Akıllı Olun!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

   Savaşın nerede çıkacağının, barışı savunan biri için hiçbir önemi yoktur.” (Gökhan DAĞ)

 

   Bugün, bu ülke yine dün söylenildiği gibi jeopolitik konumu nedeniyle tüm milletlerin, tüm hücrelerin sahip olduğu bir ele geçirme hırsı tehlikesiyle baş başa yaşıyor. Evet, ilkokulda bize öğretildiği gibi bu sebepten silahlanmak zorundayız; ama ilkokulda bize öğretilenler ne yazık ki bugün ilkokul çocuğu nesline tam anlamıyla öğretilmiyor. Onlara da silahlanmamız gerektiği, bize anlatıldığı gibi anlatılmasa da, anlatılıyor; fakat onlara akıllanmamız gerektiği maalesef ki bize anlatıldığı gibi anlatılmıyor.

 

   Her ülkeyi o ülkenin vatandaşları kurar, ama bu ülkeyi bu ülkenin vatandaşlarının kurmasının yanında, yine bu ülkeyi bu ülkenin bazı vatandaşlarının (!) yıkabileceği tehlikesi ne yazık ki çocuklarımıza anlatılmıyor. Gençliğe Hitabe, sen daha çocuksun, diyerek sonraya bırakılıyor.

 

   Kısacası; bazı yerlerde sonsuz gerekli olan silahlanmanın yeterli olmayabileceği anlatılmıyor, anlatılamıyor.

 

   Bugün TSK üzerine oynanan oyunların hangi birisini, hangi TSK, hangi silahıyla vurabilir. TSK’nın ulusunu koruma aşkını, bugün birçok yurttaş TSK’yı korumak için göstermiyor. Bırak albayları, orgeneralleri ayağımıza paspas etmişiz…

 

   Osmanlı zihniyetini taşıdığını her fırsatta dile getiren zorba bir siyasi iktidarın bugün Osmanlı’nın Atatürk’e yakalanma emri çıkartması gibi kaç askeri içeriği aldırdığını göremiyor muyuz?

 

   Hatırlayın imzalanan Mondros’u…

 

   Ne yazıyordu Mondros Antlaşması’nın 7.maddesinde: “İtilaf devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumda, istedikleri herhangi bir stratejik noktayı işgal edebilecekler.”

 

   Atatürk, Osmanlı’nın varlığına tehdit görüldüğü, vatan varlığı yaratma güdüsüyle hareket ettiği için karışıklık abidesi gösterilip yakalatılmak istenmedi mi, hakkında idam kararları alınmadı mı?

 

   Bugün dış güçler, vatanına bağlı safsatası altında hareket eden bir siyasi iktidarla TSK’nın üzerine gitmiyor mu sanıyorsunuz? Dün Mondros zamanlarında Atatürk’ün üstüne gittikleri gibi!

 

   “Hey albay, pişt orgeneral sen düzene karşısın, seni işgal ediyorum” ihaneti bugün bu ülkede yaşanmıyor mu?

 

   Osmanlı’ya özeniyorsan, Osmanlı gibi yok olmaya mahkûm olduğunu kavramak zorundasın. İktidar çağı yakalamaktan bahsederken, çağdışı bir yığın politikacıya sahip olduğunu biliyor mu?

 

   Bizse kral çıplak anlatısındaki o cesur yürek yavrucak olamadık gitti? Olsak zaten dışarıda işimiz ne, Silivri'de olmaz mıydık?

 

   Değerli İlkokul öğretmenlerim Ünsel Seyfi ve Betül Keşiş, beni, benden sonrakilere öğretilmeyen şekilde akıllanmaya teşvik ettiğiniz için ellerinizden öperim. Tüm diğer öğretmenlerimin ellerinden öptüğüm gibi. Selam olsun sizlere.

 

   “Bu yazı ‘Yeni nesil öğretmenlerin eseridir’ sözünü kavrayamamış tırsak, pısırık, devekuşu misali kafasını toprağın altına kıstırmış öğretmenlere uyarı niteliğindedir.”

 

   Saygılarımla, okumadaki sabrınız için teşekkür ederim.

 

 

Gokhan.Dag@PolitikaDergisi.com

GSM: 0555 557 0000

 

Yorumlar

iş, cesaret'e ve ışığa kalıyor.

öncelikle emeklerinize sağlık, eğitimimizdeki yoksunluğu kısaca özetlemişsiniz.
bu gün okuyabildim makalenizi.
bu konudaki ağır yük ne yazıkki öğretmenlere, özellikle cumhuriyet öğretmenlerine kalıyor, onlar taşımak zorunda kalıyorlar bu büyük sorumluluğu.
görüldüğü gibi ne cumhurbaşkanının, ne başkakanın, ne milli eğitim bakanının umurlarında olmaması, bir yana; tam tersi,içinde bulunduğumuz durumda,böyle bir öğretmenimiz açığa çıkmamaya dursun !
bizlerde duymayan kulaklara haykırmaya devam edelim.

“Savaşın nerede çıkacağının,

“Savaşın nerede çıkacağının, barışı savunan biri için hiçbir önemi yoktur.” demişsiniz ama savaşı engellemek açısından hiç mi önemi yoktur?

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.