1 Mayıs "Emek ve Dayanışma Günü"

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Takvimlerin umursamazlığına, zamanın acımasızlığına bakın ki yine Bir Mayıs geldi. Tazyikli su, biber gazı, cop, küfür meydanlarda toplanmak isteyen emekçilere emperyalist işbirlikçilerinin ikramı olarak sunuldu.

Gerek bizde, gerekse bizim gibi emperyalist uydusu sözde gelişmekte olan ülkelerde bu güne işçi bayramı da denir. Sanki işçinin bir eli yağda bir eli baldadır da bayram edecek. Yinede evinin normal gıda ihtiyacını bile zor temin eden, her bestesini yokluk enstrümanı ile yapan işçi kesiminin bir kısmının bu günde gülüp eğlendiği, halay çektiği görülür.

Emperyalist işbirlikçisi işvereninin yine enflasyonun çok altında yaptığı zamma, mesai ücreti kavramını kaldırmasına pek sevinmiştir de oynuyor, halay çekiyor.

Peki, işçiye karşı böylesine acımasız davranan işveren haksız mıdır? Bizce haklıdır. Hatta az bile yapmaktadır. Nedenine gelince.

Bizde resmen kabul edildiği üzere bu günün adı "Emek ve Dayanışma Günü" dür. Yani geçimini emeği ile sağlayanların bir araya gelme, bireysel veya küçük guruplar halinde savunmakta zorluk çektikleri haklarını hep bir ağızdan haykırıp, işverenin düşünmesini sağlama günüdür. En azından öyle olması gerekir. Olan ise bambaşka.

Sabah balkonda kahvaltı ediyorum. Saat sekiz buçuk civarı. Balkondan gördüğüm alan yaklaşık yüz ailenin çevresinde oturduğu bir meydan. İnanılmaz bir sessizlik var. Tıpkı bir Pazar sabahı. Yani ortada öyle bir kıpırtı, bir hareket yok. Belli ki her sabah altıdan itibaren işe gidenler uykudalar. Yarım saat sonra evlerden tek tük aileler çıkıyor. Ellerinde piknik sepetleri, çocuklarının bisikletleri, kır için yapılmış yemekler, buz çantalarında. Büyük çoğunluğu tamamı borç olan arabalarına binip piknik alanlarında yer kapmak için hızla uzaklaşıyor. Bunlar uyanık takımı…

Biraz sonra gözlerinden uykunun rehaveti kalkmamış emekçiler tek tek evlerden çıkıp, üstlerinde rahat eşofmanları ile bakkalın veya fırının yolunu tutuyorlar. Bunların kahvaltılarını yapıp deniz kenarlarına veya kırlara doğru hareketleri kesin öğleni bulacak.

Dışarı çıkıyorum, esnafın tamamı dükkânlarını açmış. Bu gün birkaç saat kapalı kalsalar ve diğer emekçilerle dayanışma için meydanlara gitseler maazallah aç kalırlar. Ama ne yazık ki, millet uykuda olduğundan alışverişte kimseler yok.

Meydanlarda kimler mi var? Sendikaların örgütlediği birkaç bin kişi. Tabi onları da polis düşmanı, marjinal gurup, veya terörist ilan etmek için meydana doluşmuş emperyalist uşağı satılmış gazetelerin elemanları.

Eh, hal böyle olunca da, bu gün sendikal hakları, yarın mesai haklarını, öbür gün başka haklarınızı emperyalist işbirlikçileri gasp edecektir. Meydanlara toplanan, belki de o şehrin emekçi sayısının yüzde birini bile bulmayan kalabalığa da işbirlikçi idarenin vereceği ödül, tazyikli su, cop, biber gazı olacaktır. Gidişatı demek çok beğeniyorsunuz, devam ediniz…

İzmir 2013-05-01

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.