Çevre, Merkez Olunca...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

TAKSİM GEZİ PARKI direnişi sonlandığında, belleklerimizde acaba neler kalacaktır? Her şeyden önce, altını çizmemiz gereken, alanların çoğunluğunu genç nüfusun oluşturmuş olmasıdır. Yıllardır şikâyet edilen apolitik gençliğin, bu hadise vesilesiyle tepkisel olarak politize olması, belki bazı kesimlerce hoş karşılanmamış olabilir. Ama, gerçekten de Türkiye’nin siyasî tarihi ve demokrasi geçmişimiz düşünüldüğünde, alanlara barışçıl amaçlarla gelen gençlerin oluşturduğu coşku halesi, demokrasi kültürümüz açısından bir çeltik sayılabilir. Kazanımlarımıza bir çeltik daha atmış olduk. Gençlerin; ülkesinde olan-bitenden haberdar olması ve bunlarla iştigal olma teşebbüsleri, bence olumlu karşılanmalıdır. Tabii ki, alanları dolduran gençlerin dışında bu gezi parkı direnişinin sonlanmasının ertesinde aklımızda geriye kalanlardan bir başkası ise, tazyikli su ve biber gazı olacaktır.

Yine bir başka husus ise, bu eylemlerin ne zaman sonuçlandırılacağıdır. 18-19 gündür sürdürülen eylemler, belki siyasî erkte yeterince farkındalık yaratamamış olabilir. Fakat, daha fazla bu eylemleri de sürdürmenin acaba ne getirisi olacaktır? Genel olarak bakıldığında, bu direniş eylemleri, toplumumuzun sivil karakterli reflekslerini göstermesi bakımından güzel bir gelişmedir. Toplumun farklı katmalarından insanların, bir araya gelerek, memnun olmadıkları bir hadise üzerinden ortak bir sinerji yaratmaları, pekâlâ yine demokrasimiz açısından önemlidir.

***

Mesele, yürütme kanadının yeterince meydanları dikkate almamasından büyümekte. Tabii ki, AK Parti meşru yollardan iktidara gelmiş, meşru bir siyasal partidir. Yine, son seçimlerde %50’ye yaklaşan seçim zaferi elde etmiştir. Ak Parti’yi, 10 yıldır ayakta tutan etmenlerden biri de, ülkemizi, değişen konjonktüre göre dönüştürme çabasıdır. Askerî vesayetin geriletilmesi ve demokratik kanalların daha fazla yaşama adapte edilmesi, AK Parti’nin yükselen yıldız olmasında başat faktörlerin başında gelmektedir. Esasında, AK Parti işbaşına geldiğinde, “Yeni bir Türkiye” inşasına koyulmuştur. Burada daha fazla bunları anlatmaya gerek yok. Yıllarca merkez siyasetin ötelediği “çevrenin sesi” olarak gelen çevre hareketi, zamanla siyasal iktidarını konsolide ettikçe, “merkeze” görünen kadarıyla alternatifsiz bir şekilde oturmuştur. Gezi eylemlerinin uzamasında, bence, başbakan Erdoğan’ın tavizsiz yaklaşımı ön planda gelmektedir. Eylemci kitleleri anlama yoluna gitmemektedir. Mütemadiyen “dinî jargon” üzerinden konuşmalarını yaparak, belli bir toplumsal katmana seslenmektedir. Bu da, Sayın Erdoğan’ın tüm toplumun başbakanı olma diskurunu, boşa çıkarmaktadır...

 

Erhan SALMAN

erhan.salman@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.