Bunlar da CHP Yandaş Medyası

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Yok, yok bakmayın siz "CHP yandaş medyası" dediğime... Yok, aslında diğer yandaş medya ile bir farkları... O kadar yok ki, söylemlerindeki "CHP" yerine "AKP" yazın, olsun size "AKP yandaş medyası"...

Bakın, CHP ve Baykal’ı eleştirenlere neler söylüyorlar:

1. "CHP'ye 'sallamak'la (sözcük onların) devrimci egolarını tatmin ediyorlar."

(Öyle ya; CHP ve Baykal sabah akşam Marksist teorilerden söz ediyor, biz CHP eleştirenler de CHP ve Baykal'la Marx tartışarak devrimci egomuzu tatmin ediyoruz. Komik! Baykal, korkusundan "ABD emperyalizmi bile diyemiyor da "okyanus ötesi" diyebiliyor ancak... Bu liderle mi "devrimci egolarımızı" tatmin edeceğiz?)

2. "CHP olmasaydı, şimdi daha kötü durumda olurduk."

(Bunlar sanıyorlar ki CHP on yıldır muhalefet yapıyor... AKP bir on yıldır, CHP ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyor. CHP'nin nasıl muhalefet yapması gerektiğini AKP belirliyor... AKP lideri "Allah başımızdan CHP ve Baykal'ı eksik etmesin diye dua ediyor)

3. "CHP iktidar olsaydı, kamu değerlerini peşkeş çekmezdi."

(Bunlar sanıyorlar ki CHP iktidar olunca ‘sistem’e (emperyalizme) kafa tutacak falan... Daha geçen gün yazdım. CHP içindeki "değişimciler" adeta ‘sistem'e yalvarıyor... AKP'yi bırak da bizi destekle diye... Baykal da sesini çıkarmıyor... Yani razı... Olanlarla olması gerekenleri karıştırmak ancak buna denir... Hem, Murat Karayalçın'ın SHP'sini bir güzel yiyen Baykal, DYP-SHP koalisyonuna, Dışişleri Bakanı olarak paraşütle iner inmez, ilk yaptığı iş koşa koşa ‘sistem'le Gümrük Birliği anlaşmasını imzalamak olmadı mı? Hani canım, araba plakalarımız ondan sonra AB bayraklı oldu ya… Şimdi AB bastırıyor Gümrük Birliği anlaşması gereği Kıbrıs'a -AB tüm Kıbrıs diyerek Rumları anlıyor- limanlarınızı açın diye...  Peşkeşmiş...)

4. "Siyasal yelpazede en sol kitle partisi CHP’dir."

(Ha bir de solculuğu da elden bırakmıyorlar... Anladıkları solculuk neyse? Daha geçen yıl, Türk solunun ciddiye bile almadığı "Sosyalist Enternasyonal"den kovulacak olan CHP değilmiş gibi... Yazdım buralarda, 1969 seçimlerine, İnönülü CHP, Demirelli AP ile anlaşıp salt TİP (Türkiye İşçi Partisi) Meclis’e girmesin diye seçim yasasını değiştiren, 1965'te 15 milletvekili çıkaran TİP'in, 1969'da 3 milletvekiline düşmesine neden olan CHP değilmiş gibi... O zamana dek seçimle bir sosyalist iktidar peşinde koşan ve TİP destekleyen üniversite sol gençliğini; "seçimle olmayacak bu iş galiba" ya ve en olmaz işe gerillacılığa iten CHP değilmiş gibi... Denizgillerin asılması Meclis’e geldiğinde, gençlerin babalarının CHP kapısını aşındırıp itiraz için üç beş imza bulamadıkları CHP değilmiş gibi... 1971 darbesine, Kocaeli Milletvekili Nihat Erim'i CHP'den istifa ettirip başbakan yapan CHP değilmiş gibi... Rahmetli Ecevit, buna itiraz edecek, CHP Genel Sekreterliği’nden istifa edecek, sonra CHP Genel Başkanı olacak, "Su kullananın / toprak işleyenin" diyerek girdiği 1973 ve 1977 seçimlerinde de “Türk solu”ndan gerekli desteği alacaktır. CHP, Mustafa Kemal sonrası ancak ve sadece bu iki seçim döneminde sol kimlik sergileyecek, Türk solundan da gereken desteği alacaktır... 1977'den beri Türk solu CHP'yi desteklemekten vazgeçmiştir... Hele 1992 sonrası Baykal'lı CHP'yi hiç desteklememiştir... Baykal ve CHP yandaşları siz hangi “sol”dan söz ediyorsunuz?)

5. "Sol deyince ne anlıyoruz: Halkça üretim, halkça paylaşım, üretenin özgürlüğü, ulusal bağımsızlık gibi “sol”un olmazsa olmaz kavramlarını... Boş verin... Türkiye'de böyle bir “sol”a müsaade edilmez. Başta NATO ordusu olan Türk Ordusu buna izin vermez..."

