Alevlenmesi Gereken Kemalist İdeoloji

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Yamaç Kona

   Türkiye'de her türlü ideoloji boy gösteriyor. Faşizm, sosyalizm, kapitalizm, İslamcılık… Bazen yolda yürürken elimize tutuşturulan bir broşürde, bazen yolda satılan politik dergilerde, bazen her sabah önünden geçtiğimiz gazete bayiinin içinde, bazen de televizyonda halka seslenirken… Her yerde karşılaşıyoruz bu ideolojilerle. Çoğu, ne yaptığını bilmeyen insanlar topluluğu ama kimi de bilinçli. Hepsi organize, sistematik…

   Hepsi kendi düşüncesindeki insanları toplamış.

   Hepsi örgütlü. Çalışıyorlar! Dergi çıkarıyor, yazı yazıyor, kitap basıyor, insanlara seslerini duyuruyor, olaylara somut tepkiler veriyorlar. En önemlisi, gerçek hayatta eylemdeler. Somut şeyler gerçekleştiriyorlar. Gerçekçi, küçük amaçları var. Yolu çizmişler, ilerliyorlar. Adım adım tırmanıyorlar. Bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Kendileri için, ideolojileri için.

   Peki ya Kemalizm?

   Atatürk'ün emanetine en çok sahip çıkması gerekenler nerede?

   Biz neredeyiz? Ne yapıyoruz?

   Diğerleri yol alıyor; hızlı veya yavaş… Fark etmez!

   Medyada yüksek sese sahip miyiz? Binlerce kişinin oluşturduğu, gerçek hayatta her göreve hazır örgütlerimiz var mı? İnsanlara ulaşıyor muyuz?

   İnsanlar Kemalizm'i öğreniyor mu? Bizi tanıyor mu? Gerçeği görüyor mu?

   Hayır...

   Ama başkaları buna çabalıyor. Çalışıyor. Biz de örgütlenmeli, biz de hükümetin üzerine yürümeli, korkutmalıyız.

   Sadece yazı yazarak, miting düzenleyerek, ne hükümet tarafından ciddiye alınırsınız, ne de örgütlenip kendinize yeni yandaşlar bulabilirsiniz.

   Hükümetin korktuğu bir medyamız, hükümetin korktuğu muazzam bir örgütlenmemiz, hükümetin korktuğu bir gücümüz olmalı.

   Gerektiğinde binlerce insanı hükümete karşı yürütebilmeliyiz!

   Artık güzellik devri bitmiştir.  Artık yazmakla, çizmekle geri dönüş olmaz. Bu karşı devrime bir devrimle cevap vermeliyiz! Yazıp çizmeye, eğitime hırsla asılmalı ama bir yandan da halk gücünü toplamalıyız. Tekrar, Atatürk ilke ve inkılaplarına tam bağlı, bu ilkelerden sapmamış bir devlet için güçlenmeliyiz.

   Gerekirse Atatürk devrimleri için savaşmalıyız!

   Bursa Nutku bize bunu işaret eder:

 

   Türk genci, ...’Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla,  nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.”

   Şu zamana kadar olan tüm Atatürk ilke, devrim ve değerlerini yıpratmaya yönelik hareketlere seyirci kaldık. Pasif olduk, aktif tepki veremedik. Bunun sebebi gayet nettir, bunun sebebi maalesef örgütsüzlük ve plansızlıktır.

   Hiçbir şeye göz yummamalıyız.  Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetimize ve değerlerimize gelecek en ufak bir saldırıda karşı tepki vermeliyiz. Bunun için de en doğru yol örgütlenmedir,  bilgi paylaşımıdır, halk gücüdür.

   Örgütlenmeden kastım şudur:

   Halk gücünü arkaya toplayıp, organize bir şekilde halk geneline gerçekleri yaymak ve bir bilgi iletimi sağlamaktır. Gerçekleri insanların görmesini sağlamak temel amaç olmalıdır. Bir diğer amaç ise, savunduğumuz ‘Atatürk Türkiyesi’ne gelecek saldırılara genel ve sert tepkiler vermek olmalıdır.

   Basın bilgi iletiminde çok önemli role sahiptir. Ata'mız basın hakkında şu sözleri söylemiştir:

   “Basın, ulusun genel sesidir. Bir ulusu aydınlatma ve doğru yolu göstermede, bir ulusa ihtiyaç duyduğu düşünceyi vermekte, özetle bir ulusun mutluluk amacı olan ortak yönde yürümesini sağlamada, basın başlı başına bir güç, bir okul, bir rehberdir.”

