Bizans Kimliği ve Türkiye

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Türkiye'de Bizans’ın çocuğu olmayı, Müslüman kisve altında benimseyenler yanında, Bizans çocuğu olmaya meraklılar da çoğalmış durumdadır.
 
Fransa Cumhurbaşkanı hepimiz Bizans’ın çocuklarıyız dediğinde, Türkiye yetkilileri ses çıkarmamışlardı. Böylesine kendisini inkâr etmeye varan duruş sonucu Haçlılar son seferlerinde amaçlarına ulaşmış durumdalar. Bu Türkiye'nin Bizanslaştığının kabulüdür.
 
Roma imparatorluğu, pagan dinindeydi. Doğu Roma ayrılıp Bizans kimliğiyle varlığını sürdürürken, Hıristiyanlığı kabul etmişlerdi. Ancak İsa’nın öğretileri ile İncil’le var olan ilahi mesajı tersyüz ederek Roma pagan inancıyla sentez yaparak kabul etmişlerdi. İznik’te konsül toplayarak yüzlerce İncil’den dördünü kabul etmişlerdi. Bizans; Hıristiyanlığın Ortadoğu’daki Müslümanlara karşı vurucu gücü olmuşlardı.
 
Ne ilginç ki; Bizans’ın çocukları, İslamiyet’i kabul ettiler. Siyasi İslamcı kimlikleriyle varlar. Ve yine İslam ülkelerini bu kez Haçlı Siyonist İslamcı kimlikleriyle yakıyorlar, yıkıyorlar. Katolik, Protestan, Kalvinist Avrupalılarla, Avengelist Amerikalılar ise yönlendiriyorlar.
 
Tarih tekerrür ediyor. ABD-İngiltere haçlı ittifakının Irak'ın işgaline Türkiye geçit verdi. Şimdi Suriye'nin işgalini haçlı ittifaktan talep ediyor. Oysa; daha bin yıl önce o bölgeler Selçuklular tarafından Bizanslılardan alınmış, sonra Anadolu'da Malazgirt savaşı yapılmıştı.
 
Hatırlayalım.1071'den önce Anadolu toprakları Bizans imparatorluğuna aitti. Anadolu;10 bin yıllık Türklerin yurdu olmasına rağmen, zamanla Türkler, kimliklerini kaybetmişlerdi.
 
Bu kez Müslüman Türkler; Anadolu içlerine yerleşmeye başlamışlardı. Bizans, doğudan akın akın gelen Türkleri durdurmak ve Anadolu'daki yerleşimini önlemek için harekete geçer.
 
Irak'ı, Suriye ele geçiren Selçuklular, Alparslan liderliğinde Anadolu'da Türklerin kıyıma uğradığını haber alınca geri döner ve Malazgirt'te Bizans ordusu ile karşılaşır, yener.
 
Türkler; Kutalmışoğlu Süleyman Şah liderliğinde, üç yıl içinde Anadolu'yu tamamen fetheder, İznik'i başkent ilan eder, 1074 yılında Anadolu Selçuklu Devletini kurar. İznik işgal edilince Konya başkent yapılır. Haçlı seferlerine karşı durulur. Doğu’dan gelen Moğollar Konya'yı işgal eder. Selçuklu devleti beyliklere bölünür. Osmanlı beyliği 100 yıl içinde Anadolu birliğini tekrar sağlar.
 
İstanbul ve Anadolu Avrupalılarca 1918 yılında işgal edilir. Bütün etnik topluklar, işgalci Avrupalıların yanında yer alır.
Mustafa Kemal liderliğinde; kurtuluş savaşı verilir ve Türkiye devleti tekrar kurulur.
 
Bu kez batı, devşirdikleri işbirlikçiler ile başkent Ankara'yı örtülü işgal eder. Devşirdikleri, kimliksiz soyu sopu belirsiz tipler ve dönme Ermeni-Rum-Levanten İslamcılarla, Bizans’ı yeniden ihya etmeye başlarlar. Bizans’ın çocukları; Türklere ait ne varsa silmeye çalışırlar.
 
