Ecdadın Kim?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar Adı: 
Hakan YAVUZ (Sosyolog)

BOP Eşbaşkanı, Yunanistan gezisinde yöneltilen “Patriği ekümenik olarak tanıyor musunuz?” sorusuna, “ecdadımı rahatsız etmediğine göre, beni de rahatsız etmez ama Türkiye’de rahatsız olan birileri var” cevabını verdi. Eşbaşkan, bu sözleriyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ü “ecdat” olarak tanımadığını itiraf etmiş oldu.

Gazi Mustafa Kemal’in Fener Rum Patrikhanesi hakkındaki görüşleri yeterince açıktır: “Bir fesat ve hıyanet ocağı olan ve memleketimize nifak tohumları eken, uyuşmazlıklar yaratan, Hristiyan hemşerilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluğa ve felakete sebep olan İstanbul Rum Patrikhanesini artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilatı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir? Türkiye’nin Rum Patrikhanesi için arazi üzerinde bir sığınılacak yer göstermeye ne mecburiyeti var? Bu fesat ocağının hakiki yeri, Yunanistan değil midir?” Hakimiyet-i Milliye Gazetesi (20 Ocak 1923)

BOP Eşbaşkanı şimdi, ekümenlikten rahatsızlık duymayan “ecdadımız” sözcüğü ile kimi kast ettiğini açıklamak zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı İmparatorluğundan farklı bir devlet olduğunu idrak edemeyen BOP Eşbaşkanının, Büyük önderimizin aynı demeçte sarf ettiği şu sözleri nasıl izah edeceği ise merak konusudur: “Büyük Millet Meclisi tarafından idare edilmekte olan yeni Türkiye, Babıali’nin taht-ı idaresindeki eski Osmanlı İmparatorluğu değildir.”

Tayyip Erdoğan’ın diplomatik bir gezide, temsil ettiği devletin, kurucu ilkelerini değil de, Osmanlı Devleti’nin uygulamalarını benimsediğini ilan etmesi, taşıdığı “BOP Eşbaşkanı” sıfatına çok uygun düşmektedir. Çünkü ekümeniklik iddiası, Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımama, yani kuruluş senedimiz anlamına gelen Lozan Anlaşması’nı yok sayma girişimidir. Daha da ötesi, Yunan Kilisesinin 2004 yılında “yaşatıyoruz” dediği, Megalo İdea’nın ön aşamasıdır.

“Yunanistan Anayasası’nda belki de başka bir ülkede örneği bulunmayan maddeler bulunur. Bunlardan 3. madde özetle şöyledir: Yunanistan’ın resmi dini Ortodoksluktur, dinin başı Konstantinopolis’tedir (İstanbul)” [1]

“Bizans döneminde kullanılan ve bir anlamda hadiseye bir açıklık getiren şu söylem göz ardı edilmektedir: ‘Patriksiz İmparatorluk olmaz’ (İmperium sine Patriarcha non staret). Evet, bu tarihsel söylem, zaten içinde gerçeği de barındırmaktadır. Patrikhane; imparatorluk için bir araçtır ve de kullanılan bir araçtır.” [2]

Öte yandan BOP Eşbaşkanının, “ecdadımı rahatsız etmediğine göre, beni de rahatsız etmez” sözleri, Osmanlı dönemi hakkında da, yanıltıcı bir fikir vermektedir. Bu ifadelerle tarih çarpıtılmakta, sanki Osmanlı Devleti, Fener Rum Patrikhanesine millî temsil hakkı vermiş gibi bir sonuç çıkarılmaktadır. Osmanlı Devleti’nin, çok milletli ve çok dinli bir imparatorluk olduğu ve patrikhanenin tüm temsil yetkisinin, cemaati ile sınırlı olduğu gerçeği göz ardı edilmektedir.

