Bu Ülke Olup/Bitenleri Hak Etmiyor!..

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Eskiden Türk Ceza Kanunu’nun 141 ve 142. maddeleri vardı.
Aydınlar ve ilerici düşünürler bu maddelerden soruşturulur, daha sonra “komünizm propaganda” yapma iddiası ile tutuklanır ve zindanlara atılırlardı.
Şimdi devir değişti.
Ülkemize demokrasi geldi.

Hatta yöneticilerimiz bununla da yetinmedi, demokrasinin “ilerisi”ni hedefledi, çalışıyorlar… Harıl harıl ve hiç durmadan.
İleri demokrasinin baş düşmanı terördür.
Ancak her nedense bazı kişiler, demokrasinin daha da ilerisini bu ülkeye getirmek için saçlarını süpürge eden kişileri yıpratarak, bu kişilerin yönettikleri partileri karalamayı hedef bellerler ve bu hedefi gerçekleştirmek için de terör örgütleri kurar ve onları yönetirler.
Ülkemizde de olan budur.
Ve bağımsız Türk adliyesi “özel” biçim ve yöntemlerle bu kişilerin yakalarına yapışmış, görüldüğü gibi adil bir biçimde yargılamaktadır.
Örneğin…
12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan emekli Genelkurmay Başmanı İlker Başbuğ, "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçları ile tutuklanarak hapishaneye gönderilmiştir.
Aynı hapishanede çok sayıda general, amiral ve üst rütbeli ordu mensubu aynı suçtan tutukludur.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da, “çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak, yönetmek ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçlarından bir başka cezaevinde savunmasını yapacağı günü bekleyerek gününü gün etmektedir.
Nedim Şener ve Ahmet Şık adlı medya mensupları ise, yine silahlı terör örgütüne katılmak suçundan uzun süredir hapistedir.
İşçi Partisi’nin genel başkanı dâhil, yönetici kadrosunu oluşturan önemli isimler aynı terör suçundan yıllardır hapistedir.
Dünyaca ünlü bilim adamımız Haberal ve Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Mustafa Balbay, yine terör örgütüne yataklık etmek suçundan cezaevinde postlarını çürütmekle meşguldürler. Üstelik bu kişiler milletvekilidir.
Gelinen yerdeki bilânço gerçekten ilginçtir:
Genelkurmay başkanı ve beraberinde çok sayıda general ve amiral +
Gazeteciler, yazarlar +
Profesörler +
Siyasi parti başkanı ve yöneticileri +
Fenerbahçe Kulübü başkanı ve yöneticileri +
Milletvekilleri +
Çekin çizgiyi bu nitelikli insan kümesinin altına…
Ne görüyorsunuz?
Yıllardır teröre karşı dişe diş bir mücadele veren ordunun en üst komutanın ayrıca bir “silahlı örgüt” kurmasına gerek mi vardır?
TBMM’de görev yapmak üzere seçilmiş milletvekillerinin silahlı örgüt kurarak içinde bulundukları parlamentoyu görevden men etmek istemeleri akla yakın bir iddia mıdır?
Dünya bilim çevrelerince saygınlığı perçinlenmiş nitelikli bir profesörün ilerlemiş yaşında laboratuarından çıkıp eline silah alarak Hükümet’i devirmeye kalkışması hayatın normal akışı içinde kabullenilebilecek bir varsayım mıdır?
Legal olarak faaliyet gösteren bir siyasi partinin yönetici kadrolarının parti programlarında açıklıkla yazılmış, genel kongrelerinde kabul edilerek İçişleri Bakanlığı’na sunulmuş düşünce ve hedeflerini delil sayarak yargılanmaları “ileri” demokrasi ile ne derecede örtüşmektedir?
Hele hele Fenerbahçe Kulübü başkanı Aziz Yıldırım’ın “silahlı suç örgütü kurmak ve bu örgütü yönetmek” suçlarının sanığı olarak aylardır hapishanede tutulmasının hukuka uygun bir nedeni ileri sürülebilir mi?
Kaçacaklar!..
Ve delilleri karartacaklarmış…
İlker Başbuğ bu ülkede 2 yıl Genelkurmay Başkanlığı yaptı.
Türkiye’nin en büyük silahlı gücünü yönetti.
Sonra emekli oldu.
Ve aradan 1,5 yıl geçti…
Nereye kaçacak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu saygın Genelkurmay Başkanı?
Bu değerli kişiyi ve diğerlerini adaletten kaçacak adi suçlular olarak Dünya’ya ilan etmektir aslında üstünde düşünülmesi gereken “olgu”…
Söylenecek en kestirme şey ise, kısaca;
- Bu ülkenin olup/bitenleri hak etmediğidir!..
Fazla söze gerek yok!

 

Faruk HAKSAL

faruk.haksal@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.