(Evet... “sol”dan ne anladıklarını açıklıyorlar... Eksiklerine rağmen doğru... Sonra ekliyorlar ve boş verin diyorlar... Yani bu tür “sol”a yokuz... Nedenini de açıklıyorlar: İzin verilmez... Başta Türk Ordusu izin vermez... Allah aşkına bu sözler CHP'nin sol bir parti olmadığının ikrarı değil de nedir? Birkaç cümle önce "CHP tek sol parti" de, sonra “sol”dan ne anladığını anlat. Böyle “sol”a izin verilmez de, ama CHP sol parti de... Nesine güleyim bu yazılanların ya...)

6. "Bugün yaşanan bunca olumsuz olayın ardından bile Genelkurmay Başkanımız, darbe yapmak gibi bir niyetlerinin olmadığını söylemektedir. Siz ordumuzun ne kadar çağdaş ve demokrat olduğunu düşünebilirsiniz, nasılsa ortada sol yok... "

(Bu sözler, böylece okunduğunda "Ordu neden darbe yapmıyor? Çünkü darbe “sol”a karşı olmayacak, ortada sol yok..." dendiği anlaşılır... Demek CHP yandaşı dostumuz bile, CHP'nin sol bir parti olmadığını ikinci kez teyit ediyor... E, bunca zaman biz de bunu dedik...)

7. "Madem CHP'den daha ileri solcular neden bir parti kurmuyorlar?"

( CHP'ye bir sol parti, bir sol parti değil diyen bu dostumuz, tekrar CHP'nin sol parti anlayışına dönüyor, CHP solculuğunu beğenmeyen sol parti kursun diyor... Bu dostumuzun, “CHP sol parti mi, değil mi” konusunda kafası o kadar karışık ki, bir CHP sol partidir, bir CHP sol parti değildir derken, CHP ve meclis dışındaki sol partiler olduğunu unutuveriyor... )

8. "CHP ve Baykal'a saldırmak AKP'ye hizmettir."

(Bu eleştiri artık sakız oldu... Eğer bir hizmet varsa, ben ve benim gibi CHP eleştirenler, CHP'nin sağcı ve dinci bir parti olduğunu söyleyerek aslında CHP'nin AKP tabanından oy almasına hizmet ediyor... CHP, sağ açılımından beklenen zaten bu değil mi? Daha ne istiyorsunuz? Bizim sizden istediğimiz, şu "CHP sol partidir" söylemini artık bıraksın... Zaten “sol”dan CHP oy almıyor... CHP içinde az buçuk "İnönü solcusunun" oylarından korkuyorsa, o kendilerinin sorunu... Solun değil...

9. "CHP'ye ve Baykal'a vurmaya çalıştıkları için utanacaklar; ama gene de hoşgörü ve demokratik ortamı CHP'de bulacaklardır."

(Ben, kimin utanması gerektiğini yukarıda anlattım... Hoşgörülü ve demokratik ortamı CHP'de bulmaya gelince... Allah aşkına, Baykal, kendisine her muhalefet edeni CHP'den atmasa, tüzük değişikliği yaparak partide “tek lider” olmasa inanacağım da... Dediğim gibi, bu CHP yandaşları olanları görmüyorlar... Adları üzerinde “yandaş” işte...)

Sayın okur, gördünüz CHP yandaşlarının CHP'yi savunma adına yürüttükleri akıl oyunlarını... Kendi kendilerini çürütüyorlar... Benim de demek istediğim bu...

 

ufuk.kesici@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

BU KONUYU HERKES SAHİPLENMELİ

Ufuk beye bu konuya ilgi gösterdiği için teşekkür ediyorum.

Atatürk'ün emaneti Türkiye Cumhuriyetini kurtarmak isteyen tüm yurttaşlarımızın partiler konusuna müdahil olması gerekmektedir. Partiler milletin kurumlarıdır ve onları eleştirerek, onlara yön vermemiz, onları vatansever bir çizgiye sevk etmemiz mümkündür.

Halkımız beş yılda bir oy kullanarak kendini kandırmaktan vaz geçmelidir. Halkın ve tüm vatanseverlerin siyasete ağırlığını koyma vakti gelmiş ve hatta çoktan geçmiştir. Partiler üzerinde baskı ve yönlendirme oluşturmak üzere bir Milli İttifak hareketi başlatmamız gerekmektedir. Bunu başaramazsak, AKP'nin bir daha ki seçimleri kazanması şaşırtıcı olmaz.

Sizlere saygılarımla, Esenlikler Dilerim.