“Bugün Türk tarihçileri Osmanlı hoşgörüsünü vurgulamak adına genelleme yanılgısına düşerek ancak 18. yüzyıl sonları ve 19. yüzyıl başlarında ortaya çıkan bir Millet Sistemi ve Millet Başılığı statüsünü Fatih dönemine bağlarlar. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul Patrikliğine Bizans dönemindeki haklarını ve itibarını iade etmiştir, ancak tarihî deliller patrik efendiye millet başı statüsü verildiğini ispat etmeye yeterli değildir. Nitekim bugüne kadar Osmanlı arşivlerinde bu tür bir belge bulunamamıştır. Patrikhanenin kendisi de bu yönde bir ferman ibraz edememektedir, ayrıca patriklere verilen fermanlarda da Osmanlı tebaası bütün Ortodoksları temsil ettiğini ima eden millet başı lafzı yoktur.” [3]

Din ve kültür birliği esasıyla ulus devlet olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti, sınırları içersinde kalan tarihsel bir olguyu, Lozan Anlaşması ile çözmeye çalışmış ancak o günün koşulları nedeniyle bu pazarlıkta istediği sonucu alamamıştır.

“Fener Rum Patrikhanesi, 1453ten Lozan Antlaşması’na kadar geçen süre zarfında Türk kanunları himayesinde tam bir emniyet altında bulunmuştur. Lozan görüşmelerinde Patrikhane konusu, Azınlıklar Alt Komisyonu’nda gündeme geldi. Türkiye, Patrikhane’nin kesinlikle Türk topraklarından çıkarılmasını istiyordu, ancak Türk Heyeti, karşısında bu isteğe direnen çok sert bir muhalefet buldu. Görüşmeler süresince, Türk delegelerini en çok uğraştıran konuların başında gelen Patrikhane meselesi, yapılan yoğun tartışmaların ardından, Osmanlı döneminde bütün ayrıcalıkların kaldırılıp, yalnızca dini yetkileri ile sınırlı kalması koşuluyla, Patrikhane’nin İstanbul’da kalmasının kabul edilmesiyle sonuçlandı.” [4]

Ulus devletimizi tasfiye etmeye çalışan Haçlı Seferi, Lozan bakiyesi olan Patrikhane sorununu, masum bir unvan talebi olarak göstermektedir. Ancak ekümeniklik kavramı açık bir şekilde bir topluluğun egemen olduğu coğrafya anlamına gelmektedir. “Ekümeni Hıristiyan dinin ve uygarlığının ekonomik olduğu coğrafi alan, egemen olduğu evet, bu nedenle de ekümenik olduğu coğrafi alan demektir”[5]. Aytunç Altındal’ın bu konuşmasındaki bilgiye göre, 2005 yılında, milletvekili olan Emin Şirin, TBMM’de verdiği soru önergesinde, “ekümenikliğin ne olduğunu” sorar. Hükümet adına verilen cevapta şu tanımlama yapılır: “Ekümenik demek Hristiyan ümmetinin coğrafi alanlarını kapsamaktadır.”

Bu sözlerden, 24 ülkenin sınırlarını değiştirmeyi hedefleyen Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, görevini bilinçli olarak yaptığı anlaşılmaktadır. Görev bu aşamada, İstanbul’da küçük bir din devletine “coğrafi alan” tahsis etmek üzere, icra edilmektedir.

 

Hakan YAVUZ
sosyologhakanyavuz@gmail.com

[1] Bojidar Çipof, “KİN KAPISI” ve “ÇARMIHA GERİLMEK”, 22 Aralık 2009
http://www.ilk-kursun.com/2009/12/bojidar-cipof-yazdi-kin-kapisi-ve-carm...
[2] Bojidar Çipof, EKÜMENİZM ve FENER RUM PATRİKHANESİ (2),18 Şubat 2010
http://www.ilk-kursun.com/2010/02/ekumenizm-ve-fener-rum-patrikhanesi-2/
[3] Bojidar Çipof, a.g.e.
[4] Prof. Dr. Ata Atun, Ekümenik Patrikhane ne demektir?
http://www.ataatun.com/ekumenik-patrikhane-ne-demektir-2/
[5] Aytunç Altındal, Ekümenik ve Ermeni Meselesi Üzerine Söyleşi, Sky Türk, Aralık 2006
http://kitapyorumu.blogcu.com/aytunc-altindal-ekumenik-ve-ermeni-meseles...

 

Yorumlar

Sevr'de rahatsız etmez o zaman

Tayyip'in ecdadı Sevr'i de kabul etti. O zaman Tayyip Sevr'den de rahatsız değildir...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.