23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Türk çocuğu diyor ki:

Seneler kutlu bana,
Aylar umutlu bana.
Her an haykırıyorum:
Türk'üm ne mutlu bana.
Cesaretim candadır.
Şöhretim dört yandadır,
Benim bütün cevherim,
Nabzımdaki kandadır.

Tarihten eski yaşım,
Harpte eğilmez başım,
Toplar can yoldaşımdır,
Silahlar arkadaşım.
İzmir benim, Van benim
Şeref benim, şan benim,
Kars, Erzurum, Erzincan,
Konya Ardahan benim.
Yurda nasıl doyarım?
Uğruna can koyarım,
Ona, bir yan bakanın,
Gözlerini oyarım.
Türk, dünyada bir tektir,
Milletlere örnektir,
Türklüğün meşalesi
Asla sönmeyecektir.

(Halil SOYUER)

1918 ile 1924 yılları arası Türk tarihi için çok önemli bir dönemdir. Bu süreç içinde her gün birbirinden önemli olaylara sahne olmuştur. Ancak hiç şüphe yok ki 23 Nisan 1920 bu sürecin içinde en önemli tarihtir.

Bu tarihe nasıl gelindiğine kısaca bir göz atalım:

Birinci Dünya Savaşı’nda Almanların yanında yer alan Osmanlı İmparatorluğu yenildi. Bu “yenildi” kelimesini biraz açalım.

Osmanlı Devleti’nin Savaştığı Cepheler

** Kendi toprakları üzerindeki cepheler:

Taarruz Cepheleri:

* Kafkas
* Kanal

Savunma Cepheleri:

* Çanakkale
* Irak
* Suriye -Filistin
* Hicaz - Yemen

** Müttefiklerine yardım için savaştığı cepheler:

* Romanya
* Makedonya
* Galiçya

Kafkas Cephesi: Doğu Anadolu’nun Rusların eline geçmesini engellemek, daha öce kaybedilen toprakları geri almak, Kafkasları ele geçirerek “Turan” idealini gerçekleştirmek amaçlanmıştır.

Osmanlı Devleti soğuk, hastalık ve açlık karşısında yaklaşık 100.000 şehit vermiştir. Ruslar ilerleyerek Muş, Bitlis, Van, Erzurum ve Trabzon’a kadar Doğu Anadolu’yu ele geçirmiş; Mustafa Kemal, Muş ve Bitlis’i bizzat kurtarmıştır. 3 Mart 1918 Brest-Litowsk Antlaşması ile bu bölgeler, hatta 1878 Berlin Antlaşması’yla kaybedilen Kars, Ardahan geri alınmış; Kafkas cephesi kapanmıştır.

Not: Karışıklık çıkaran Ermeniler “1915 Tehcir Kanunu” ile Suriye taraflarında iskân ettirilmiştir.

Kanal Cephesi: İngiltere’nin sömürgeleri ile irtibatını kesmek için Almanlarla beraber Süveyş Kanalı’na iki kez çıkarma yapılmışsa da başarılı olunamamıştır.

Not: İngiltere tepki olarak Çanakkale ve Irak cephelerini açmıştır.

Çanakkale Cephesi (18 Mart 1915):

Cephenin Açılma Sebepleri:

* Rusya’ya yardım etmek
* Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak
* Boğazları ve İstanbul’u ele geçirerek jeopolitik açıdan avantaj elde etmek
* Balkan devletlerini kendi yanlarında savaşa çekerek yeni cepheler açmak.
* Savaşı kısa sürede sona erdirmek.

Sonuçları:

* Nusret mayın gemisinin başarılı çalışmaları Türk askerinin kahramanlığı ve topçuların isabetli atışları karşısında İtilaf devletleri gerek denizde gerekse karada mağlup olmuşlardır.

* Savaş en az 2 yıl daha uzamıştır.

* Bulgaristan Osmanlı Devleti’nin yanında savaşa girmiştir.

* İngiltere ve Fransa’nın itibarı sarsılmıştır.

* Gizli antlaşmalar gündeme gelmiştir (Rusya’nın isteği üzerine).