   Basın rehberdir, halkı yönlendirir, doğruyu göstermekle yükümlüdür ve özellikle zamanımızda muazzam bir güçtür.

   Zamanımızda basın ne idüğü belirsiz, satılmış patronların elindedir. Aslında medya patronları satın alınmaz, medya patronları kendilerini pazarlarlar; çünkü güçlü olan onlardır.

   Kötü medya patronları kendi menfaatine en uygun yolda ilerlerler. Ülkesine hainlik etmekten çekinmezler. Bunlar kapitalist dünyanın yuttuğu,  kendi sistemi içinde yönetici bir görev verdiği insanlardır. Bu nedenle de, elbette büyük kapitalist devletlerin güdümündedirler. Başta, Amerika olmak üzere...

   Birlik ve beraberlik içinde bunu başarabilir, emperyalist dünyanın içimize sızıp kalbimize doğru yol alan köpeklerine dur diyebiliriz.

   Kemalist çevrede tam işe yarayan oluşumlar çok sınırlıdır. Kayda değer olarak sayabileceklerimiz, Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet Halk Partisi ve Atatürkçü Düşünce Derneği'dir. Bu kuruluşlar da, bir topluluğun örgütlenmesini sağlamak amacına hizmet eden bir şey yapmamaktadır.

   Biz Kemalistlerin en büyük sorunu ise mütemadiyen daha küçük parçalara bölünmemiz. Hep bir liderlik savaşımı içinde olmamız, büyük kitlelere hitap eden toplumsal bir oluşum yaratmamızı engelleyen faktörlerden biri.  Eşitliği, paylaşımı bilmiyoruz. Bunu aştığımız takdirde birçok kapının bize açılacağına, daha fazla insana ulaşacağımıza inanıyorum.

   Eğer birlik içinde yola çıkar ve halkın kılcal damarlarına nüfuz edebilirsek ülkemizi aydınlık yarınlara taşıyabilir, bu sonsuz karanlıktan kurtarabiliriz. Şu an Türkiye'yi yönetmekte olan satılmışların bu örgütlenme başarısının sebebi malumdur. Bu örgütlenmeyi büyük ekonomik ve stratejik desteklerle dış mihraklar gerçekleştirmiştir. Amerika ve geçmişi sindiremeyen Avrupa...

   Bu örgütlenmeyi gerçekleştirdikten sonra -aslında hâlâ devam ediyor-,  halkın zaaflarından yararlanıp, içine sızmış ve halkı kendilerine çekmişlerdir. Cumhuriyet sistemiyle yönetilen ülkemizde halkı arkaya almak şarttır. Çünkü, halk kendi temsilcilerini seçer. Bu nedenle de kötü niyetli kimseler halkı kandırma yoluna giderek, ülkeyi yönetmeye talip olmaktadırlar.

   Dış mihraklar bir yandan bu örgütlenmeleri gerçekleştirirken, diğer yandan da Türkiye'de öne sürdükleri yem partinin ideolojisiyle en zıt olan, ülkenin kuruluş ideolojisi olan Kemalizm'i yıpratma çalışmalarına girişmişlerdir. Geniş bir ‘Atatürkçüleri karalama’ kampanyasına girişilmiş ve bir nebze başarılmıştır. Kemalizm halk geneline yüksek medya gücüyle yanlış tanıtılmış, asılsız tanımlamalar yapılmıştır. Satılmış medya, Atatürkçülerin dinsiz olduğu imajını yaratmaya çalışmıştır.

   Kemalist kurumları karalama kampanyaları yürütülmüştür. Cumhuriyet Gazetesi, ADD ve CHP bu kampanyalardan fazlasıyla nasibini almıştır. Cumhuriyet Gazetesi ve ADD, Ergenekon kapsamında karalanmaya çalışılmış ve halen çalışılmaktadır. CHP'ye yönelik saldırılar ise asılsız yolsuzluk iddialarıdır.

   Bu ve benzeri tüm faaliyetler ile halk, Kemalist ideolojiden, ülkemizin kuruluş ideolojisinden soğutulmaya çalışılmıştır. Halk her zamanki gibi kandırılmaya çalışılmış ve bir nebze olsun başarılmıştır.

