AKP Baskısı...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Uzun süredir ülkede bir mahalle baskısından söz edilir. Demokrasiye, insan haklarına aykırı davranışların insanlar üzerinde tatbik edilmesi, onların belirli bir kesimin düşünce ve davranışı istikametinde yaşaması için o kesim tarafından yapılan zorlayıcı önerilere mahalle baskısı diyoruz.

Böyle bir baskı ülkemizde söz konusu mu? AKP zihniyetinde olanlar ve her ne bahasına olursa olsun bu zihniyeti diğerlerine kabul ettirmek peşinde olanlar, kişisel ve toplumsal çıkarlarını bu yönde görenler, kendileri düşünmek zahmetine katlanmayıp çevrelerindeki bu düşüncelerin sahiplerine ha deyicinin hı deyiciliğini yapanlara göre bir mahalle baskısından söz etmek anlamsız. Çünkü herkes yasaların çağdaş dünyanın değil de onların istediği gibi yaşamalıdır.

Aksi söz konusu olduğunda önce sorumlu kadınlar ve erkeklerin sözde din ambalajına sarılı beyin yıkama turları başlıyor. Fayda etmedi mi, akraba bile olsan dışlanma durumları başlıyor. Bayramın bile tebrik edilmiyor. Yalnız bırakılıyorsun.

Kadınsan ve çağdaşsan erkek kadın bütün mahallenin kâh alaycı kâh iğneleyici konuşmaları ve bakışları üzerinde yoğunlaşıyor. Kendi mahallende huzurun kalmıyor. Çoğu zaman da bu huzur bozucuları sonradan senin mahallene gelip yerleşenler oluyor. Giderek kendini yabancı, düşman bir ülkede hissediyorsun.

Eğer sinirlerin sağlamsa aldırış etmiyorsun. Mahallede senin gibi olan birkaç kişi dışında diğerleri ile merhabayı kesiyor yabancılaşıyorsun. Bu da insanlar arasındaki bölünmeyi ayrılık fikrini ateşliyor.

Buraya kadar konunun mahalle kısmı idi. Mahalledeki bu güdümlü halkı bilerek veya bilmeyerek teşvik eden, o zihniyetin sırtını sıvazlayanların baskısı da mahalle baskısı denilen olguya bir destek niteliği gösteriyor.

Oktay Ekşi: Bunca yılın beyefendi yazarı. Demek o kadar çileden çıkmış, sinirlenmiş ki, yanlış bir cümle kurmuş. Sonra anlayıp özür dilemiş. Onarmaya çalışmış.

Başbakan “Ben böyle gazeteci ile savaşırım” dedi ya hemen parti dört koldan harekete geçti. Bir okurun “biat kurulu” olarak nitelediği parti yönetimi 81 ilde dava açacakmış. Eh artık yandaş yargı da elverir, idam ediverirler. Çocuklar bile anlıyor ki bu salt Sayın Ekşiye yönelmiş bir tutum değil. Giderek etrafından bir bir uzaklaşan yazarlara bir baskı bir gözdağı veriliyor. Söylenmek istenen “ya benden olursun ya da yaşama hakkın yok” Yani bir üst seviyede mahalle baskısı.

Denecektir ki, “söylenen o cümle çok ağırdır kabul edilemez” amenna, Savaş naraları atan başbakan kendine taraf olmayanlara “cibilliyetsiz”,derken, her fırsatta aşağılarken parti yöneticileri de halka baskı için her hakareti uygun görürken, hatasını anlayıp özür dileyen bir insanı linç edenlerin yaptıkları en koyu baskı rejimlerinden örnek değimlidir?

Bir başka baskı örneği de Cumhurbaşkanının verdiği resepsiyona katılmayanlara edilen laflar. Her sefer olduğu gibi öncelikle başbakan kındı insanları. Ona göre Cumhurbaşkanının davetine herkes icabet etme mecburiyetinde. İlerde kendi de o makamı hayal ediyor ya, şimdiden düzeni sağlama düşüncesi. Kendi eşi bile dinlemiyorsa onu kim dinler bilemiyoruz. Tabi yine her konuda olduğu gibi arkadan diğer üyeler sıralandılar. Kimi gelmeyenlere terbiyesiz dedi, kimi baskı dozunu arttırarak Cumhurbaşkanının davetinin emir olduğunu, gelmeyenlerin disiplin suçu işlediğini söyledi. Yani mahalle baskısının bir üst seviyesi olan iktidar baskısından örnekler verdi.

