"Balyoz Darbe"lerinin Üstünü Örtmeye Çalıştığı Gerçek: Ekonomi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Öncelikle şimdiye kadar ufak tefek aksaklıklar dışında yazılarımızı yayınlamaktan imtina etmeyen Milliyet Gazetesi sorumlularına çok teşekkür ederim. Ülkemizin geleceği ile ilgili endişelerimizi paylaştığımız Milliyet Blog platformunun daha ne kadar hizmet vereceği maalesef bir soru işaretidir. Aydın beyin direnmesine rağmen sanırım gazetemiz Ülker gurubuna satılacak ve Milliyet Blog Hürriyet’teki yazar kafeye benzeyecektir. Bu itibarla bu ve bundan sonraki yazıların yayınlanmaması bile tarafımızdan anlayışla karşılanacaktır.
 
            Başlık bilerek seçilmiş bir cümledir. Zira ordumuzun başına indirilen bu balyoz bir yönü ile de ekonomik gerçekleri halkın gözünden kaçırmaya, gündem dışı bırakmaya yöneliktir. Bu yazımızda biraz bu konuya değinelim.
 
İktidar ve dış işbirlikçileri ülke ekonomisini güllük gülistanlık gösterme gayreti içindedirler. Basit bir örnek verelim. Bu günkü cari açık %6.5 dur. Bu açık mevcut üretim ile asla kapatılamaz. İflas etti dediğimiz Yunanistan’ın cari açığının %5 olduğu düşünülürse durumun vahameti kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Dış işbirlikçilerin desteğini de şöyle açıklayabiliriz. Bu kadar büyük bir cari açığa karşı IMF iyi yoldasınız diye demeçler veriyor. Aynı IMF 2000 yılında %1.5 olan cari açık için “borç almazsanız kötüye gidersiniz” diyordu.
 
Bankalar uçan kuşa borç dağıtmaya devam ediyor ve seçimlere kadar da edecek. Eğer iç ve dış beyin yıkama organları başarılı olursa ve AKP yeniden seçilirse bu borçların nasıl ödeneceğini herkesin düşünmesi gerekir. Yaşanacak olumsuzlukları protesto etmek isteyenlerin de önümüzde seçimler var diyerek polisin şimdiki gibi şefkatli önlemler alıp almayacağını da herkes düşünmelidir.
 
Eski yıllarda düşülen sıkıntılardan çıkmamızda en büyük yardımcı Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) idi. Onlar bir anlamda ekonomik krizleri emerler, insanımız çok zorlanmadan atlatırdı. Sosyal devletin bir işleyiş şekli idi. Şimdi artık yoklar. TÜİK bir gecede rakamları istediği yere çekiyor. Ne işsizlikteki ne enflasyondaki rakamlar güvenilir artık.
 
Her dört gencimizden biri işsiz. Birçoğu artık iş bulmaktan ümidini kestiği için aramıyor ve dolayısı ile TÜİK in işsizler listesine girmiyor. Sosyal devlet ne yazık ki tüccar devlete döndüğü için halkı müşteri olarak görüyor. Çiftimiz bitmiş durumda. Daha düne kadar dünyada tarımda kendine yeten ülkelerden biri iken bu gün kesin ithalatçı ülke olduk. AKP zihniyetini bu başarısından dolayı kutlamak lazımdır.
 
Üniversitelerimiz branş değil doğrudan boşta gezer diploması veriyor.
 
Sanayi diye söz ettiğimiz şeyin milli olanı hemen hemen yok gibidir. Bir liralık ihracat  yapmak adına bir buçuk liralık ithalat yapıyoruz. Bu yüzdendir ki, AKP iktidar olduğunda Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri olan borçlarımız 221 milyar dolar iken bu gün bu rakam 506 milyar dolara çıkmıştır. Siz bakmayın akbabaların sırtımızı sıvazlamalarına, siz şöyle büyüdünüz, böyle büyüdünüz demelerine.
 
Denilebilir ki, dış ülkeler neden bizim sırtımızı sıvazlasın? AKP bu seçimi kazanırsa hemen arkasından köklü bir anayasa değişikliği ile doğu ve güneydoğuda özerkliğe ve ardından ayrılığa gidebilme ihtimali olan yolları açacaktır. Sakın Kürt açılımından vazgeçildiği sanılmasın. Seçimlerden sonra derhal gündeme gelecektir. Değilse terörist başı neden seçimlere kadar eylemleri erteledi dersiniz? Tabii Kıbrıs da devreye girecek. Ver kurtul politikalarının mimarı olan AKP zihniyeti bu yolda adımlar atmaya başladı bile. Kuzey Kıbrıs Halkı’nı bizden soğutabilecek demeçlerin sebebi ne ola ki?
 
Dikkat edilirse hep seçimlerden sonra diyoruz. Oysa seçimlerin resmi tarihi ilan edilmiş bile değil. Başka bir deyişle seçimlerin ne zaman olacağı, Sayın Başbakanın iki dudağı arasında. Kendi partisi için ne zaman avantajlı ise o zaman yapabilir. Birde o seçimi kazanırsa hep beraber göreceğiz daha neler yapabilir.
 
Çok karamsar bir yazı oldu. Ama karamsarlığa gerek yok. Türk milleti ne badireler atlattı. Bunu da mutlaka savuşturacaktır. Artık sağcı, solcu, o parti, bu parti yanlısı olma lüksümüz kalmadı. Eğer yapılırsa, Seçim iki yol gösteriyor. Milli, ulusal, demokratik, birey olma yolu. Veya emperyalizmin kölesi ümmet olma yolu.
 
Seçimlerde oyumuzu bu bilinçle kullanacağımızı düşünüyorum…
 
İzmir. 2011-02-13
cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.