Adalet !

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Hakan KORUK

Kime veya kimlere? Nerede ve Nasıl? Bu sorular etrafında bir bütün olarak ele alıp gerçek adaletin yeryüzünde asla varolmadığını (en azından insanlar arasında) varolan adaletinde ancak karıncalar arasında olduğunu görürüz... Komün düzeni bir yaşam süren bu küçük canlılar arasında asla bir adaletsizlik söz konusu değildir. Dünya'nın tek adaleti onlar arasında ahengle yaşanır ki organize bir şekilde herkes bir tek işten sorumludur, "yaşamını ve kavmini yayılarak devam ettirmek"... Bunun için zor şartlarda birbirileriyle yardımlaşarak ağır yükleri yuvalarına götürmekle kalmaz, isterlerse birden bire bir çok yeride istila ederler... Adaletin son derece mükemmel tecelli ettiği ve bu küçük karıncaların tek biat ettiği şey, ana kraliçedir (kavimde tek dişi karınca olan kraliçe) ana kraliçe topluluktan seçtiği erkek karınca ile çiftleşerek üremek ile yükümlüdür. Erkek çiftleştikten hemen sonra diğer karıncalar tarafından öldürülür... Bu da herhalde erkeğin kendisini kral ilan etmesinden çekinilmesindendir, ki adalet belki de bu canlı grubunda sürecini böyle devam ettirecektir... Ben karıncaları Osmanlı dönemindeki Yeniçeri’ lere benzetirim. Bir Yeniçeri Ocağı vardır sarayda kurulmuş, bir ağası vardır yeniçerilerin ve yeniçeriler için kurulmuş birde Harem. Yeniçerilerin evlenmesi yasak olduğundan haremde bulunan kadınlar yeniçerilerin beğenisine sunulur, çoğu yabancı uyruklu olan bu kadınlardan her biri sadece bir yeniçeri ile birlikte olur. Ama hem yeniçeri hem de haremdeki kadın bilir asla evlenemeyeceklerini. Olası hamilelikte doğum yapan kadının çocuğu sütten kesilene kadar annesinden ayrılmaz, sütten kesilir kesilmez alınan çocuk yeniçeri ocağı için imarethanelerde yetiştirilir ve asker yapılır. Ama bu çocuklar hiç bir zaman rütbeli asker veya bürokrat olamazlar... Çok adaletli diye bahsedilen Osmanlı İmparatorluğu'nda dahi adaletin birileri için varolup birileri için varolmadığını, ve sürecin adaletin kendileri için varolmasını isteyenler için işlediğini bir diğer kesiminde haklarının ihlal edilerek özgürlüklerinin kısıtlandığını görürüz... Ki Osmanlı padişahları dahi bazen tahta oturabilmek için kendi kardeşlerini sürgünlere gönderip başlarını vurdurtmuyorlar mıydı? Fatih Sultan Mehmet Han ve Vladislav Dracul'un (Kazıklı Voyvoda bir diğer adıyla Drakula yani kan emici yarasa) bir arada yetiştiğini ve kan kardeşi olduğunu biliyor muydunuz? Fatih Sultan Mehmet Han'ın babası Murat Han tarafından Romanya için özel yetiştirilen bu çocuk bir süre sonra Romanya kralı olması için Osmanlı himayesinde yetiştirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han'ın da çok yakın silah arkadaşı olmuş hatta ilişkileri o kadar ilerlemiş ki kan kardeşi olmaktan dahi çekinmemişlerdir... Adalet bir süre sonra öyle tecelli etmişki düşmanlarına karşı acımasızca işkenceler yapan Vladislav Dracul yani kazıklı voyvoda düşmanlarına karşı öyle işkenceler geliştirmiş ki onları kazığa oturtarak veya çiviler üzerine yüksek bir yerden atarak ölmelerini seyreden bir ruh hastası haline gelmiş ve etrafındakilere korku salmıştır... Eflak ve Boğdan meselesi ilk o zaman başlamıştır yani bugün ki adıyla Kürt İsyanları ve Meselesi... En adaletli olan dahi adaletsizken, adaleti yeryüzüne dağıtan Tanrı adaleti yeryüzünde eşit dağıtmamışsa adaletsizlik bendemi? Adaleti sağlayabilmek için yıllarca dağlarda görev yapmış ve adalet zemininin bozulmaması için, huzur için, güvenlik için canını dişine takıp kelle koltukta çarpışmış onlarca rütbeli subay ve astsubayımın bunların yanında adaletin tecelli etmesi ile yükümlü avukat ve hakimlerin hatta Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ve dahi yanında Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısının sorgulanıp içeri alındığı ve bununda adalet için yapıldığını düşünebiliyor musunuz? HANGİ ADALET?; VE KİME GÖRE ADALET?; VE NASIL BİR ADALET???... Son tahlilde, Vladislav Dracul'un Romanya'da ki mezarını görüntülemek için orada bulunan gazetecilere bir papaz şöyle cevap veriyordu!... "Siz gazeteciler, onu kan içen vampir olarak göstermekten vazgeçin! Vlad, halkı için ölen talihsiz bir kahramandı!" Tarih, insanoğlunun ürettiği en sübjektif bilim dalıdır. O papaz belki kendi açısından haklıydı, ama bizim açımızdan hiç değil!..

Yorumlar

HANGİ ADALET?; VE KİME GÖRE ADALET?; VE NASIL BİR ADALET???...

Adalet hissi vermeye çalışarak bilgiclik taslayan O papaza şunu sormak gerek, peki bunu farzı misal kabul ettik diyelim! Dünyaya'ya hükmetmiş bir Osmanlı hükümdarına, Vladislav Dracul ve kardeşi üzerinden kendilerinin ve batılı hristiyan emperyalist sözde tarihçilerin atmaya çalıştıkları çamur hangi adalete sığıyor, işte burada HANGİ ADALET?; VE KİME GÖRE ADALET?; VE NASIL BİR ADALET???... Ek olarak NEYE GÖRE ADALET?!!

ADALET VİCDANDIR.

VİCDANSIZLAR ŞEYTANİ BİRER HAYVANDIR!..

ADALET!

Adalet hissi ve duygusu, kişi veya toplumların menfaatlerine göre çoğu zaman deiştiğinden, gerçekte hümanist bir duygu olan "ADALET" in kişi veya kişilere yada toplumlara göre değiştiğini vicdanlarının da bu yönde kanaat getirdiği kanısındayım...

İCRA

Kuvvetler ayrılığı iflas etmek üzeredir, bize İCRA gücü gerek.
http://ozkanbostanci.blogcu.com/KUVVETLER+AYRILIGI+EHVEN-I+SER__DIR/

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.