Haziran 2014

Tarihin Tekrarı

Biz Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar dünyanın merkezinin Kıbrıs olduğunu zannetsek de gerçeğin öyle olmadığı kesin.

Başımızı kaldırıp etrafımıza bakmakta, yakın komşularımızda nelerin olup bittiğini anlamakta ve gelişmeleri yakından takip etmekte büyük fayda var. Zira bu gelişmelerin zaman içinde bizleri de endirekt olarak etkileyeceği kesin. Önce endirekt sonra da direkt olarak etkileyecek.

 “Güneybatı Asya” veya da Avrupalıların kendi merkezli tanımlamaları ile “Ortadoğu”, fena halde kaynayan bir kazan görünümünde. Uzun bir müddet daha barış yüzü görmesi veya rahatlaması söz konusu değil. 

IŞİD Kim ve Ne Yapmak İstiyor (1)

Açılımı "Irak Şam İslam Devleti" olan IŞİD, sanki de bir anda esrarengiz güçlerin yardımı ile ortaya çıktı ve Güney Batı Asya'da (Ortadoğu) fırtına gibi esiyor görünümünde ama işin doğrusu öyle değil.

 

Aslında IŞİD dün, bugün doğmuş değil, tamı tamına 10 yaşını doldurmuş bir örgüt. Amerika Birleşik Devletleri’nin 21 Mart 2003 sabahı Irak’ı haksızca işgal ederek Irak savaşını başlatmasından sonra 2004 yılında “Tevhid ve Cihat” adıyla Ebu Musa Zerkavi tarafından Irak’ta kuruldu. İlk aşamada El-Kaide'ye bağlığını ilan etti, sonra da adını "Irak El-Kaidesi"  veya diğer bir tanımla "Mezopotamya El-Kaidesi" olarak açıkladı.

Radikal Dönemin Ilımlı Gazetesi

Yazar: 
Alp Giray

Neredeyse yirmi yıllık geçmişi ve öyle ya da böyle bir çizgisi olan Radikal gazetesi, yayın hayatının sonuna geldi. Dijital platformda yayınına devam ediliyor gerçi ama basın yayın sektöründe bu kararın anlamı açıktır: Radikal bitti!

 

Ama Doğan grubunun şımarık genç gazetecileri ve Cihangir solcuları, bunu kabul etmek, görmek istemiyorlar. Zira, bu gazete, birilerinin tek sahası, tek oyun bahçesi. Elitizmlerinin kalesi, küçük burjuva duyarlıklarının korunaklı rezidansı. O olmazsa ne yaparlar, nereye gidip nerede kalem oynatırlar?..

Ünzile

Yazar: 
Emine SONSUZ

Susuşları ile en acı haykırışlarına hayat veren kadın.

Çektiği eziyetleri yaşamında kural zanneden,

Susmaya “edep”, yaşamında ki çirkinliklere boyun eğmeye “umut” adı veren kadın…

Hiçbir varlığın yaşamı, bu kadar belkiler ile süslenmemiştir.

Hiçbir bakışta ki anlam, acıyı bu kadar güzel tarif etmemiştir…

Ve Hiçbir varlık, şefkati ile bu denli kıskandırmamıştır aşkı…

Gül Aday Değilmiş. Erdoğan mı? Seçilmiş...

Yazar: 
Tamer YAZAR
Yazının Yazıldığı Tarih: 
29/06/2014

Tabi ki böyle bir şey yok ama, “oldu da bitti maşallah” diyen geleneksel Türkiye yaşamının bilinen repliği bu önemli seçim için de tekrar edilir olmuş, hatta AKP noktasında duranlar, Erdoğan’ın olası KUTLAMA konuşması için BALKON kısmında toplanmaya başlamış… !!!

 

Olmayacak bir senaryo değil… !

Hatta eldeki tek senaryo…

 

Aslında Abdullah Gül’ü dinlerken, gülümsememek zor… !

 

Niye mi?

 

Cevap vermeden önce, okuyalım…

Avrupa Birliği'nde Değişim

22-25 Mayıs tarihleri içinde Avrupa Birliğine üye ülkelerde yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra Avrupa Birliği'nin siyasi yapısı kökten değişime uğradı.

