“Oy” mudur satın alınan yoksa onur mudur ayaklar altına alınan?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Gaflet ve delalet içine düşmüş halk, kapış kapış oy rüşvetinin derdinde… Anladık eşya yok, para yok pul yok ancak “milletimizin bir onuru” var. Olmazsa olmazı vazgeçemeyeceği benliği var.

 

Size koltuk getirdik, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, buzdolabı getirdik yalnız bir şartla “oy” karşılığında diyen oy tüccarlarına karşı gelemeyenler, bizim “insanlarımız”. Onlarda bu oyuna gelmesin iradesine sahip olsun onurunu ayaklar altına aldırmasın” diyoruz.  Bunu söylerken insanlarımızı bu duruma getiren durumları da göz ardı etmeden yapalım diyorum.

 

İnsanları sadaka kültürüne alıştıran, işlerini aşlarını elinden alan sistemin çalıştırılmasına izin verilmeseydi bugün bu halk ne bu oyunlara gelir ne de iki yardım uğruna onurunu çiğnetirdi.

 

Bir göz atalım nedenlere;

 

İlk önce bağımlı ekonomi dönemi başlatıldı; Türk ekonomisine ciddi katkı sağlayan, hayvancılık, tarımcılık sekteye uğratılarak, verimli topraklarından faydalanmak yerine, dışardan ithal mallar almakla yabancıların güdümüne girildi. İthal etmemiz gereken kotalar belirlendiğinden, kota altında kaldığımızda cezalar ödetildi. Toplam dış borcumuz, milli gelirin yarısından fazla oldu. İhracatı engelleyip, İthalata destek vermekle cari açık  ciddi boyuta getirildi. Değerlerimiz ve ekonomimiz, Türk Bankacılığı tamamen yabancıların eline geçti, dış güçlere bağımlı hale getirildi. Türkiye, dünyada paranın hiç bir yatırıma dönüşmeden en çok para kazanan ülkesidir. Türk ekonomisinin bu gücünü engellemek için bağımsızlığımız elimizden alınarak ve yabancı güçlere teslim edildi.

 

Yolsuzluk yapanlar ayakta alkışlandı; yolsuzluklarla mücadele edecekleri iddialarıyla  iktidar olanlar, önce sahte fatura kesenlere ve hazine arazisi işgal edenlere af çıkartarak destek oldular, Ali Dibo’larla tüm devlet daireleri ve belediyelerde ahbap, eş, dost ve dünürlere ihaleler verdiler. Öyle ki kendilerinden olmayan hiç kimse iş alamaz duruma geldi. Başbakan ve Bakanların çocukları inanılmaz işler yapmaya ve gayrimenkul sahibi olmaya başladılar. Medya bunlara göz yumarken, işi o kadar ileri götürdüler ki atadıkları bürokratların aldığı rüşvetlere bu ”rüşvet değil bahşiş “ deme “pişkinliğini”  dahi gösterdiler. Yolsuzlukla mücadele yerine yolsuzluk yapana sahip çıktılar. Yoksulluğun ortadan kalkması için istihdam yaratma kayıt dışı insan çalıştırılmasını önlemek yerine, işveren katkıları ve sigorta primlerini artırarak kaçak işçi ve ruhsatsız işyerleri çalışmasını teşvik ederek, insanları “kölelik ücretine” mahkûm ettiler, bir kutu erzak ve kömüre muhtaç bıraktılar. İş vaadiyle, iki yardımla, karşılığında oylarını alarak ülkenin geleceğine “ipotek” koydular.

 

Bir toplumun gelişmesini, kültürlü olmasının önüne geçtiler ve eğitim yerine tarikat sistemini getirdiler;  oysa eğitimdir toplumları yücelten ve değerli kılan. Çocuklarımıza verilen eğitim öğretim, Atatürk ilke ve İnkılâplarından çok uzak. Amaç sorgulayan, eleştiren, araştıran beyinler yetiştirmek değil;  bağnaz, teslimiyetçi beyinler yetiştirmektir. Üniversitelerde, kitabı kalemi tercih edenden çok, taşı sopayı tercih eden, şiddete itilen öğrenciler çoğaldı.  

