Boş Kasım

Son 2 haftadır dillerdeydi; 5 Kasım, 5 Kasım, 5 Kasım...

Tüm Dünya'nın ve normal olarak en çok Türk medyasının gündemindeydi. Her manşetin ucu mutlaka 5 Kasım'daki Erdoğan-Bush görüşmesine dayanıyordu. Pek muhterem(!) Başbakan da söyledi her şeyin 5 Kasım'a bağlı olduğunu. Buradan gayet net anlaşılıyor ki Türkiye'nin egemenliğini, bölünmez bütünlüğünü korumak; bölücü terör örgütü PKK'ya lojistik ve mühimmat desteği veren müttefikimiz(!) ABD'ye bağlı durumda.

Normalde olmaması gereken biçimde bunun ABD'ye bağlı olduğunu kabullendi halk, en güçlü silahla tabii ki; medya. Bu nedenle de ABD'nin ağızından izin çıkmasını bekler konuma getirildi. Bu Türkiye'miz için gerçekten çok üzücü. Ülke bütünlüğünü korumak amacıyla yapılması zorunlu bir harekatın gerçekleştirilebilmesi için ABD'den izin beklenmesi...

Erdoğan, iktidarı süresince Türkiye'nin siyasi gücünü, otoritesini ve saygınlığını dibe vurdurdu.

Görüşmede ortaya yine 'laflar' atıldı, gerçekleştirilemeyeceğinden emin olunabilecek laflar. Bunlardan en önemlisi “3'lü Mekanizma” denilen sözde yardımlaşma, istihbarat paylaşımı ve ortaklaşa harekat planı. 3'lü mekanizma tahmin edebileceğiniz gibi Barzani, ABD, Türkiye. Buna nasıl kanılabilir de eylem beklenebilir. Bu yalanlarla ülkemiz göz göre göre oyalanıyor, aldatılıyor; başbakan da buna ortak oluyor, ülkesini kandırmayı bir iş biliyor kendisine.

Barzani'nin görüşmeyi “tansiyon düşürücü” bulması ise ayrı bir şenlik.

Sonuç olarak bu kadar dilimize dolanan görüşmeden istediğimizi alamadık. Erdoğan'ın ve Bush'un istediği gibi yeni bir oyalama taktiği daha tuttu. Somut olarak sadece istihbarat paylaşımı ve nokta operasyonlar gündemde. 3'lü mekanizma ise tarihe karışacak gibi görünüyor, en azından öyle umuyorum.

Her zamanki gibi asker yine bekleyişe başladı, sınırda, tam sıfır noktasında bekliyor Mehmetçik. Ordumuzun sabır taşı çatladı ama söylenecek hiçbir şey yok. Çünkü bu ülkenin bir Başbakan'ı var ve o ülkeyi başkalarına sunduğu sürece bu ordunun darbeden başka yapabileceği bir şey yok. Darbe konusuna gelince, bence söz konusu bile olmamalı...

Sonuçta bu ülke içeriye sokulmuş adamlar tarafından sunuluyor ABD'ye, bunu sadece halk hareketi durdurabilir. Ama şu an için AKP'ye yönelik böyle bir hareketlenme yok. Zaman gösterecek her şeyi. Şu kesindir ki önümüzdeki 1 ay çok sıcak geçecek.

Ayrıca bu yazı yayınlandığı sırada tarih 10 Kasım'ı gösteriyor olacak. Türkiye'mizin yas günü, Ulu Önder'in dünyaya gözlerini kapayışının yıldönümü. Saygıyla Yüce Mustafa Kemal Atatürk'ü anıyoruz. Yıllar sonra tekrar Türk milletinin başı sağolsun...

Yamaç KONA

iletisim@politikadergisi.com