Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- P—Kitap: Seçkiler
- P—Kitap: Seçkiler
- Biri Şu Gazeteyi Durdursun!
- P—Kitap: Seçkiler
- P—Kitap: Seçkiler
- Keser Döner, Sap Döner…
- ... ve Kadın
- P—Kitap: Seçkiler
- P—Kitap: Seçkiler
- P—DVD: Schindler’in Listesi
- P—Film: Başkalarının Hayatı
- Bildiğin Bir Şey Varsa Çekinme…
- P—DVD: Elizabeth: Altın Çağ
- CHP’de Gençlik Kolları var mıydı?
- Bir Başbakan Aynı Nakaratı Neden Tekrarlar?
Aldatıldım



Bir ana ağlıyor oğul, oğul da oğul<?xml:namespace prefix = o />
Bir baba donmuş gözlerle elleri boş gelene bakıyor
Bir dedeye içtiği ilaçlar söyletiyor – kumandan sen sağ ol!
Aynı dede torununun kırkında Rus Harbini anlatıyor.
Karşımızda bir devlet, koca bir devlet
Devletin önünde bir ordu ve ardında bir millet vardı.
Hiç değilse savaşında bir şerefi vardı.
Yaklaşanlar oluyor yanlarına paylaşmak için acıyı
Ana soruyor – yirmisinde toprağın altına koyduğun bir evladın var mı
Yok diyor yaklaşan, sıkarken kravat boğazını
Yok o halde benim de paylaşacak acım diyor ana, döverken boş kalan bağrını.
Ya senin diyor, senin evladının bedeli neydi de ödedin?
Bir sorsaydın seve seve verirdim, can yerine, ata yadigârı tarlayı.
Verecek cevabı olmayanlar, dar atarken kendini makam vasıtalarına
Aynı ana saf tutarken oğlunun namazında,
Bir baba yığılırken kalan evlatlarının kolları arasında
Gözü yaşlı bir eş
Saçları çözük dizleri kırık bir eş, alacağını ister gibi tırnaklarını geçirmişken kıraç toprağa
Yetim kalmış bir çocuk
Bir yanı ezik bir yarısı sonsuza kadar eksik kalan çocuk, farkındalıktan uzak gülümserken havalarda uçuşan bayraklara
Bir daha çıkarmamak üzere, telini duvağını, hayallerini ve kalbini sandığa gömerken aklını yitirmiş sevgili
Otuz yıllık acı ve hiç uğruna ölümlere ‘yuh’ çeken bir genç sabahlarken nezarethanelerde
Koca bir kent gözyaşlarıyla yıkarken hiç görmediği insanlar için, caddeleri...
Yeni pusular kurulmaktaydı yurdumun ıskartaya çıkarılmış
Yurdumun kaderine terkedilmiş
Hiç olmadığı kadar yalnızlığa itilmiş
Haraca mezata bağlanmış
Yurdumun cehalete
İşsizliğe, haliyle sefalete
Sonucunda kaçağa suça yandaşlığa
Ki neye yandaş olduğunu bilmeden teslim edilmiş diyarlarında.
Ve anlaşılan o ki
Her şey koca bir aldatmacaymış.
Ben güneş doğudan yükselir, sabahın ilk ışık ve bereketini onlar görür ve alır diye bilirken
Meğer onlar yıllardır bir damla ışık bile görmemiş.
Güneş oradaki esmer çocuklara hiçbir zaman merhamet etmemiş.
Ağa babalar makamlarına köşklerine kurulmuşken
Zevk-ü sefayla Devr-i alem yaparken cihan illerinde
Baskınlar verilmekteymiş gündüz gözleri memleketimin sınır boylarında.
Güneş ihanetiyle çoktan batmaktaymış memleketi için canını veren Mehmet’in üstüne..
Yorumlar
Yeni yorum gönder