Başbakanın İşi Zor…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bizim gibi uydu ülkelerde başbakan olmak zor iştir. Bunun zorluğu bir öncekilere bakarak görülür görülmesine de, nedense emperyalizmin icracıları emir verdiler mi balıklama atlayacak çok olur. Mevcut yasalar adamın muhtar bile olmasına engel, ama zorluyor, herkes yardımcı oluyor. Bir de bakmışsın hooop başbakan oluvermiş. Eee tabii bu avanta kazançların bedeli olacak.

Bir defa itaat edeceksin. Başın efendilerinin önünde hep eğik duracak. Yoksa beyzbol sopası gösterilir. Hoş, bizim başbakan geldiği gelenek itibari ile birilerine biat etmeye yakın. Dolayısı ile bu o kadar problem değil. On yıllık icraat sonunda ülkenin demokrasiden hızla uzaklaşıp bir kişiye itaat rejimine doğru hızla gitmesi bu yüzden.

Bakınız, en son örnek Çorumdan. Polis haftası nedeni ile üst geçitlere asılan pankartta, “Polis kanun adamıdır, polise itaat edilmelidir” yazıyor. Yani polisin kanun adamı olması ona itaat edilmesi için yeterli bir sebepmiş. Bizim hala aklımızın bir köşesinde muhafaza ettiğimiz düşünce de “kanun”a itaat etmektir, kişilere değil.

Dünde PKK pazarlığında başbakanın demeci şu mealde değilmi idi? “Sınır dışına çıkacak teröristlerin güvencesi benim” Tabii bu konuda meclisin kanun yapması suç, o zaman başbakanın sözüne itaat etsin teröristler.

Dedik ya başbakanın işi zor. Kendisi onu o mevkie getirenlere itaat edecek ama daha zor bir işi de var. Halkın da bu itaate uymasını sağlayacak. Bu yüzden gece gündüz, her sıkıştığı konuda kanunlar, kararnameler çıkaracak. Olmayınca da bazı işler böyle güvenceler ile halledilecek. Tabii bunlar sırtına suç dosyaları olarak yüklenecek.

Başbakanın işi mecliste de zor. Bakmayın siz üç tane muhalefet partisi olduğuna. Aslında hepsi aynı efendinin bendesi. Yani iktidarın kardeşleri. Eğer bunlar gerçek muhalefet olsa iktidarın canını alırlar. O imkânları iktidar hep veriyor. Görünen o ki muhalefetin birinci işi iktidarın cambaza bak oyununa figüran olmak, ikinci işi de efendinin emirlerine göre iktidarı frenlemek.

Biz biliyoruz ki iktidardaki zihniyet frenlenmezse kim olduğunu çok çabuk unutup kendini bir şey sanmaya başlayıverir. 1954 – 60 arasını hatırlayınız. Aynı zihniyet yargıyı bay pas etmiş, tahkikat komisyonları kurup muhalifleri mecliste yargılamaya başlamıştı. O zamanlar emperyal efendinin taktiği, emrindeki hükümetler işleri istedikleri gibi yapamıyorsa askere darbe yaptırmaktı. Çünkü o zamanlar mecliste kökü hala Mustafa Kemal’e dayanan bir CHP vardı. Şimdilerde artık meclisin tamamına hükmettikleri için askeri darbe yaptırmıyorlar.

Bu yüzden de muhalefet milletvekilleri frenleme görevlerini rahatça yapıyor. Silivri’ye gidip destek çıkan CHP milletvekilleri için başbakan soruşturma talimatı verdi ya, Haluk Koç adeta eğleniyor başbakanla. Hadi gücün yetiyorsa gel kaldır dokunulmazlıkları. Ona bizim değil senin ihtiyacın var, diyor. Böyle bir şeyi yapamayacağını çok iyi biliyor. Bütün bunlar da bize muhalefetin halkın yararına değil efendilerinin yararına muhalefet yaptıklarını gösteriyor.

Başbakan son yıllarda bir şeyin daha farkına vardı. Dönemi bitiyor. Aynı diğerleri gibi buruşturulup atılacak. Aslında sadece seçilemeyip politikadan çekilip rahat bir hayat süreceğini bilse çoktan çekip gidecek. Ama şunu iyi anladı ki, bu halk yaptıklarının hesabını ondan soracak. Kendi dizayn ettiği mahkemeler ona hiç acımayacak. Onun için son bir çare olarak başkanlık makamı yaratıp oraya kaçmaya çalışıyor. Çünkü mevcut şekli ile cumhurbaşkanlığı güvenli değil. Bu gün ona biat edenler yarın maazallah bir kanun çıkarıp onu yok edebilirler. Artık frankeştaynların yarattıkları canavarların önce yaratanı yediklerini öğrendi.

Sözün özü: Başbakanın işi zor…

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.