 

Şimdi; elinden eğitimi, işi, gücü, inançları, güveni alınmış bir millet ne yapsın?

 

İradesine sahip çıksın,

Düşünce özgürlüğünün, seçme hakkının elinden alınmasına izin vermesin,

Benliğinin yok sayılmasına, aşağılanmasına izin vermesin,

Türkiye Cumhuriyetinin kimin sayesinde var olduğunu inkâr edenlere dur desin,

Çalışsın üretsin, ülke kalkınmasına katkıda bulunsun…

 

Evet, bir millet bunları yapsın!

Bir millet onuruna sahip çıkarken, YSK’ da tüm bu “seçim oyunlara” dur desin.

 

YSK’ nın tüm uyarılarına rağmen, seçim arifesindeki partiler,  bayram çocuklarına şeker dağıtır gibi dağıtıkları rüşvetler “seçimler yasasına aykırı” olsa da bu uygulamadan vazgeçmiyor çünkü.

 

Gururlu olmak, gururla yaşamak ve gururla anılmak istiyorsan, “Oy” una, Onur’una sahip çık!

 

 

nuran.talay@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Beyinsiz insnalar

Beyinsiz insnlarla siyaset kolaydır. Bunların onuru ve şerefi paradır,maldır Benim inancım Türk Milleti Onuruna sahip çıkar oyunu onuruyla değişmez. Gerçeği görmüşütü.
Zalim karşısında artık susmayacaktır.

onurlu millet

evet türk milleti ne 600 tl ye ne çarşafa ne her mahalle de kurankursuna oyunu satmaz .ysk ne zamandan beri valinin işine karışıyor.herkes haddini bilsin.sosyal devletin gereği yapılıyor uyanın artık .türkiye hızlı trene bindi siz hala at arabasıyla yarışıyorsunuz

Eskiden ''Bir millet

Eskiden ''Bir millet uyanıyor''cümlesi vardı ve bizi kamçılardı.Şimdi,''BİR MİLLET UYUTULUYOR''oldu ne yazık ki..! Rüşvet karşılığı alınan oylarla Demokrasi olacak dersek,ancak kendimizi kandırırız.Gidişat ümmetçiliğe!

Onurlu insan oyunu satmaz

2. yorumu yazan şahsiyet demek akepeden çok yardım alıyorsun öylemi vali sizedemi uğruyor...

Bu ülkede bir vali parit için oy dağıtıyorsa o ki o onursuzdur... naşkada bişey demem.....

size uĞRAMIŞ VALİ GALİBA

VALİLERİ PEKTE TANIYORSUNUZ.İŞİNİZE GELDİMİ BOLU VALİSİ İŞİNİZE GELMEDİ Mİ ONURSUZ VALİ.KOMİK İNSANLAR SİZİ .SİZE UĞRAMIŞ ÇOK VALİ HERKESİ TANIYORSUNUZ MAŞALLAH

halkın parası ile halka kömür

halkın parası ile halka kömür dağıtan iktidar, sosyal devlet yapısı yerine sadaka kültürünü ülkeye yerleştirmeye çalışmaktadır.halka dağıtığı kömürü yine halkın cebinden ödemekte ama kömür dağıtma işini oya dönüştürmektedir.vatandaş sistemli şekilde fakirleşmiştir ve bugün ekmeğe muhtaç hale getirilmiştir.kömür tırlarının caddelerde kapı kapı ilerleyişi rezalettir.sözde fakire ve ihtiyacı olanlara hizmet etme durumunu bile seçim öncesi rüşvet gibi,devletin imkânlarını kullanarak oya dönüştürülmeye çalışmaktadır.türkiyenin geleceği için sadaka kültürü değil, sosyal devlet hayata geri dönmelidir....mucahit kubi

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.