Kişi benzemek istediği toplumdan sayılır.
Bizans zihniyeti; etkili ve de yetkili oldu. Menfaat ve koltuk sevdası; vatan, millet sevdasını, din aşkını, iman lezzetini unutturmuş durumdadır.
 
Bizans’a ait ne kadar eser var ise; onların bakımı, restorasyonu, tanıtımı ile uğraşıyorlar.
Hatta tek taşı kalmamış kiliseleri bile tarihi tablolardan, eski fotoğraflardan bakarak aslına uygun olarak yeniden inşa ettiriyor, içerisinde ayinler yaptırıyorlar.
 
Dinler bahçesi adı altında yeni din mabetleri inşa ediyorlar.
Cuma hutbelerinden son din İslam’dır cümlesini kaldırdılar.
İslamiyet’in özü olan şahadetteki Muhammed ALLAH’IN resulüdür ek cümleyi kaldırdılar.
Dinler arası diyalogla İslamiyet’in tek ve son din kabulünü inkar ettiler.
İslamiyet’in eşitlik adalet paylaşıma, ahlak, dürüstlük, doğruluk ilklerini tersyüz ettiler.
İslamiyet’in ilahi mesajı yerine; ortaçağ Arap hurafelerini İslam diye yaşadılar, yansıttılar.
 
Haçlı ittifakı, Bizans’ın dönme İslamcı çocukları, beklemedikleri ilahi kaderi yaşayacaklardır.
Bizanslaşan Türkiye; akıl ve bilim öncülüğünde yeniden milli ve manevi kimliğini bulacaktır.
Türkiye’nin yetişmiş evlatlarının sesi, vatan sathında ve gök kubbede yankılanacaktır.
 
Günün Sözü: Milletinin değerlerini çıkarları için altüst edenler tarihte hain olarak yer alır.

 

Nurullah AYDIN

nurullah.aydin@politikadergisi.com

Yorumlar

"Fransa Cumhurbaşkanı hepimiz

"Fransa Cumhurbaşkanı hepimiz Bizans’ın çocuklarıyız dediğinde, Türkiye yetkilileri ses çıkarmamışlardı. Böylesine kendisini inkâr etmeye varan duruş sonucu Haçlılar son seferlerinde amaçlarına ulaşmış durumdalar. Bu Türkiye'nin Bizanslaştığının kabulüdür." demişsiniz. Aslında "Fransa Cumhurbaşkanı hepimiz Bizans’ın çocuklarıyız dediğinde" kısmı yazı hakkında ufak bir eleştiri yapmam için yeterlidir fakat daha cümlenin yarsını almışsın bir de buna eleştiri yapıyorsun demeyin diye cümleyi tam olarak belirttim fakat eleştirisini yapacağım yer ikinci olarak tekrardan belirttiğim kısımdır. Öncelikle AB'ye baktıgımız zaman 3 farklı bakış açısı olduğunu görüyoruz. Bunlar şu şekilde sıralanabilir; AB bir sorun çözücü kurumdur (ekonomi ve güvenlik göz önünde bulundurulur). AB bir değerler kurumudur (AB nin ortak değerleri yani ortak tarih, hristiyan topluluğu vb. şeylerden bahsedilmektedir) ki özellikle ortak tarih derken kökenleri eski roma veya helen kültürüne dayanması gerekmektedir, bu durumu göz önünde bulundurursak Fransa cumhurbaşkanı AB'yi bu açıdan görüyor olabilir, ki kendileri (Jacques Chirac) T.C için "AB'ye ermeni soykırımını kabul etmeden giremezler" de demiştir. Sonuncusu da AB insan haklarına, demokrasiye vb.. şeylere sahip çıkan bir kurumdur. Şimdi Jacques Chirac ile Türkiye'nin AB görüşleri farklı olabilir bu yüzden cevap vermek çok da mantıklı değildir zate. Ayrıca dedğiniz gibi kimse de konuşmadı değil. Dönemin Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Chirac'ın, "Hepimiz Bizansın çocuklarıyız" sözüne, "Ben Osmanlı çocuğuyum, "Avrupalı'nın kökenini Avrupalı bilir" diye yanıt verdi. Zira böyle saçma tartışmalara girmektense hiç onuşmayıp cevap vermemek daha iyi olurdu bence.

 

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.