   İslamcılık,  bir ülkeyi yok etmek için ABD ve Avrupa tarafından kullanılabilecek en etkili araçtır. Özellikle Türkiye coğrafyasında din, yüksek önem arz etmektedir. İslami ideolojiyi kötülemek İslam'ı kötülemek değildir. Laiklik ilkesi uyarınca, İslam dini insanların vicdanlarında hürdür, istedikleri gibi dinlerini yaşayabilirler. Ancak İslamcılık yani İslami ideoloji farklı bir şeydir. Bu, İslam kurallarına göre devletin yönetilmesi demektir. Halkın din baskısı altına alınması demektir. Bağnaz düşüncenin ülkede sonsuz hakimiyetinin olması demektir. Mantık olarak, düşünemeyen, üretemeyen, bilgisiz, İslam baskısı altında ezilmiş, tutsak, yasaklar içinde boğulmuş bir devlet yaratmaktır İslamcılık. İnsanların dinini özgürce yaşayamadığı bir toplum demektir İslamcılık.

   İslamcı yapıya sahip bir devletin, eğer İslamcılık o ülkeye başkalarının güdümüyle getirildiyse, ömrü kısadır. Çünkü İslamcılığın bağnaz düşünce yapısı bir ülkenin tüm savunma kanallarını kapatmaktadır. Özellikle bu bağnaz düşünce halka yansıdığında durum vahimleşir.

   İşte bu nedenlerle ABD ve Avrupa'nın ülkemize karşı silahı, bağnaz düşünce yapısıyla birlikte İslami ideolojidir. Ancak bunun için Kemalizm'e gönül vermiş insanları yok etmeleri gerekmektedir.

   Kemalist ideolojiyi karalama kampanyasının amacı da bir karşı direnişi engellemektir.

   Gaflet, dalalet ve hıyanet içinde bulunan kimseler iktidarda bulunduğu süre boyunca ülkemiz birçok kulvarda medeni devletlerden geride kalmış, ayrıca var olan değerlerinden ödün vermiştir. Saygınlığını, AB kapısında verdiği büyük ödünler nedeniyle büyük ölçüde yitirmiştir. Zaten çökmeye yüz tutmuş olan Hristiyanlar Birliği olarak niteleyebileceğimiz AB, milli egemenliğe, halk iradesine, cumhuriyet değerlerine yaraşmayacak taleplerde bulunmuştur. İktidarda olan emperyalist devletlerin uşağı AKP ise her şeye “Hay, hay!” demiştir. Bu da Türkiye'nin bölgedeki saygınlığını düşürmüştür.

   Şu an iktidarda olan emperyalist güçlerin güdümündeki İslamcı maskelilerin orada olması,  Ata'mızın akıl ve bilim olan manevi mirasına sahip çıkamadığımızı gösterir. Bu bağnaz düşünceli kuklaların ülkeyi yönetmesine daha fazla izin vermemeliyiz. Sahip oldukları bağnaz ve anti-seküler düşünce ülkeyi geriye çekmekte, Atatürk'ün getirmiş olduğu ilke ve devrimleri çökertme amacına girişmektedir.

   Buna engel olmanın tek yolu örgütlenmektir. Örgütlenip halka yayılmaktır, ses duyurmaktır, çalışmak ve çabalamaktır, halkı bilgilendirmektir. Anlayacağınız, tek yol halkın kılcal damarlarına yayılmak, halkı kazanmaktır. Halk bu devletin her şeyidir, Türk halkı yücedir.  Türk halkının bu yükün altından kalkacağına güvenim tamdır.

   Bu yazım tüm cumhuriyet şehitlerine armağan olsun!

 

yamac.kona@politikadergisi.com

 

 

Bu yazı; Politika Dergisi, Sayı 8’de yer almıştır. Tüm fazladan özellikleri ile orijinal sayıyı indirmenizi öneririz. Sayı 8’i indirmek için buraya tıklayınız. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Kemalizm Saman Alevi Değildir, Harlasın ve Sönsün !

Kemalizm Saman Alevi değildir Harlasın ve Sönsün !

Yazınızın başlığının çağrıştırdığı aymazlığın önüne geçmek adına bu notu düşmek istedim.

Bilindiği gibi "Kemalizm, bir bekçilik değil devrimciliktir !"

saygılarımla...

'İslamcılık. İnsanların

'İslamcılık. İnsanların dinini özgürce yaşayamadığı bir toplum demektir İslamcılık' işte bu tarz sözlerle islamiyeti yaşayan insanları akp gbi partilere itiyorsunuz.bu bi inanç ve saygı gerektiriyor.....

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.