Hakan Yavuz

aynı düzenin partileri

Sayın Ufuk Kesici, CHP liler derler ki, Sol hiç iktidar olmadı. Neden olmadı diye düşünen CHP li bulamazsınız.
CHPnin iktidar olması için bir sebep vardı da, halk bu sebebi görmedi mi?
Halk Zaman zaman CHP yi sınamıştır. Bu sınamalar sonucunda bu partiyi iktidar yapmak için sebep görülmemiştir.
1989 yılında bu millet Malatya dışında bütün il belediyelerini, ilçe belediyelerinin tamamına yakınını SHP ye vermiştir. Sol sonraki seçimlerde buraları kayıp etmiştir. Baykal AKP kadrolaşıyor değip duruyor. Bir de kendileri AKP nin yerinde olsalar kadrolaşmayı o zaman görmek gerek.
Ben gençliğinde dağlara taşlara CHP yazmış bir adamım. Ben AKPli değilim ama AKP ile CHPyi mukayese bile etmem. AKP daha halkçıdır. Daha sosyal demokrattır.
Ayrıca, CHP iktidar olsa ne iç ne dış politikada zerre değişiklik olacağına inanmıyorum. Sadece semirenler faklı olacaktır o kadar! Bunun içinde CHP iktidar yapılamaz.
Sayın Kesici, benim meselem ne ak, ne gök partidir. Ne Baykal, nede bir başka liderdir.
Bu ülke 50den bu yana bir düzen girdabı içerisinde debelenmektedir!
Bu düzen girdabını çözmediğimiz sürece bu ülkede kavga, kargaşa, kaos bitmeyecek ülke kan kaybetmeye devam edecektir.
Sistemlerde hatanın büyüğü, küçüğü olmaz. basit bir hata sistemi sistem olmaktan çıkarır. Ben inanıyorum ki, bu basit hatayı ortadan kaldırdığımızda ülkedeki her şeyin farklı olacağına inanıyorum.
Saygılarımla.

kitler partileri biraz

kitler partileri biraz kitlelere uymak zorundadır.
misal 1970lerde sol bir rüzgar olduğu için halkçı-toplumcu bir dil kullanılmış;
2000lerin ulusal birliğin ve bağımsızlığın tehlikeye düştüğü ortamında da kendi kesimine uyarak ulusalcı bir söylem geliştirilmiştir.

bence burda şaşılacak bir şey yok.
_

Madem CHP'den daha ileri solcular neden bir parti kurmuyorlar? sorusuna tam yanıt verememişsiniz bence.
_
diğer konularda büyük haklılık payınız var, ancak unutulmamalı ki bir siyasi partiden bu kadar memnun olmayan destekçisi, yarı-destekçisi veya potansiyel destekçisi var da onlar bir şey yapamıyorlarsa, sorun örgütsüzlükten kaynaklanıyor olabilir.

Deniz Baykal sonuçta bir çok kesmi idare ediyor. Bunun içinde Batıcı sosyal dmeokrat, merkeziyetçi / ana akım Kemalisti (sanırım sizin İnönü solcusu dediğiniz kesim) sol kemalist birçok kesim var CHPde.

eleştirilerinizin çoğu haklı ancak Deniz baykal'ı ayrı görmek lazım. bugün hikmet çetin'den, mustafa sarıgül'den chp'yi temizlemiştir. sorun etrafındaki yılmaz ateş gibi cevdet selvi gibi eskitip adamların gitmeyişidir. gençlik alttan zorlarsa partide yenileşme kaçınılmaz olur. ama amman! soros'a yakalanmayalım. gözler chpde...

syg

Sayg.

KOALİSYON

Gerek yazı,gerekse yorumlar çok güzel.Ben herkesten farklı olarak bu ülkenin TEK PARTİ (Hangisi olursa olsun)tarafından yönetilmesine karşıyım.Gerçi bu ülke KOALİSYON'lardan doğru dürüst bir yarar sağlamamış olsa da,yine de tek parti HEGAMONYA'sından iyidir.Zira bizde tek başına iktidar olan partiler "Madem ben kazandım istediğimi yaparım,herkese beğendirmek zorunda değilim ya " mantığı ile yürüdükleri için,bu iş İKTİDAR olmaktan çıkıp adeta bir İMPARATOR'luk tarzına dönüşüyor.Biz TÜRKLER bireysel olarak DEMOKRASİ'yi daha anlamamış bir milletiz.Bu yüzden de hep " Kazanan daima haklıdır " mantığı ile hareket ediyoruz.Muhakkak KOALİSYON işleri TEK PARTİ'de olduğu gibi hızlı ve uyumlu (kişiden kişiye değişir)yapamayacaktır.Ama şunu da unutmamak lazımdır ki;bizim ülkemizde yapılan seri işlerden pek yararlandığımız da söylenemez.Örneğin ENFLASYON'un seri bir şekilde düşürülmesi gibi.Sorarım size bu ülkede ENFLASYON'un bu kadar düşmesine rağmen,EMEKÇİ ve EMEKLİ kısmının bundan ne kadar yarar sağladığını? Her zaman olduğu gibi sadece BİR KISIM kazanır ve EMEKÇİ ve EMEKLİ adeta adı gibi hayatını EMEKLEYEREK sürdürmek zorunda kalır.Hem aceleye ne gerek var.Nasıl olsa AB.'ye bizi almayacaklar,o yüzden onların istediklerinin alelacele Meclisten çıkarılmasına gerek yok.ACELE EDEN, ECELE GİDER sözünden hareketle,yavaş ama emin adımlarla ilerliyelim.Saygılar....

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.