Bu tür ince baskılar sadece ülkemizde değil dünyanın birçok yerinde kendini egemen sanan ama korkudan aklı giden birçokları tarafından tatbik edilmiştir. Edilmeye de devam edecektir. Sonuçlar ise her zaman hüsran olmuştur. En büyük zararı ise hep toplum çekmiştir. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra okuma ve araştırma özürlüler asılan siyasileri demokrasi şehidi bile yaparlar. Oysa bir nehrin önüne ne kadar güçlü barikat kurarsanız kurun bir gün patlaması kaçınılmazdır. Patladığında ise artık kimlerin altında kalıp boğulduğunun da fazla bir önemi yoktur.

cem.tamturk@politikadergisi.com

 

Yorumlar

DİL ÇOK UZAMIŞSA KOPARTIRLAR.

dilin kemiği yoktur derler.
dil yuvarlak olduğundan her yöne döner.
dilin bu özelliği yüzünden ,
her türlü istenmeyen sözler ağızdan çıkar.
lafı başka yerlere çeker , bazen inkar eder

meydanlara laf cambazları çıkar.
cenesi düşünce , dilime vurdu der.
kızınca , bana küfür ettirmeyin der.
eşekli semerli nutuklar , muhabbetler yapar.
eşek ölmüşte , kalmış semeri ,
insan ölmüşte , kalmış eseri diye.

lafın sahibi , türkiyeyi dünyanın 17. ,
avrupanın 6. en büyük ekonomisi yaptık.
üç koyunu beş keçiyi gütmesini bilmeyenler ,
bu ülkeyi nasıl yönetecekler deyerek.
ülke yönetimine talip olanlara , devamlı hakaret ediyordu.

çiftçilik yapan bir köylü çıktı karşısına.
çıktığına , derdini anlattığına bin pişman olmuştu.
ulan lı , artiz li , analı , laflar işitmiş.
garibim karakolda ağırlanıp , dillere düşmüştü.

istanbul kültür başkenti oldu ya.
ama o kasımpaşalıydı.
kendisine has kasımpaşa kültürünü her yerde tanıttı.
bir ara kendi değimiyle , öfkeyi hitabet sanatı yaptı.
sanatın inceliklerini , çok iyi biliyor ya.
gittiği her yerde sanatsal açılım yapıyordu.
sanatsal hakaretler , sanatsal küfürler , icra ediyordu.

geçen hafta tele gol spor programında milli takım tartışılmıştı.
erman toroğlu , ahmet ahmet yavrucum demişti.
vay sen yavrucum nasıl dersin diye kıyamet kopmuştu.
çakar : bana yavrucum mavrucum diyemezsin.
toroğlu : vay vay vay , ahmet ahmet senin dilin uzamış be.
çakar : bana kimse dilin uzamış değemez.
toroğlu : vay vay kerata sen bayağı dillenmişin , dilin çok uzamış be.
çakar : benim dilim uzadıysa uzadı ne yapacaksın.
hadi ne yapacaksın , benim dilim uzadı , yap yapacağını demişti.
erman toroğlu ağzı bir karış , ahmet çakara aval aval baka kalmıştı.

erman toroğlu dili uzayanlara cevap verememişti.
ama biri çıktı , dili uzayanlara aval aval baka kalmadı.
dili uzayanlara anında , çok güzel bir cevap verdi.
bize uzanan O DİLİ KOPARTIRIZ deyiverdi.
_______(üçbeş_köyün_tiriviri_yazarı)________NALBANT_KÖYLÜÜ

CHP ve AKP Basıkısı,Siyasetin Pislikleridir

Aynı baskı CHP den daha çok gelmektedir. Bu ülkenin tamamı müslüman olmasına rağmen Ezan ve Kuranı ve Türbanı hazmedemiyen Zavallı sapıklardan baskı yapılmaktadır.İstanbul M.Vekili ,Nejla Arat'ın baskılarına Pes doğrusu...
Bunlar Medeni(!),Çağdaş,Sapıklar.
"http://www.vidomodo.com/play.video.php?id=393"

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.