"Bir Çocuk Gibi Bekledim."

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Mustafa Kemal, "amansız " hastalığının son aylarındadır... Kendisine, "Savanora" (Hint Denizi'nde yaşayan bir kuş türü adı) adlı yat alınacağı müjdesi veriliyor... Mustafa Kemal, yat planlarını inceliyor. Çok beğeniyor. Alınmasını istiyor. 24 Mart 1938 günü "yat" satın alınıyor. Ama bazı tadilatların ve onarımların yapılması için Berlin Limanı'nda bakıma alınıyor.

Yat, ancak 1 Haziran 1938 günü Dolmabahçe önüne demirleyebiliyor...

Mustafa Kemal, 24 Mart - 01 Haziran döneminde adeta "bir çocuğun oyuncağını bekler gibi" bekliyor Savanora’yı…

Her okuduğumda bu söz hep orta birinci sınıf çocukluğuma götürür beni... "Oyuncak" ve "çocuk" sözcüklerinden...

Rahmetli babam, bir cumartesi akşamı eve gelir gelmez, "Bil bakalım sana pazartesi günü ne alacağım?" dediğinde "bin" yıllık hayalim "bisiklet" hiç aklıma gelmemişti... Ama "bisikletti" babamın hediyesi... O pazar günü ömrümün en uzun günü olmuştu... Pazar günü, uyuyayım, bir uyanayım, pazartesi olsun diye yatağıma yatıyor; ama uyuyamıyordum... Nihayet öğleden sonra dayanamıyor, rahmetli babamın bisikleti alacağı; ama pazar olduğu için kapalı olan mağazanın önüne gidiyor, yan yana dizilmiş bisiklet içinde yarın hangisi benim olacak diye saatlerce seçimlerde bulunuyordum... Favori rengim "kırmızı" olduğundan önce "kırmızı" bisikletleri seçiyor, sonra onları kendi içlerinde ayırıyor, sonra ancak ikiye indirdiğim bisiklet çeşidinden hangisine karar vereceğimi bilmiyor, bu acayip oyunu bütün bir öğlenden sonra oynuyordum...

Mustafa Kemal de "Savanora"sını benim "bisiklet beklemem" gibi beklemişti demek... Onu çok iyi anlıyordum... Ölümüne beş ay kala "Savanora" da O'nun bir tür "benim bisiklet"imdi...

Mustafa Kemal, "Savanora"sında ancak 54 gün kalabildi... O'nu Dolmabahçe'deki "ölüm yatağına" Savanora'dan ancak bir koltukla götürebiliyorlardı.

10 Kasım 1938 günü Mustafa Kemal yaşama gözlerini yumuyor, ancak 54 gün yaşadığı "oyuncağı" Savanora, Dolmabahçe karşısında "sahibini yitirmiş bir oyuncak gibi" demirlemiş, mahzun uyuyordu...

Savanora da "sahibinin ölümüyle" ölmüştü sanki... İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü döneminde Kanlıca koyunda uzun süre demirlemiş kalıyordu...

Sonra, 2 Temmuz 1951'de Deniz Kuvvetleri'ne devrediliyor ve bir "okul gemisi" oluyordu...

3 Ekim 1979'da Savanora'da büyük bir yangın çıkıyor, yat büyük hasar görüyor, altı ay onarımdan geçirmek zorunda kalıyordu... Sonra da "kadro dışı" bırakılıyordu...

Bir gemi için "kadro dışı" bırakılmak, "hurdaya gönderilmek" ve "jilet" olmaktı...

Nitekim 1989 yılında "Savanora" "hurdaya çıkarılıyor" "jilet" olmasına çeyrek kala, işadamı Kahraman SADIKOĞLU tarafından 49 yıllığına devletten kiralanıyor... Sadıkoğlu, Savanora'ya yatırım yapıyor, yatı tekrar eski haline döndürmek için milyon dolarlar harcıyor...

Sadıkoğlu ne de olsa bir işadamı, yaptığı yatırımın karşılığını almak istiyor... Savanora'yı "yaş günü" , "evlilik yıldönümü" vs. günlük törenlerde kullanmak isteyen "zenginlere" kiralıyor... Bu kiralamaların birinde, zengin bir yeniyetme çocuğun yaş günü partisinde Savanora'da "ahlaka mugayir" parti verdiği gazetelerde yazılıyor...

Şimdi; işadamı Sadıkoğlu, Savanora'nın giderlerini karşılayamadığından yatı elden çıkarmak istiyor... 49 yıllığına devletten kiraladığı yatın 22 yılını kullanmış... Geriye kalan 27 yılı için yatı elden çıkarmayı düşünüyor. Birtakım Arap zenginlerinden teklif almasına rağmen, Sadıkoğlu, yatın Türkiye'de kalmasını istiyor ve Türk makamlarının yata talip olmasını istiyor...

Savanora'nın sonunun ne olacağını bilmiyorum... Ne olacağına dair "yorumda" bulunmak da istemiyorum.

Benim aklımda Mustafa Kemal'in sözü çınlıyor sadece:

"Bir çocuğun oyuncağını beklemesini bekler gibi bekledim."

ufuk.kesici@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.