Ayhan Çarkın'a Mesaj Var

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Ayhan Çarkın, öldürdüğü kişilerin gömüldükleri yerleri gösterebileceğini söylediğinde inanmadım. Daha doğrusu oralarda ceset olabileceğine hiç ihtimal vermiyordum. Ayhan Çarkın’ın yanlış hatırlamasından veya hatırlayamamasından değil. Eminim ki Çarkın doğru yerleri göstermiştir, ancak kendisinin de söylediği gibi bunlar bir ekiptiler.

Böyle ekiplerde her kişinin tetikçilik dışında başka görevleri olduğunu da düşünürüm. Mesela arkadaşlarının pisliklerini temizlemek gibi. Bu ekibi yöneten kişi her kimse, tabii ki günün birinde bu kişilerin konuşabileceği ihtimalini de düşünmüştür. Bu yüzden orada ceset olsa bile çoktan o cesetlerin oralardan alındığını düşündüm. Nihayet benim tahmin ettiğim gibi oldu. Çarkın’ın gösterdiği yerlerde hiçbir bulguya rastlanmadı. Belki de “aynı ekipteydik” dediği Behçet Oktay  kaldırdı o cesetleri oradan, sonra da Behçet Oktay…

Yer gösterme işi bittikten sonra Behçet Oktay intiharının, intihar değil de suikast olabileceğine dair esrarengiz bir itirafçı çıktı ortaya!

Olayların kronolojik sıralamasına bakarsanız, Çarkın’ın yer gösterme işlemleri bittikten hemen sonra esrarengiz bir itirafçı, yaptığı açıklamalarla Behçet Oktay’ın öldürüldüğü ihtimalini kuvvetlendirdi.

Yukarıda da dediğim gibi, böyle ekiplerin her adamının başka görevleri de vardır. Aynı zamanda bir topluluk için katliam yapıldığında ibreti alem olması ve yaşananları başkalarına anlatması için tek bir kişi sağ bırakılır ya, onun gibi illaki bu cinayetlerde bir kişi her zaman tanık olur. Ancak bu tanık, ekip istediği zaman konuşur.

Çarkın’ın “aynı ekipteydik” dediği Behçet Oktay’ın öldürülmesinin gün yüzüne çıkması aslında Çarkın’a bir mesaj verilmesi olarak düşünüyorum. “Eğer daha fazla ileri gidersen…”  

Bir de bu mesajın gönderildiği kripto gazeteye dikkatinizi çekmek istiyorum;

Bu mesaj, yani Behçet Oktay’ın öldürülmüş olabileceği haberi ilk olarak Taraf Gazetesi’nde yayınlandı.

Taraf Gazetesi’nin Polis ile bağlantısı ve bazı yazarlarının da CIA ile bağlantısını düşündüğünüzde, aslında Çarkın’ın da ekibinin kime bağlı çalıştığını tahmin edersiniz herhalde…

Bu yaşananları seyredince, aslında hükümetin derin devleti hiç de tasviye etmediğini görüyorum. Hani bu derin devletin adı Ergenekon’du ve Silivri’ye tıkılmıştı?

Demek ki aslolan, Ergenekon’u değil, Gladyo’yu tasfiye etmekmiş… İşin ilginç tarafı, Ergenekoncu diye içeri tıkılanların, aslında Gladyo’yu halka göstermeye çalışmalarıydı. Tertibi siz anlayın artık…

Ümit MİNEL

umit.minel@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.