8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Diğer kadınların günü neden değil?

Çünkü 8 Mart; "sevgililer günü" gibi bir sanal yaratılmışlığa sahip değil. Bizzat emekçi kadınların hayatlarıyla yazdıkları bir tarih. Diğer kadınlar bundan nasiplenemezler mi? Bence hak ettikleri kadar elbette nasiplenirler. Hakedişin ön koşulunun ise; bu tarihi yazanları bilmek, onlara bu tarihi yazma cesaretini gösteren anlayışa saygıyla başlar. Yoksa hayatında bir kez olsun haksızlığa ve adaletsizliğe başkaldırmamış, güzel günleri kendileri dışında herkes için gözetmemiş kadınlarımızın bu günü sahiplenmesi ne kadar saçmaysa, bu günün onlara da ait olduğunun söylenmesi o kadar saçmadır.

"8 Mart 1857 tarihinde ABD' nin NewYork kentinde 40.000 dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlamaları ardından polisin direnen işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı."

Kadınlar Günü olarak; Amerikan Sosyalist Partisi'nin 1908 yılında ulusal çapta bir girişim yapması, 1909 yılında 28 şubatta Milli kadın günü ilan edilmesi girişiminden sonra da 1910 yılında Sosyalist Enternasyonal'de Kadınlar Konferansında bu güne, Uluslar arası bir karekter kazandırılmıştır.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak tüm dünyada kutlanması ise, Birleşmiş Milletlerde 1975'te alınan bir karar sayesinde gerçekleşmiştir.

Şimdi ise 1857 yılında sömürüye grevle direnen, adalet, eşitlik, hak ve özgürlük isteyen kadınların yarattığı bir gün, Vitrinlerde mağzalarda tüketim toplumunun reklamlarına konu olsun diye kullanılmaktadır. Telefonlarda,kısa mesajlarda içerikten yoksun bir hale getirilmiş bu gün "sevgilime ne alsam?" şekline büründürülmüş bir haldedir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü yaratanlar; SOSYALİSTTİLER.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü ilan edenler; SOSYALİSTTİLER.

Sosyalistler ve Emekçi kadınlar; Bu acılı günü, gelecekleri için tarihe yazmışsalarsa bırakınız da 129 kişinin katledildiği bir ortamı en azından Kapitalizme yamamayalım.

Dünya Kadınlar günü, Başbakanımızın ağzından nasıl kutlanacak dersiniz? Sezarın Hakkı Sezara, Sosyalistin Hakkı Sosyaliste Diyerek mi?

Sanmıyorum...

"Çamur at izi kalsın Komünist rejimlerde olur" diyor Başbakan, sesin soluğun bu kadar kesildiği bir komünist muhalefet var/yok iken nereden çıktı bu "Komünist Rejime" saldırmak bir başbakanın ağzından neredeyse komünizm unutulmuşken?

Ben söyleyeyim; "Bir hayalet kol geziyor"

Bu hayaleti en önce farkedenler ve bu hayaletten en çok ürkenler; toplumu aç, işsiz ve sefalet içerisinde bıraktıklarının biraz geç farkına varan kapitalist sistemin politik destekçileri, gözcüleri yada bekçileri olmuşlardır.

Geçmiş tecrübelerden dersalmış bir sosyalist düzenin savaşımı, gelinen noktada pek uzak görünmüyor anlaşılan, sanıyorum Başbakanın da kulağına birileri bunu fısıldamışlar.

Ama yinede;
Ben Sezarın hakkını sezara, sosyalistinkini sosyaliste vermekten yanayım.

8 Mart, Emekçi Kadının özgürleşme sürecinin sembolüdür, kapitalist düzenin kirli çarklarında yok edilmenin günüdür..

8 Mart bizlerle güzel gelecek ümidi taşıyan kadınların günüdür!

Tüm emekçi kadınlara saygıyla...

Erdinç AYDIN

erdinc.aydin@politikadergisi.com

Yorumlar

Kutlu Olsun!

Kapitalizmin sömürüsüne baş kaldıran o cesur 'emekçiler'in, aynı merhametsiz sistemin ateşiyle kül olması ve ironiye bakınız ki alet olmamak için canlarını verdikleri katliam gününün eğlence ve cümbüşle sömürünün kasasını doldurmak için pişkince kutlanması ve kullanılması(hemde bizzat kadınlar tarafından)!

Daha kim olduğundan kimliği olduğundan habersiz, abla olduğunda kız kardeşini, anne olduğunda kızını, kaynana olduğunda gelinini baskıyla zincirlemesine öteleyen, kompleksli, tembel, partilerin bedava yeme içme ve dedikodu malzemesine odaklanmış, ikinci sınıf insan olmayı çoktan sindirmiş kadınlar! peh, peh... Aşağıdaki şiiri üstünüze almayasınız sakın!

Ve kadınlar,
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri,
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,,
bizim kadınlarımız..

Nazım HİKMET

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.