 

Bizler KKTC'de yerel seçimler ve Anayasa oylaması ile uğraşırken, Brüksel'de radikal değişimler yaşanıyor. 26-27 Haziran, Perşembe ve  Cuma günleri Brüksel'de toplanan Avrupa Birliğine üye ülkelerin yöneticileri,  Ekim ayında Portekizli Jose Manuel Barroso’dan boşalacak AB Komisyon Başkanlığı, diğer bir tanımlamayla da Avrupa Birliği Başbakanlığı koltuğuna oturacak kişi üzerinde uzlaşmaya varmaya çalıştı.

soL’un Kısa Tarihi Üzerine Notlar

Yazar: 
Alp Giray

Lisenin hazırlık sınıfına giderken, yaşadığım şehirdeki bir büyük marketin, ki muhafazakar kitleye hitap eder, kitap reyonunda, eskimiş tuğlalardan bir duvarın kapağına yerleştirildiği Tarih Türkiye Sosyalizm adlı kitabı gördüğümde, o günlerde içimde gittikçe büyüyen naif solculuk merakımı giderir diye hevesle almış ve derhal okumaya girişmiştim. Fakat ne yazık, hiçbir şey anlamadım. Sadece 15 yaşında, içinde sosyalizm olan bir kitabı almaktan kaynaklı, kendime bir övünç payesi çıkarmaya çalışarak teselli oldum.

Yıllar sonra, Türkiye’de tarihin yeniden yazıldığı, solun, sağın, devletin, iktidarın, gücün alt üst olup hepsinin yeniden tanımlanma ihtiyacının belirdiği günlerde, 2010-2011, Tarih Türkiye Sosyalizm’i tekrar elime alıp okuduğumda, bu sefer okuyabildim  evet, gerçekten içinde hamaset olmayan, sosyalizmin cde’si kıvamındaki, örgüt propagandasını geçmeyen vasat yayınlara inat, özgün bir eser olduğunu fark ettim kitabın. Pek çok mevzu, başlık vardı sosyalizmin dünyadaki ve Türkiye’deki seyrine, gelişim ve gelişmeme süreçlerine dair ve kabul, bunlar çok derin değildi; ama tartışılmaya, konuşulmaya değer şeylerdi hepsi.

Cumhurbaşkanı Adayı Kim Olacak?

Yazar: 
Murat ŞİMŞİR
Yazının Yazıldığı Tarih: 
30.06.2014

2007 Yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi krize girince, AKP kendince bir çözüm üretti ve acil tarafındanyapılan çalışmlar sonucunda, Cumhurbaşkan'ının halk tarafından seçilmesi gibi bir garabet, görünürde çok demokratik,ama aslında parlamenter sistemi kilitleyecek yeni bir sorunlar yumağının ortasına düştüğümüz gerçeğinin farkına yeni yeni varıyoruz. Neyse artık yapacak Bir şey yok, maç sonrası futbolcuların dediği gibi, bundan sonraki maşlara bakacağız misali realiteye bakacağız... 30 Mart yerel seçimlerinden hemen sonra başlayan yeni süreç ülkeyi Cumhurbaşkanlığı seçimine odakladı.

Sonra CHP ve MHP gibi partilerin genel başkanları kendilerince ve kendi partilerinden uzak, “ Çatı” aday profilini topluma anlatmaya ve kimi kurum ve kuruluşlardan destek aramaya giriştiler. Ancak daha ilk anda aday adı açıklamadan sadece ilkeler bazında görüştüklerini beyan ettiler. Ama ne hikmetse her görüşten kişilerle görüştük derken, tüm STK'lara gittiler derken özellikle de Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu partide ve onun oturduğu koltukta oturan zatı muhterem “ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ” gibi ulusalcı STK'ların hiçbirine gitmemiş, milyonların meydanlarda haykırdığı “Mustafa Kemalin Askerleriyiz” sloganını sadece salı günleri meclis kürsününden o da kerhen söylediği anlaşılan sayın genel başkanın gizli ajandası ortaya çıkmış oldu.