Bir Başbakan Aynı Nakaratı Neden Tekrarlar?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

   Genel seçimlerde “tek başına iktidar olmazsam siyasetten çekilirim” demişti Başbakan. Şimdi aynı tavırla “Bir siyasi parti, her zaman birinci olmaya talip olacak. Eğer AK Parti bu seçim birinci parti olarak çıkmazsa, ben bırakıyorum'' diyor. Yerel seçimler de genel seçim kadar önemli Başbakan için…

 

   Bu açıklamayı Elbistan’da düzenlenen mitingde söylüyor. Ve bu açıklama öncesinde de % 11 çıkan enflasyon rakamına karşılık “zil takıp oynayan” muhalefete yükleniyor. Demek ki artık kendileri de kabul etmeye başladı, küresel krizi ve krizin etkilerinin aslında ülkemizi teğet geçmeyip yakıp yıktığını, ancak çok geç. Bu kadar işsizlik artmışken, insanlar çaresizlikten canlarına kıyma noktasına gelmişken siyasiler hala kapışma derdinde.

 

   Madem, bu ülke kaybederse hep beraber kaybederiz; o zaman herkes kendisine bir çeki düzen versin.

 

   Ülkemizde yaşanan bu kaos ortamına, huzursuzluğa bir son verilsin. Ne Başbakan, ne Baykal ne de Bahçeli eleştiri sınırlarını zorlamaktan geri durmuyor, bu da toplumu olumsuz etkiliyor.

 

   Seçimlerde oy toplamak için yapılan yardımların etkili olduğu bir gerçek. Kimse kişiye zorla ‘benim partime oy vereceksin onun karşılığında bu yardımı yapıyorum’ demiyordur. Ancak kişi ‘o bana bunu veriyor, sen ne veriyorsun?’ mantığı ile hareket ediyor. Kişiler çalışmadan, üretmeden en önemlisi hak etmeden almaya alışmış. Esasında toplum olarak da kaybettiğimiz en önemli noktalardan birisi de bu. Yakın tarihte “sadaka kültürünün” etkilerini net olarak göremesek de ileriki tarihlerde daha da acı tablolarla karşılaşacağımız kesin.

 

   Tüketime endeksli üretmeyen bir toplumun nasıl bir geleceği olabilir ki?

 

   Benmerkezciliği bir yana bırakıp, hepimizi düşünmek lazım.

 

   Bir toplumu korkutarak ne kadar oyalayabilirsiniz?

 

   Baskıları ne kadar sürdürebilirsiniz?

 

   Zaten yapılması gereken işler ile ‘ben yaptım, ben yaptım’ diye ne kadar övünebilirsiniz?

 

   Daha ne kadar hakkını arayan, düşüncesini açıkça ifade eden, sorgulayan insanları susturabilirsiniz?

 

   Seçim öncesi daha ne olaylar, sahnelerin, şimdiden tahmin edemiyorum, ama şu an için tekrarlanan bir sahne var ki 22 Temmuz genel seçimleri ile aynı.

 

   İktidar partisi birinci parti gelmezse, Başbakan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığını bırakıyor.  Bu psikolojik baskının ardında ya kaybedersem, ya hipnozumuz altına girenlerden ayılanlar varsa endişesinden yola çıkılarak yapılan bir açıklama mı? Yoksa oyunbozan bir çocuğun “bana ne, bana ne, benim istediğim gibi oynamıyorsunuz, ben de oyuncaklarımı alıp giderim” diyip arkadaşlarını yüzüstü bırakan bencil bir davranışın etkisi mi?

 

   Biraz olsun samimiyet istiyorum. İstiyorum, çünkü ajitasyonla çözüme ulaşmak, ulaştığını zannetmek; aslında kendini kandırmaktır.

 

   Bırakın, toplum hür olarak kararını versin.

 

   Bırakın, insan olmanın, onurlu olmanın, birey olmanın gerektirdiği gibi hareket etsin!

