Çemişgezek Fashion Trends

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Aklımın erdiğinden beri, şu moda meselesini bir türlü anlayamadım. Şimdi moda nedir diye sormak gerekir önce, her konuyu incelemeden evvel yaptığımız gibi. Ve sözlük anlamına bakarız modanın:

‘’1 . Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik.
2 . Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük
3 . sıfat Geçici olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olan’’

Peki bu anlamları ile, görsel ve yazılı yayın mecralarında neşredilen o moda görüntüleri, tekabül ediyor mu?

Yani toplum o podyumlarda yürüyenleri mi giyiyor? Giymiyorsa o kıyafetlerin orada işi ne? Kim giyer üstü tamamen çıplak kalacak şekilde, sadece bir pantolon askısını sokakta? Hangi bayan -eğer normalse- göğüslerini gösterir toplum içinde? Yani toplumun genel edep sınırlarını zorlayan türlü soytarılıklar görmekteyiz o podyumlarda.

Ha, eğer o podyumlarda gördüğümüz moda başka bir şey, tasarımdan ziyade bir sanat derseniz, ona da katılamayacağım.

Yahu yaptığın şey epi topu abiye, etek, pantolon, ayakkabı falan. Yani bir pantolon askısıyla nasıl bir sanat yapacaksın ki? Şimdi, “hayır, bir pantolon askısı çok şey ifade eder, asla sadece bir pantolon askısı olamaz o” diyecek daha yaşadığı dünyanın, toplumun, haydi bırakın bunları, iki mahalle aşağısındaki fakirliğin farkında olmayan entelektüel-özentileri adamlar çıkacaktır illâ ki – sanki entelektüellik modadan anlamakmış gibi- .

Buradan o kemik gözlüklü, mor ve siyah karelerin iç içe geçtiği Ecevit şapkalı özenti entellere hodri meydan. Çıkıp bana bir pantolon askısının ne anlattığını açıkla, ey Beyoğlu alternatifi! Ey saçlarını şeker pembesine boyatan marjinal kız, lütfen bana giydiğin boksör ayakkabılarının nasıl bir sanat ürünü olduğunu açıkla bilahare!

Üniversite 3. sınıftayken, maliyet muhasebesi hocamız bize modayı şöyle açıklamıştı: “Geçen yıl elinde kalan kumaş cinsini ve rengini, büyük tekstil şirketlerince tutulan tasarımcıların bu yılki stokları eritebilmek için, podyumlarda yeni trend olarak sunması.”

Yani bence de, modanın akla en yatkın açıklaması bu, dürüst olmak gerekirse. Yahu bakıyorsunuz 50 sene önceki şey, şu anda çok revaçta. Ama daha 40 yıl önce belki de, o 50 yıl önce giyilen aksesuarı giyenle alay ediyorlardı. İşte böyle hakikaten saçma sapan işler.

Ya moda ve alternatif sanatlar böyle müthiş, süper, harika bir şey ve benim ne aklım ne de bilgim bunu anlamaya yetmiyor; ya da bunlar sadece gösteriş ve özentilik ve bunları kullanan da, üzerine yorum yapan da bizi yıllardır yiyorlar.

İşin kötüsü, bu medya maymunları içersinde de abuk subuk, bilmem ne ikonu, ikoncan falan gibi kavramlar ve tipler de türedi. Ana muhalefet partisinin ayda 1 saat görüntülendiği ekranlarda bunlar 10 saat neşrediliyor.

Bu Amerikan kültürünün olgulara ve olaylara iktiranı nasıl bir şeymiş ki, böyle Anadolu’nun bağrından, Ordu’dan, Bayburt’tan, Varto’dan, Nevşehir’den, Denizli’den kopup gelen insanları bir anda bir Manhattanlıya, Ohio’luya, Tampalıya, Kaliforniyalıya, Massachusetsliye çeviriyor.

Filhakika şu moda çok ilginç bir mesele...

Asim.Us@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.