Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Nâzım Hikmet'i Anlamak - IV
- "Artık Kaybedecek Bir Şey Yok!"
- Ne Yapalım, Takdir-i İlahi!
- Bir Yanlış, Dört Doğruyu mu Götürdü?
- İsrail'in Önlenemez Terörü
- Bir Türk Dünya’ya Bedel, Bir Başbakan Arap’a Derbeder!
- Gel Gel, Bak "Biz" Buradayız!
- Bedelsiz Bedelli
- Humeyni'nin Ayak Sesleri
- Türban Sorunu Çözüldü mü?
- "Erzurum’dan Çevirmişler Yolumu" / Cumhurum, Sen Rahat Uyu (!)
- Köylülüğü Öldürmeliyiz!
- Bencillikten Uzak Hizmet
- Deliğe Süpüreceğiz... Haydi!
- III. Meşrutiyet
Akşehir Konferansı
Akşehir, Konya’da Türkiye boyutlarına göre küçücük bir yerleşim yeri.
Buna belde de diyebilirsiniz, kasaba da, ilçe de.
Gerçekte her ad yakışır Akşehir’e.
Geçmişin derinliklerinden günümüze kadar bozulmadan gelmiş, dünün güzelliklerini coşku ile içinde yaşatan, Nasreddin Hocası ile ünlü bir kent.
Bana göre, bir Adalıya, bir Kıbrıslıya göre Akşehir bir kent. Hem de nüfusu yetmiş beş bin civarında olan kocaman bir kent. Pırıl pırıl, tertemiz, bakımlı, modern ve çağa ayak uydurmuş yaşayan bir şehir Akşehir.
Hem kente, hem de insanlarına hayran kaldım.
Geçen sene gene konferans vermeye gittiğimde, çok az kalıp kenti tanıyabilmek fırsatım olmamıştı. Bu sene 1 gün fazlam oldu ve hem Akşehir’i hem de insanını birazcık olsun tanıyabildim.
İnsanları, Anadolu’muzun tüm güzelliklerini, iyi meziyetlerini, güzel karakterini, sevecenliğini ve mertliğini hala daha içlerinde barındıran kişiler. Çağımızın getirdiği, gerek doğasal gerekse de insan karakterindeki bozulma ve yozlaşma, belli ki Akşehir’e daha uğramamış. Umarım yolunu kaybeder ve hiç uğramaz.
Belediye Başkanları Op. Dr. Sayın Mustafa Baloğlu.
Kendini kente vermiş, zamanını ve enerjisini bu güzel şehre adamış bir kişi. Herkes hakkında çok iyi konuşuyor. Kime sorduysam, çocuk, büyük, yaşlı, kadın, erkek, esnaf, memur; “Hem iyi bir cerrah, hem de iyi bir reis” diye tanımladılar kendisini. Belli ki Akşehir’li kendisini çok seviyor ve takdir ediyor. Makamında bizi konuk etti, tanıştık, konuştuk.
Akşehir’in en önemli özelliklerinden bir tanesi Nasreddin Hoca iken, diğeri de “Arasta”sı.
Nasreddin Hoca kentin gururu.
Hoca’nın mezarı çok ilginç ama o derece de bakımlı ve güzel. Muhteşem bir parkın içinde. Yaşadığı dönemde, yere bir çarpı işareti çizip “İşte burası dünyanın merkezi” dediği yere bronz bir plaka konmuş ve üzerine de “Dünyanın Merkezi: Nasreddin Hoca” yazılmış. İster önünde durup, ister üstüne çıkıp resim çektirebiliyorsunuz. Size bir de belge veriyorlar, Dünya’nın Merkezini Ziyaret Ettiğinize” dair.
Parkın içinde ve kentin çeşitli yerlerinde Nasreddin Hoca’nın anlatımlarında geçen olayları simgeleyen heykeller var, “Doğuran Kazan”, “Maya Tutan Göl”, “Eşeğe Ters Binen Hoca” gibi. Bu heykelleri görünce insanın aklına hemen fıkranın tümü geliyor ve ister istemez içinizi bir mutluluk kaplıyor ve gülümsüyorsunuz.
Bu uygulamaya bayıldım diyebilirim. Heykeli görünce aniden aklınızdaki olası sıkıntılar boşalıyor ve yerine Nasreddin Hoca’nın, insanı güldüren ve güldürdüğü kadar da hayat dersi veren fıkrası geliyor. Yüzünüzü gülme, ruhunuzu mutluluk kaplıyor.
Parkın girişindeki satış kulübesinde ise Nasreddin Hoca ile ilgili ve Nasreddin Hocayı anımsatan, büyüğünden küçüğüne her tür hediyelik eşya var. Aldım hem de neredeyse hepsinden aldım.
Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı bizi kahvaltıya davet etti 9 Temmuz Cuma sabahı. Sıradan bir kahvaltı olacağını düşünmüştüm.
Akşehir’in ünlü “Arasta”sının içinde, bin sekiz yüzlü yılların ilk çeyreğinden beri varlığını sürdüren “Helvacı”ya götürdü bizi başkan, yardımcısı bayan ile birlikte.
Küçük ama içinde yüzyılların izini taşıyan, bir kapısı öndeki sokağa, diğer kapısı da arkadaki sokağa açılan nostaljik bir mekandı. Masa örtüsü yerine, açıldığı günlerdeki gibi büyük tabaka halindeki kâğıtların kullanıldığı, adeta kuş sütünün bile eksik olmadığı bir masa donattılar bize, kahvaltı diye. Bir hafta yesem tüketemezdim üzerindekileri. Hayatımdaki en güzel ve en doğal kahvaltıyı yaptım diyebilirim. Akşehir’in ünlü “Napolyon Kirazı” bile vardı masada.
Ve ben, 51. Uluslararası Nasreddin Hoca Şenliklerinin 6 gün süren yoğun programı içinde Akşehir’e bir konferans vermek için davet edilmiştim.
4 Temmuz Pazar günü saat 13:00’de “Geleneksel Dellal’ın Halkı Şenliğe Çağrısı” sonrasında TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in Akşehir Kültür Merkezi’nde yaptığı konuşma ile başlayan şenlikler, Yerli ve yabancı Halk dansları Topluluklarının gösterileri, Sergiler, Tiyatrolar, Konferanslar, Trap yarışları, Şiir söylemleri, Konserler, Film gösterileri, Sema gösterileri, Dinletiler ve Karagöz Hacivat gölge gösterileri ile 6 gün boyunca devam ederek 10 Temmuz gecesi saat 21:00’de yer alan muhteşem bir havai fişek gösterisi ile son buldu.
Muhteşemdi Akşehir ve Akşehirliler.
Nasreddin Hoca benim çocukluğumun kahramanlarındandı. Ona Akşehir’de tekrar kavuşmak beni gerçekten de çok mutlu etti.
Ata.Atun@PolitikaDergisi.com
www.ataatun.com
- Ata ATUN içeriği
- 25515 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder