Şubat 2014

Sağlam İrade(?)

İLERİ DEMOKRASİNİN olduğunun seslendirildiği ülkemizde, gittikçe artan ölçüde bir baskı ve otosansürle karşı karşıyayız…

Yolsuzluk ve rüşvet şaibelerinin, artık gündelik siyasal değerlendirmelerden eksik olmadığını da görebilmekteyiz.

Şurası bir gerçek…

İktidar odağından bazı kimselerin de içinde olduğu bir yolsuzluk iddiası, hâlen havada kalmış durumda…

Sizler de günlerdir takip ediyorsunuzdur…

Ülkede olup bitenleri…

Yüzlerce polis memurunun ve yargı mensubunun yerleri, jet hızıyla değiştirildi ve bu insanlar, kış şartlarında zor durumda bırakıldı.

Yürütme erki, yani AK Parti hükümeti, ortaya atılan bu yolsuzluk iddiasının üzerine gideceğine, bu soruşturmanın unutturulabilmesi adına elinden geleni yapmakta…

Kendi siyasal stratejisi üzerinden politik gündemi saptırmakta.

Ortak Metin Ne Diyor?

Liderler nihayet geçen hafta başında, Kıbrıs konusuna "Kalıcı ve Sürdürülebilir Bir Çözüm" getirmek amacı ile ‘Ortak Metin’ üzerinde bir anlaşmaya vararak, 46 yıldır sürmekte olan müzakerelerin tekrardan başlamasını sağladılar.

 

Bana göre ‘Ortak Metin’de toplam 7 madde var, sonuncu hariç.

İşin ilginç tarafı, bu söz konusu 7 maddeyi Rumlar ve biz Kıbrıslı Türkler farklı farklı yorumluyoruz. Türkçe ve Rumca gibi İngilizce de lastikli. Yazılanı istediğiniz gibi çekip uzatıyor, büküp şeklini değiştirebiliyorsunuz.

 

İngilizcede Devlet sözcüğünün de karşılığı "State", Eyalet sözcüğünün de.

Türkiye'nin Kıbrıs'taki Tavizi

Kıbrıs sorununa kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirmek için geçen hafta başında Kıbrıs Türk ve Rum liderlerin altına imzalarını koydukları Ortak Metnin, ara bölgede BM Misyon Şefi Lisa Buttenheim tarafından okunmasından sonra söylenmedik söz, yapılmadık yorum ve kesilmedik ahkam kalmadı.

 

Hele hayatında bir kez Kıbrıs'a gelmemiş olan kişilerin uzaklardan yaptıkları yorumlar ve kaleme aldıkları varsayımlar çok ilginç. Neler olup bittiğini bilmeyenlerin bu yazıları okuduklarında içeriğine inanmamaları için hiç bir neden yok. Gayet güzel kaleme alınmışlar ve sanki de doğruymuş gibi birçok hayali varsayımlara dayandırılmışlar.

 

Zannedersiniz ki, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu Ortak Metne onay verirken yanında oturuyormuş, onay vermeden önce kendisine de danışmış ve neler olup bittiğini de söylemiş. Kimlerle gizli görüşmeler yapmış, nelere perde arkasından "Evet" demiş hepsini kendisine anlatmış!

Demokrasi Perdesi Kapanıyor

Ülkemiz üzerinde oynanan tiyatronun demokrasi perdesinin kapanma saati geldi. Daha işin başında demokrasiyi tramvaya benzetip istedikleri durakta ineceklerini deklere edenler, diktatörlük mahallesi yakınlarından geçerken tramvayı durdurup indiler. Aradaki yolu yayan gitmekle meşguller. Öyle görülüyor ki fazla da bir mesafeleri kalmadı.

Uzun süredir koalisyon ortağını devre dışı bırakmak, bütün olumsuzlukları onun üzerine yıkıp aldığı enerji ile diktatörlüğünü ilan etmeye kalkanların planlarının hızla işlediğini görüyoruz. İnternete getirilen yasakların birinci nedeni de budur. Kendisine karşı komplo kurulduğunu gören şer ortağı iktidara yaptığı 17 Aralık darbesi sonucu iktidarın telaşı yükselmiş, tabir yerinde ise eli ayağına dolaşmıştır. Belirli bir plan içinde yürütülen operasyon gün yüzüne çıkmış, gerek iktidar, gerekse şer ortağı birbirlerine saldırırken suçüstü yakalanmışlardır. Başbakanın sürekli eski iddialarını tekzip eder konuşmaları bu suçüstü yakalanmanın telaşındandır.

