30 Yaş Üzeri Sınavsız Üniversiteye Giriş

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

    Yıllardır kör parmağım, kör gözüne misali yanlış uygulamalar sonucu her konuda duvara tosluyoruz. Eğitim konusu ise içimizi yakan, bizi en derinden etkileyen, üzen bir konu.


   Kimimiz evlatlarımızın aydınlık, çağdaş, bilgiye açık, önyargısız dünyayı anlamaya çalışan, kendine, ülkesine, ailesine, dünyaya faydalı bir insan olarak yetişmesi için okuması gerektiğini düşündük; Kimimizde sırf bir baltaya sap olmasını istedik.
Ancak o kadar yanlış bir eğitim sistemi uyguluyoruz ki, öğrenim hayatını bitirenler büyük çoğunlukla ne bir balataya sap, ne de yukarıda bahsettiğimiz çağdaş bir insan olamıyor. Devlet bu sıkıntıyı en baştan beri hissettiği için önce işe alacağı kişilerde falan işe girmek için en az lise mezunu, filan işe girmek için en az üniversite mezunu şartı gibi durumlar istedi. Daha sonra işsiz ordusu o kadar kabardı ki, bu iş ilköğretim mezunları içindir dediğiniz işlere bile müracaat edenlerin büyük çoğunluğu üniversite mezunu işsizler olmaya başladı.

   Peki, neden asgari on altı yıl okuyan, hayatının en güzel dönemini okumakla geçiren insanların okul bittikten sonra büyük çoğunluğu işsiz, amaçsız, bomboş kalıyor?
Akla iki cevap geliyor. İş yok veya kişi boş. Her iki durumda da yanlış ve yanlı eğitim politikalarının bizi bu noktaya getirip bıraktığını görüyoruz. Coğrafi, sosyolojik, ekonomik, politik ve kültürel durumları itibari ile her ülke farklılıklar gösterir. Doğal olarak insanları yetiştirmek için uygulanan eğitim sistemi de bu şartlara uygun olması gerekir. Az bir şey mantık sahibi olanların pek de fazla çalışmaya ihtiyaç duymadan başarılı olabileceği test sistemlerinin belirleyici olduğu eğitimin bizi getireceği nokta bu gün bulunduğumuz yerdir.

   Yıllardır, ihtiyaca yönelik insan yetiştirilsin, sınav sistemi ve ezbere dayalı eğitimden vazgeçilsin, üniversitelere giriş gelinen alt öğretim kurumlarına göre olsun, giriş için sınav yapmaktan vazgeçilsin diye yazmaktan kalemimizde mürekkep kalmadı. Oysa amacı etiketi yaldızlı, içi boş beyinler yetiştirmek olan eğitim sistemi bütün bu aksaklıklar yetmiyormuş gibi bir de özgür düşünceyi tamamen yasaklayan, her aşamada emre bağlı imam hatip okullarına ağırlık verilerek daha da yoz, yararsız hale getirildi. İşte bu gün gelinen nokta: İstediği veya branşı ile ilgili veyahut ta bir meslek sahibi olunmasına imkân olmayan boşta gezer o kadar çok üniversite mezunu var ki, boş gezmesinler diye otuz yaşını geçmiş olanlara ikinci üniversite hakkı ile biraz oyalama, giderek yükselen isyanı bastırma çabası sergilenecektir. Çare midir? Tabiî ki hayır… ABD’nin istediği gibi etiketi yaldızlı, içi boş çocuklar yetiştirmeye kurgulanmış eğitim sistemi ortadayken isterseniz ömür boyu üniversite yapın sonuç aynı olacaktır. Arpa ekersen arpa, buğday ekersen buğday biçersin.
 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.