Aynı Gemideyiz Hikâyesi…

Ne zaman insanların sesi biraz yükselse, hemen birileri buyurur. “Aynı gemideyiz, batarsak birlikte batarız”. Kendisinin hükümetin yolladığı her kâğıdı imzalamaktan öte bir şey yaptığını duymadığımız Cumhurbaşkanı da aynı cümleyi buyurmuş. “Aynı gemideyiz. Herkes dikkat etmeli yoksa birlikte batarız”.

Cumhurbaşkanı, emperyalizmin dinci elbisesi giydirip, suratına hoşgörü maskesi takıp, pişkinlik suyu ile iyice yıkayıp bu ülkeye iktidar yaptığı bir zihniyetin parçasıdır.

İktidarın onbir yıldır kurulmasına destek verdiği, en azından ses çıkartmadığı, komplolar sonucu vatanseverler, demokratlar, ordu mensupları, bilim adamları, gazeteciler zindanlara atılmış, bu gün bu komplolar ortaya çıkmıştır.

O çok güvendikleri yargı bu gün kendi çocuklarını hedef aldığında, onların yolsuzluklara battıklarını delillerle ortaya çıkarmaya çalıştığında komplo feryatları ile gemiyi sallayan hükümettir. Üstelik en son olarak ülke içinde seyahat eden ve Suriye’ye gittiği belirlenen bir tırı mahkeme kararına rağmen savcıya aratmayarak gemideki insanların feryadı ve protestoları ile gemi gerçekten sallanmasına neden olmaktadır. Geminin kağıt üzerinde de olsa kaptanı görünümündeki Cumhurbaşkanı da çıkmış bütün gemidekilere itidal çağrısı yapıyor.

İktidarın bu günkü demokrasi dışı uygulamalara kılıf olarak çıkarttığı kanunların hepsi bu Cumhurbaşkanının onayından geçmiştir. Hem de bir dakika bile beklemeden, hiç incelenmeden. Bunca yıldır ben daha Cumhurbaşkanının hiçbir kanunu geri yolladığını, kendine gelen hiçbir kararı veto ettiğini duymadım. O zaman kaptan bu gün gerçekten geminin sallandığını, su aldığını görüyorsa ve imzaladığı o kararlardan ve kanunlardan pişmansa, kandırıldığını hissediyorsa yapması gereken kendisine çok güvendiği ikinci kaptanı görevden almaktır.

Kaldı ki, bu gemi daha evvelde birçok kez yara almış, darbeler olmuş, ne darbeleri yapanlar, ne gemiyi yanlış yöneterek buz dağlarına çarptıran kaptanlar hiçte batmamıştır. Bu gün bakınız hepsi de maşallah toplumun en üst seviyesinde yaşam sürdürüyorlar. Örneğin, partisinin aldığı yardımı yasadışı yollarla kullanan bir parti liderinin siyasi hayatı bitirilmiş, ancak onun yanında bulunan, kararlarda imzası olan bir başkası bu gün cumhurbaşkanıdır.

Sırf bu görüntüler bile “aynı gemideyiz…” diye başlayan sözlerin bir ninni, bir kandırmaca olduğunun delilidir.

Gemideki insanların çok büyük bir bölümü ambarlara tıkılmış, sırf yönetimin yanlışları yüzünden hayatta kalma mücadelesi veriyor. Eğer kaptan gerçekten gemideki herkesi düşünüyorsa, ortaya itidal çağrısı yapmayı değil bu geminin kaptanı olduğunu ve gereğini yapmayı düşünmelidir.

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com