Çaresiz Değiliz, Ama Geç Kalmayalım...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Hakkari’de verdiğimiz şehitler ile allak bullak iken, yeniden vurulduk. İnsan sabah gazetelere bakmaya korkar oldu. İşte Diyarbakır, işte İstanbul. Terör azdıkça azıyor, çare üretmek makamında olanlar baktıkça bakıyor. Ülkenin huzuru, ülkenin güvenliği, ülkenin geleceği de battıkça batıyor. Terör durumu böyle iken ekonomi nasıl? TÜSİAD, “Devlet halkını korumak için tedbir almakla sorumludur” biçiminde demeç verme zorunluluğunu hissediyorsa asayişten pek de farklı değil.

Bu gidişe çare yok mudur? Muhakkak vardır. Önemli olan çareyi üretmeye hazır ve istekli olmaktır. Geriye doğru dönüp baktığımızda sürekli kötüye giden bir zikzaklı grafik görüyoruz. Devlet hayatı canlıdır, hareketlidir. Dolayısı ile zikzaklar hep olur. Ancak genel gidiş kötüye doğru ise muhakkak surette çare bulunmalıdır. Denilebilir ki, “biz demokratik bir ülkeyiz, yakında seçim var. Yanlıştaysak halk cezayı keser”. Söz konusu sosyo-ekonomik durumsa amenna. Ama giderek artan biçimde her gün insanlar ölüyorsa, terör güvenliğimizi aşındırıyorsa, daha da kötüsü insanların sabrı taşıyorsa, başta Hükümet olmak üzere muhakkak bir şeyler yapılmalıdır.

Çareyi görmek için yanlışı tespit etmek gereklidir. Öyle yapalım. Sekiz yıldır iktidarda olan AKP hükümetinin ilk dönemi için sözümüz yoktur. Zira seçim sonucu yeniden seçilmiştir. Ancak gerek ekonomik gerek güvenlik sorunları ikinci dönemde çığ gibi artmıştır. Ekonomik durum ilerde tekrar düzelebilir. Zaten kamuoyu yoklamaları da bir dahaki seçimlere farklı bir yönetimin geleceğini söylüyor. Ancak, teröre verdiğimiz canlar geri gelmeyecektir. Her türlü yönetim biçimi insan içindir. Eğer ben ölmüşsem senin ne ile yönettiğin çok da önemli değildir.

25 yıldır terör deneyimi olan dünyanın üçüncü kuvvetli ordusuna sahip bir ülkeyiz. Bu yüzden kimse çıkıp da artan terörü askerin başarısızlığı şeklinde yorumlayamaz. Yorumluyorsa ya cahildir ya da orduya kastı vardır. Kaldı ki ordu, 2002’de terörü sıfır noktasına getiren ekibin de içinde idi. Bu gün ne değişti? Ekipteki siyasi iktidar. Başka bir deyişle terörün bu günkü duruma gelmesinde baş etken siyasi iktidardır. Yapılan hataların bilinçli olmadığını ummak, öyle inanmak istiyoruz. Ancak hatalarda uyarılara rağmen ısrar edilmesi “acaba” sorusunu kovulamaz biçimde akla getiriyor. Nedir bu hatalar?

1) Atatürk’ün ordusunu iktidarın siyasi çıkarlarının ordusu haline getirmek için açtığı Ergenekon çukuru. 2007’den beri bu çukura vatanseverler, ilerici aydınlar, emekli – muvazzaf ayrımı yapılmadan ordunun üst kademesindeki yaklaşık herkes atılmaktadır. Her ne kadar büyük çoğunluk amacın ne olduğunu biliyor, bu davalardan hiçbir şey olmayacağına da eminse de, yinede ordunun morali hayli bozulmaktadır. Şerefli, haysiyetli insanlar yandaş medya vasıtası ile yargılanıp asılmaktadır. Oysa yandaş yargı bile o kadar zorlamasına rağmen dört yıldır kimseyi mahkûm edememiştir. Prof. Dr. Mehmet Haberal’a tazminat olayında da görülmüştür ki, içerdekiler nedensiz oradadır. Bu yüzden iktidar halktan özür dileyip bu Ergenekon oyunundan vazgeçmelidir.

2) Gerek Cumhuriyet öncesi, gerek sonrası birçok etnik kökeni farklı insanlardan oluşan Türk halkı kimse kışkırtmasa bir arada huzur içinde yaşamıştır. Yabancı devletlerin kışkırtması sonucu bazen problemler çıkmışsa da sonunda çözülmüştür. Oysa günümüzde Sayın Başbakan insanları etnik kimliklerine ayırarak (umarız bilmeyerek) geçmişte yabancı devletlerin yaptığını yapıyor. Neyi amaçladığını bilmiyoruz ama bu işin sonu bölünüp parçalanmaya kadar gidebilir. İktidar derhal bu politikadan vazgeçmelidir.

3) Açılım, saçılım gibi icraatlarla teröre paye verilmiş ve terörist kahraman ilan edilmiş, nerede ise Türk bayrağı sakıncalı hale gelmiştir. Bu politikadan derhal vazgeçilmelidir.

4) Güneydoğuda sıkıyönetim ilan edilmeli, Kuzey Irak yönetimine bütün terörist yönetimini bize teslim için süre verilmeli, olmazsa gidip tek terörist kalmayana kadar temizlenmelidir. Daha sonra da Kuzey Irak’ta bir güvenlik sınırı oluşturmalı ve artık terör tehdidi yok olana kadar korunmalıdır.

5) Terör ve vatana ihanet suçları için idam cezası getirilmelidir.

6) Bütün bu önlemleri almak sizce mümkün değil mi? O zaman son bir çare var: Derhal istifa edin ve erken seçime gidin.

 

Cem.Tamturk@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

umarım yerine gelece

umarım yerine gelece hükümette bu kararları alabilecektir.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.