Devlet İçi Soğuk Savaş

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Şafak Acar
Özellikle 80′sonrası ezilmesi gereken (!) sol ve islamcı radikallere karşı oluşturulan Türk-İslam Sentezinin en önemli ayağı The Cemaat.. Fetullah Gülen’in de Evren’e Komünizme karşı vermiş olduğu mücadeleden ötürü duyduğu saygıyı Cemaat radyolarında her gün günde 3 öğün yayınlanan geçmiş tarihli vaazlarından biliyoruz.

 
Sonrası Özal, Demirel, Çiller, Yılmaz ve hatta Ecevit.
 
Oluşturduğu ekonomik ve kitlesel taban ile on yıllardır bir şekilde iktidara yakın bir yapı var yani karşımızda.
 
Dinsel açıdan bakıldığında, Dinler Arası Diyalog kapsamında  Uluslararası “Kabul Görme” amacı,  taşıyan bir İslami Vatikan modeli mevcut. (Zamanında gerçekleştirilen Papa buluşması buna örnek gösterilebilir.)
 
Ayrıca yurt dışında açılmış olan okullar desteği ile İslami Misyonerlik faaliyetleri Vatikan’ı kıskandıracak boyutta.
 
Ekonomik alanında ise özellikle Anadolu’da KOBİ’ler arasında çok başarılı bir portföy oluşturmuş durumda. Tıpkı Musevi Cemaatinde olduğu gibi birbirini kalkındıran, kapalı bir sistem.
 
Üstelik AKP Hükümetleri döneminde artık Cemaat KOBİ’leri hızla birer sermaye odağı halini almakta. O kadar ki laik görünümlü işbirlikçi TÜSİAD’a açıktan kafa tutabilen MÜSİAD dikkatlerden kaçmıyor.
 
Siyasi alanda ise yıllardır bilinen Kemalist Ordu karşısına dikilecek Polis teşkilatı oluşturma çabaları.
 
Faili meçhul bir cinayete kurban giden Demokrasi Şehidi Necip Hablemitoğlu “KÖSTEBEK” kitabında yıllar önce yazdığında bir çoklarının aklına gelmezdi, “Dokunan’ın yanacağı” The Cemaat’in bu günlere geleceği. Emniyet’in Türk Silahlı Kuvvetlerini mağlup edebileceği.
 
Koskoca asker, polise yenilir mi? Savaş militarist alanda değil siyasallaşmış hukuk alanında verilince gördük ki yenilirmiş.
 
Bu perspektiften son günlerde yaşanılan olaylara baktığımızda;
 
Türkiye’yi amaçları doğrultusunda”Dönüştürme Projesinde” Cemaat her dönemde bir siyasi yapıyı destekledi ve çoğu kez kazandı. En son desteği ise AKP almıştı.
 
Zamanla ekonomik ve siyasal (kadro) rant paylaşımı yavaşladı ve hükümet Cemaat’e yetemez oldu.Üzerine de Başbakan’ın rahatsızlığı tuz biber…
 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 5+5 isteği, hiç yapmadığı üzere Çankaya Noteri olmadığını hatırlayıp VETO hakkını kullanmaya başlaması, içime sinmiyor açıklamaları da cabası…
 
Bu ortamda Cemaat ortaya çıkan ilk otorite boşluğunda ülke siyasetini belirleme yoluna gitti ama Erdoğan Ben Daha ölmedim! diyor..
 
Bir çoklarının bizden istediği üzere büyük resme bakınca üzülerek Erdoğanın rahatsızlığının ciddi olduğunu, bu yaşanan devlet içi soğuk savaşın Erdoğan sonrasını planlama faaliyetleri olduğunu düşünüyorum.
 
Bakalım zaman bize neler gösterecek. İzleyip göreceğiz.
 
 
Şafak ACAR
iletisim@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.