batı yarısını alabileceklerine ve Yunanistan topraklarına katabileceklerine inandıran kişidir.

Dersim'den Vaz mı Geçtik?

Yazar: 
Tamer Yazar
Yazının Yazıldığı Tarih: 
28-10-2013

Adına Dersim İsyanı, Dersim Katliamı ya da Dersim Soykırımı deyin, değişen ne olacak sahi?

1937 senesinde yaşanan olaylarda öldürülen binleri geri getirebilecek misiniz?

Peki ya orada uygulanan şiddetin günümüze kadar uzanan acılarını silebilecek misiniz?

Hatta kaybolan yaşamları!

Sürgün edilenleri!

Asimile edilenleri!

Değiştirilen isimleri!

Cinnete Sürükleyen Sebepler

Yazar: 
Halit DURUCAN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
23.10.2013

Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamında genç nüfus oranı düşük, yaşlı nüfus oranı yüksektir. Kırk yıl öncesine kadar Türkiye, dünyanın en genç ve dinamik   ülkesiydi; ancak bu tablo, ge çen yıllar sonrasında tersine dönmeye başladı. Bu gidişle Türkiye nüfusunun yarısından fazlasını yaşlılar oluşturacak.

Başbakan Tayyip Erdoğan, her kıydığı nikahta çiftlerden ‘üç çocuk’ yapmalarını istiyor. Haksızda sayılmaz. Başbakanın parolası doğru; ancak Türkiye’nin, gençliğini okutacak, eğitecek ve istihdam edecek güç ve kabiliyeti var mıdır? Başbakan acaba neye dayanarak veya neye güvenerek her evlenen çiftten illede üç çocuk istiyor, anlamak güç! Başbakanın ‘üç çocuk’ önerisi pek çok kişi tarafından haklı gerekçelerle eleştirildi. Başbakan, çiftleri özendirmek için bir takım tedbirler aldı. Çocukların bez ve mama giderlerinin maaşlara ek olarak verileceğini, evlenmek isteyen çiftlere 10 bin liralık faizsiz bir kredi verileceğini belirtmiştir. Ayrıca anne ve babaya 6 ay boyunca çocuğa bakmaları için yarım gün çalışma imkanları getirileceğini söyledi.

Yerel Seçimler ve İstanbul Açmazı

Yazar: 
Hasan RAY
Yazının Yazıldığı Tarih: 
30.10.2013

 Genel Görünüm

2014 Martında yapılacak yerel seçimler siyaset kulislerini hareketlendirmeye başladı. Büyük çekişme içinde geçmesi beklenen İstanbul’da partiler bir nevi “genel seçim” sınavı verecek.

Gezi Parkı ile Türkiye’de ve dünyada prestij kaybı yaşayan Erdoğan, İstanbul zaferiyle birlikte bu kaybı bertaraf ederek “faiz lobisine” gerekli cevabı verecek(?) Büyük bir sürpriz olmazsa AKP’nin muhtemel adayı yine Kadir Topbaş olacak.

Cumhuriyetle yaşıt CHP’de ise sular durulmak bilmiyor. Sürekli değişim ve dönüşüm içinde olan parti; parti içi muhalefet sorununu aşabilmiş değil. Bu ikilik İstanbul adaylığında da karşımıza çıkıyor. Bir önceki seçimde de İstanbul Büyükşehir adaylığı gündeme gelen Gürsel Tekin ile 2005 yılında partiyle ilişiği kesilen Mustafa Sarıgül’ün adaylığı konuşuluyor.

Cumhuriyet Bayramını Kutladık

Başlık biraz buruk oldu değil mi? Haklısınız. Sazlı sözlü, halaylı zeybekli mitingler halinde geçmesi gereken bayramda çelik gibi bir hava hâkimdi. Nasıl olmasın ki? Bir kısım yıllardır cumhuriyetten rövanş almak, onun dönüştürülmesine, tavsiye edilmesine ortak olmak için her şeyi yaparken, halkın büyük bölümü de canımız, kanımız bahasına kurduğumuz bu mucizevî cumhuriyeti koruma derdindeydi. Bu yüzden mitingler ister istemez hükümet aleyhtarı bir hale dönüştü.

Cumhurbaşkanı bize bir sürpriz yaptı. Son dönemde hep hasta olduğu bayram sabahı anıtkabir ziyaretlerinde bu sefer hasta olmadı. Allah her zaman şifasını versin. Resmi kutlamada hala kaldırılamayan bir gelenek olan anıt kabir ziyaretinde orya birilerinin kerhen gittiği yüzlerinden okunuyordu. Aynı kişiler,  Marmaray açılışında sanki ferahlamış, enerji dolmuş gibiydi. Aslında orya gidip SAP gibi durmak birilerinin canını epey sıkıyor gibiydi. İnanıyoruz ki andımızı kaldıran zihniyet en kısa zamanda bu işe de el atacaktır.