Aydın Olmak Üzerine (II)

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Referans İçerik: 
Aydın Üzerine

Türkiye’de mevcut konjonktürde “aydın olmak”, üzerine sayfalarca tezler yazılacak bir meseledir kanaatimce. Evet, bugün ise bahsettiğim bu tezleri yazmak oraya buraya bomba atmakla bir sayılmakta. Ama şunun bilincindeyiz ki, “aydın olmak” gerçek anlamda terörist olmaktan çok daha büyük bir hastalıktır. Bunun içindir ki atılan bombalar şu an için susmayacak gibi görünmektedir…
 
Türkiye’de yaratılmak istenen aydın-halk ilişkisini sanki merkez-çevre ilişkilerini inceler gibi gözlemliyorum. Bulgularımı paylaşmak için ise acele etmek istemedim. Yeri gelmişken yazımın ilk etabı olarak neden Bursa Nutku’nu paylaştığımı da açıklamak isterim…
 
Bursa Nutku içeriği itibariyle toplumda bir tartışma konusu olmuştur. Öyle ki mevcut konjonktürdeki bazı gelişmeleri bir ayna gibi yansıtmaktadır… Aydın, Bursa Nutku niteliğindeki bir yazıyı okuduğunda ne tepki vermektedir? Toplumdaki sözü geçen tartışmalardan haberdar mısınız? Ben söyleyeyim… Herkes sadece bunun Atatürk’e ait olup olmadığını tartışıyor… İşte toplumdaki yanlış algıları bir arada gösteren bir örnek… Acaba biz bu yazıyı Atatürk’e ait diye mi okuyoruz? Atatürk yazdıysa doğrudur, eğer ona ait değilse yanlıştır mı demekteyiz? İşte bütün bu algılar Türkiye’nin 80 yıldır ithal ettiği, yabacıların da keyifle ihraç ettikleri ve toplumu yeniden kompoze etmeye çalışan bir takım rezillikler. Ve yine bu rezillikler 80 yıldır aydın-halk ilişkilerini de belirleyen etmenler halini almış. Bizler bu ülkede 80 yıldan beri sadece aydınların yabancılaştırılmasına seyirci kaldık. 21. Yüzyıla geldiğimizde ise aynı rezilliklerin post modern bir şemsiyede nasıl gerçekleştiği günbegün gözler önüne serilmektedir…
 
Bursa Nutku’nu nasıl değerlendirmekteyiz? Atatürk’e aittir ve değildir diyen iki tarafın da önemli tezleri mevcut. Maalesef bu tezler aydın olmanın gereğini yerine getirmiyor… Bırakın bunları tartışmayı! Bir gün en önemli meselemiz bu olduğunda zaten tarihçiler noktayı koyacaktır. Bu meseleyi çoktan kapatmış olanlar da vardır. Peki ben? Ben ne düşünüyorum? Ben her şeyden önce bu sözlerin doğruluğuna inanıyorum. Bundan dolayı ilk etapta bunu yayımlamak istedim. Atatürk’ün bizzat söylemiş ya da söylememiş olması ise benim bu konudaki kanaatimi değiştirebilecek bir etken değil… Çünkü mevcut konjonktür bizlere Kemalizm tartışmaları yapın demiyor… Buna karşın toplumdaki Bursa Nutku tartışmaları Atatürkçülüğün ne kadar yanlış algılandığını da yansıtan nitelikte…
 
“Yahu Bursa Nutku’yla aydın olmak meselesinin ne alakası var???”
Aydın olmak bu sözleri Atatürk söylememişse de söyleyebilmektir. Çünkü bu sözler dikkatle okunduğunda nefret yayan sözler değildir… Aydınlar nasıl yabancılaştırılmaktadır? Nefret ettirilerek… Dediğimiz gibi, onlar suçlularla bir sayıldı... Kitapları bombalarla bir sayıldı… İşte aydın olmak bunları görüp de görmemek, işitip de işitmemektir… Tıpkı Bursa Nutku’nda olduğu gibi… Toplum nasıl ki Bursa Nutku’nun kim tarafından yazıldığını gündemin en üst sırasında tartışıyorsa, sözde aydınların, taraf olanların ve 80 yıllık bir geleneği (?) devam ettirenlerin iddianamelerini okuyacaktır… Aydın olmak bunları duyup da dinlememektir…
 
Aydınları daha ne bekliyor? Mevcut konjonktürden faydalananlar çoktan çark etmiş durumda… Artık hat safhaya ulaştığının farkına vardılar ve ona göre davranıp, ona göre konuşuyorlar…
 
Onlardan korkmayın! Unutmayın ki aydınlar istemeseydi, onların aydınlar üzerinde hiçbir gücü olamazdı… 80 yıldır hep beraberdik, bir sorun yoktu… Ama şimdi onların harekat vakti ve güçlerinin egemen olduğu an… Aydın ise her zaman güçlü kalacaktır…
 
Saygılarımla
 
Edgar ŞAR

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.