 

 

 

nuran.talay@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Baştaki Nakaratçı

Aynı nakarat ! Neden?...çünkü Başbakan SOLO yapamayacak kadar yeteneksiz. Bu yüzden Vokolistlere ihtiyaç duyuyor ve aynı nakaratı takılmış 45'lik gibi söylüyor. Artık onu "fişten" çekmek lazım. Kısa devre falan yapabilir maazallah.:)).......Değerli arkadaşım, yazını çok beğendim, katılıyorum..ve kalemine kuvvet diliyorum. Sen içimizden çıkan EN CESUR YÜREK'sin.

gerek kalmıyor SOL o ya

BAŞBAKANIN SALVOLARI SOLO LARDAN DAHA ETKİLİ.SENİÇİNİ RAHAT TUT .SİZLER GB İÇİ BOŞ MUHALEFETİN OLDUĞU BİR ÜLKEDE İKTİDAR OLMAK BÜYÜK BİR ŞANS.

BU BAŞA BU TARAK..!

Başbakan milletin,daha doğrusu garip gurabanın çokluğu sayesinde hedefi tutturuyor!Bana oy verirseniz kömür,beyaz eşya gelir aksi halde bunları da göremessiniz çalışmasıdır.Çok iftar çadırı açmakla övünen,çok daha fazla kömür dağıtmalarıyla övünene alkış tutarsa bu millet,Başbakan da ''bensiz olmaz''havasına girecektir.Doğrusu,bu kadar yardımın artması,bu kadar kişinin fakirleşmesi demektir,siz onun içinmi iktidara geldiniz sorusunu sormayan halk böyle olursa,onun resti de böyle olur..!

AKP YE OY VERMEK,YOKSULLUĞUN ARTMASI DEMEK OLACAKTIR.

Memleketin bu hallerini görüpte,daha halen AKP'ye oy veren eller çok olursa,ağlamaya,sızlamaya gerek yok!2.Atatürk,peygamber benzetmelerine kadar varan aymazlıklar olduğu müddetçe,daha çooook sırtımızdan inmez bu soyguncular.!

REY VERMEZSEN BENDEN HİZMET BEKLEME

ikbal günlerinin devamını sağlayabilmek için tehtit ve şantaj modası uygulanmaya başlanmıştır. temmuz 2007 seçimleri öncesi istikrar bozulur, kriz çıkar diye halkı tehdit etmişlerdi, şimdi ise görev başında akpli belediyeler olmazsa hizmet alamazsınız diye tehdit edip oy avcılığı yapılmak istenmektedir. iktidarın devamı için , bizden olmayana hayat hakkı yoktur ,diyerek baskı kurulmaktadır. şu anda yapılan siyasi tehdit ve şantajlarına aldırmadan, demokrasiye uygun irade sandığa mutlaka yansımalıdır. ... .mucahit kubilay

onurlu olmak suç mu?

SİYASET BİLİMİ DERSLERİNDE BİZE BİR ŞEY ÖĞRETTİLER.BAŞBAKAN ERDOĞAN OLUR ,BAŞBAKAN!BAYKAL OLUR,BAŞBAKAN!BAHÇELİ OLUR BU FARK ETMEZ BAŞBAKANA DÜŞEN MİLLETİN MORELİNİ YÜKSEK TUTMAK.BİR AİLE REİSİ DÜŞÜNÜN EVDE SIKINTI VAR .REİS DE SÜREKLİ KÖTÜMSER KARAMSAR.NE OLUR O EVİN HALİ.KÜRESEL MALİ KRİZİN ETKİLERİ ELBETTE OLACAK.BİZLERE DÜŞEN İSTİKRARI DESTEKLEMEK, İKTİDARI DEĞİL.MİTİNG MUHABBETİ BENİDE ÇOK SIKTI .HİÇ BİR MİSYONU VE VİZYONU OLMAYAN BİR MUHALEFETİN OLDUĞU BİR ÜLKEDE YENİ ŞEYLER ÜRETMEYE GEREK YOK.GALİBA BAŞBAKANIN MİTİNG ANLAYIŞI BU.AYNI ŞEYLER YETİYOR DEMEK Kİ.BAŞBAKANIN BİRİNCİ OLMAZSAM GİDERİM SÖZÜ BÜYÜK BİR ERDEM.DEFALARCA SANDIĞA GÖMÜLMÜŞ BAYKAL VE BAHÇELİ BUNU ÖRNEK ALMALI.ÇOK ŞEY İSTİYORUM GALİBA .ONURLU OLMAK ZOR ÇÜNKÜ.ÜLKEMİZ İÇİN KİM HAYIRLI İSE TEMENNİM ONUN BİRİNCİ OLMASI.BEN BAŞBAKANI SAVUNMUYORUM YAPTIĞIM TEK BİR ŞEY VAR O DA ONU ZALİMLERE AKIL TUTULMASI SIKINTISI OLAN ,HİZMETLERİ GÖRMEYEN,YÜKSEK HIZLI TRENE YETİŞEMEYEN ZALİMLERE KARŞI KORUMAK.