Politika Dergisi - Kaya Güvenç Mülakatı

PD Roportaj Ekibi: 
Melisa TEKELİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Melisa TEKELİ: Öncelikle Politika Dergisi adına görüşme talebimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Klasik bir soruyla başlayalım. Kaya Güvenç kimdir, kendini nasıl tanıtır? 

Kaya GÜVENÇ: Makine mühendisiyim. Hayatım; işle beraber yürüttüğüm emekçi sınıfların mücadelesi. Emekçi sınıfların mücadelesine daha çok teknik eleman hareketi üzerinden 1970 öncesi yıllarda sendikalarla, daha sonraki dönemlerde mühendis mimar odalarıyla katıldım. Bu mücadelenin içinde önemli iki dönem olduğunu düşünüyorum. Birisi 12 Mart dönemidir. 12 Mart döneminde siyaset yapan her genç gibi ben de bir süre Mamak'ta kaldım. İkinci dönem 2000'li yıllardır.2000'li yıllarda da TMMOB başkanlığım F tiplerine karşı ölüm oruçlarının olduğu bir döneme denk geldi. Arkasından ekonomik kriz yaşandı. O tarihte çok aktif olan Emek Platformu'nun sözcülüğünde çalışmalarımız oldu. Daha sonra ABD'nin Irak'a saldırısına karşı eylemler gerçekleştirdik. Geçmişe ne yapmışım diye baktığım zaman; hayatımı devam ettirecek düzeyde bir çalışmam olmuş ve emekçi sınıfların mücadelesine karınca kararınca ne katabildiysem onu katmışım.

Yerel Seçimler Öncesi Ankara'nın Nabzını Tutuyoruz

    Türkiye üçlü seçim havasının ilk ayağı olan yerel seçimler öncesi son bir ayına girdi. Adaylıklar netleşse de adaylar hakkındaki bilgilerimiz hâlâ net değil.

   Politika Dergisi tam da bu amaçla yerel seçimler öncesi başkent Ankara'nın nabzını tutuyor. Sitelerinde ya da seçim broşürlerinde yazan özgeçmişleri dışında bu adaylar kendilerini nasıl tanıtıyorlar? Onlara oy vermemiz için 5 sene sonra nasıl bir Ankara vaad ediyorlar? Belediyecilik anlayışları neler? Bunları Ankara'da ne ölçüde uygulayacaklar? Onlara göre Ankara'nın şu andaki sorunları neler?

   Ve en önemlisi: Acaba onların kendilerini tanıtış şekli bizi özgeçmişleri dışında ne derece bilgilendirecek? Onlara oy vermemiz için sundukları nedenleri gerçekten geçerli buluyor muyuz? Onların 5 sene sonraki Ankara'sıyla bizim 5 sene sonra hayal ettiğimiz Ankara birbirine benziyor mu? Ankara'da bizim gördüğümüz sorunları görebiliyorlar mı ya da farkında olmadığımız çok büyük sorunlar mı görüyorlar? Bu adayların belediyecilik anlayışı bizim istediğimiz belediyecilikle uyumlu mu?

Politika Dergisi - Mevlüt Karakaya Mülakatı

PD Roportaj Ekibi: 
Melisa TEKELİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Melisa TEKELİ: Öncelikle Politika Dergisi adına görüşme talebimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Klasik bir soruyla başlayalım. Mevlüt Karakaya kimdir, kendini nasıl tanıtır? 

Mevlüt KARAKAYA: Ankara’nın Bala ilçesinin Çavuşlu köyünde doğdum. Kazan’da ortaokulu yatılı okudum.Ardından Ankara Ticaret Lisesi'nden, daha sonra da 1985 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünden mezun oldum. 37 yaşında profesör ünvanı aldım, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalında yüksek lisans ve doktora derecelerim var. ABD’nin çeşitli üniversitelerinde eğitim aldım, araştırmalarda bulundum. Üniversite senato üyesi, dekan yardımcısı gibi idari görevler de üstlendim. Yöneticilik hayatımı Dünya Bankası gibi uluslararası kurumların yurtdışı projelerinde finans yöneticisi olarak sürdürdüm. 1999-2003 yılları narasında Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü yaptım. En genç KİT genel müdürü olarak 2000 yılında ‘’Yılın Kamu Yöneticisi’’, 2002 yılında ‘’Yılın Bürokratı’’ 2003 yılında ise ‘’En Başarılı KİT Yöneticisi’’ ödüllerine layık görüldüm. 10 yılı aşkın süredir de, MHP Merkez Yönetim Kurulu üyesiyim. 2011 Yılından bu yana MHP Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı görevini yürütmekteyim. Evliyim, 2 çocuğum var.