* Rusya’ya yardım yapılamayınca Çarlık Rejimi zor duruma düşmüş ve 1917 Bolşevik ihtilalına zemin hazırlamıştır.

* Mustafa Kemal'in Anafartalar Conkbayırı Arıburnu ve Kireçtepe'de elde ettiği başarıları Milli Mücadele'ye lider olmasını sağlamıştır.

Irak Cephesi: İngiltere Rusya’ya karadan yardım yapmak ve petrol bölgelerini ele geçirmek amacıyla taarruza geçmiş ise de Osmanlı orduları tarafından Kut'ül-Amare bölgesinde durdurulmuşlardır; fakat yardım alan İngilizler ilerleyerek Bağdat’ı ele geçirmişler Musul önlerine geldiklerinde Mondros Mütarekesi imzalanmıştır.

Suriye, Filistin, Hicaz ve Yemen Cepheleri: Bu cephelerde İngilizlerle ve onların kandırdıkları Araplarla mücadele edilmiş ve bu topraklar kaybedilmiştir.
Görüldüğü gibi Çanakkale dışında Osmanlı ağır bir yenilgi almış Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Arkasından gelen Sevr Antlaşması ile resmen Osmanlı İmparatorluğu bitmiştir. Elinize bir Sevr haritası alır ve antlaşma şartlarını incelerseniz, Türklere bırakılan Orta Anadolu’da bile özgür değil, galip devletlerin kölesi olarak yaşamamız öngörülmüştü. Köle olarak yaşaması mümkün olmayan Türklerin toptan yok edilerek tarihten silinmesi planlanmıştı. Daha da acı olmak üzere, belki sembolik de olsa tahtı kurtarabilmek, mümkünse biraz daha o koltuklarda oturabilmek adına padişah ve yandaşları galip devletlerin her istediğine koşulsuz boyun eğiyordu. Öyle ki, Yunanlılar İzmir’e çıktığında bizim padişah direnmeme emri veriyor, şeyhülislam direnenleri kâfir ilan ediyordu. Mütareke basını halkın beynini yıkayıp işgalcilere şirin görünme yarışına girmişti. Her yerden ihanet fışkırıyordu.

Ordular terhis edilmiş, ellerinden silahları alınmış, halk bıkkın, yoksul, perişan, üstelik umutsuz. İşte bu durumda Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’da Samsun’da özgürlük ateşini yakacaktı. O tarih ile 23 Nisan 1920 arası belki de yaşanan en sıkıntılı ve zor dönemlerden biri olacaktı. Bu süreç içinde Amasya, Erzurum, Sivas kongreleri yapılmış Anadolu hızla örgütlenmişti. Tabii bütün bunlar hiç de kolay olmamıştı. Bir yanda yoksulluk, açlık, diğer yanda isyancılar, çapulcular. En kötüsü de İstanbul hükümetinin ihaneti, cahil halkı kışkırtması idi. Mustafa Kemal ve arkadaşlarını yakalamak veya öldürmek için yabancı destekli iç düşmanlar iş başındaydı.

Yurdun dört bir yanından gelen temsilcilerle 23 Nisan 1920 günü Büyük Millet Meclisi toplandı. İlk başkanı olarak Mustafa Kemal’i seçti. Bir devir resmen kapanmış, yeni bir devir açılmıştı. Fiilen padişahın, halifenin, yani İstanbul hükümetinin yetkileri ellerinden alınıp hepsi yeni millet meclisinde toplanmıştı. Bu muhteşem bir gündü. Osmanlı’nın külleri arasından genç, yeni, pırıl pırıl bir Türk devleti doğuyordu. O günden itibaren bayram olarak kutlanan bu muhteşem günü Mustafa Kemal Atatürk daha sonra çocuklara emanet etti.

Böylece dünyada ilk defa bir çocuk bayramı olmuş oldu.

O dönemin İstanbul’da yaşayan ihanet takımının torunlarının bu gün hala bu muhteşem başlangıcı gölgelemeye çalıştıklarını ibretle görüyoruz.

Cem.Tamturk@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.