Emanete hıyanet etmeye onurlu olmak mı diyorsun?

Komediye bakar mısınız? İş üretiyoruz dediği; devlete ait arazileri, malları ya da kurumları ele geçirmek, yabancılar Türkiye'ye yatırım yapıyor diyerek, bütün kurumları ve şirketleri yabancılara teslim emek (son hizmetleri Atatürk Çiftliğini Arap'lara satıyorlar), borsanın %70'ini yabancılardan oluşturarak, ülke ekonomisini bağımlı kılmak, kadınları türbana yada çarşafa sokarak, onların bütün hak ve özgürlüklerini erkeklere teslim etmek, sosyal devlet adı altında kendilerine oy verme şartıyla yardım etmek, kendilerinden olmayan laik kesimden "Onlar" diye bahsederek toplum içinde kutuplaşmalara yol açmak, etnik kimlikler üzerinden siyaset yapıp, halkı birbirine düşman etmek, bütün dünyayı derinden etkileyen ekonomik krizi dikkate almayıp, bu konuda önlem alınacak tedbirleri ve politikaları oluşturamayıp, halkı kendi kaderlerine terk etmeleri vs. vs. gibi, laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmuş partisiyle birlikte hizmetler vererek o kadar çok çalışıyorlar ki, sanırsınız, ülkede herkesin yaşam standartı kendilerininki gibi çok yüksek, üretim ve istihdam seviyesini en üst seviyeye çıkarmışlar, terörü bitirmişler de artık çocuklarımız şehit olmuyorlar, Kuzey Irak ve Kıbrıs konusunu çözebilecek politikalar üretmişler, madenlerimizi ve petrol yataklarımzı ipotekten kurtarmışlar, yabancılar tarafından ele geçirilen kaynaklarımızı geri almışlar, ülke içinde adaleti ve kalkınmayı sağlamayı başarmışlar da, diğer partilerin ve geçmiş hükümetlerin beceriksizliğinden bahsediyor. En komiği de, uzaydaki göktaşları misali, Global krizin ülkemizi teğet geçmesiydi. Dikkat ederseniz bu bahsettiğim ülke problemleri asla gündeme gelmiyor. Aslında bunları sorgulayıp, gündeme getirerek, halkı olan bitenler hakkında bilgilendirip, hükümetten hesap sormasını sağlamak, aydınlarımızın görevdir. Ama iş birlikçi aydınlarımız figüran rolü için çok iyi maaş aldıklarından, maaşlarını tehlikeye atacak hiç bir girişimde bulunmuyorlar.

Evet verdikleri hizmet çok büyük. Sultanbeyli'de yüzlerce kişi geçen ay 15-20 bin TL ye aldıkları arsalar üzerine ev yapmaya başladılar. İstanbul'da bu fiyatlara arsa mı kaldı? Ve bu arsalar devlete ait araziler değil mi? Hükümet bu arazileri satılığa çıkaracağını resmi yollardan halka bildirdi mi?

Bir başka hizmetleri de Sulukule'den çıkarttıkları Roman'ların yerleri, sizin o hizmet veriyor dedğiniz adaamlar tarafından ele geçirilmiştir. Sizin köyünüzde onurlu olmak böyle bir şey midir?
Yağmacılık ne zamandan beri onurlu bir iş haline geldi?

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.