Don Kişot ve R.Tayyip Erdoğan ya da Davos Gerçeği

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Ali İhsan Uğuz

Cervantes’in ünlü romanı Don kişot’un yel değirmenleri ile olan savaşı herkesçe malum. Yel değirmenlerini birer canavara benzeten Don kişot onlara savaş açar. Hayatımızda Buna benzer örnekler çoktur aslında. Son örneğini de Davos’da yaşadık dün. İsrail Cumhurbaşkanı Davos konuşmasında ülkesinin Filistinliler ile olan savaşını kendi cephesinden anlatıp biraz da Türkiye’ye giydirince Başbakan buna itiraz eder ve kabadayı edası ile verir veriştirir. Aslında oynan oyun danışıklı döğüşü andırıyor. Başbakan son günlerde ülkede yolsuzluklarla yitirdiği prestijini Davosta kurtarmanın derdinde. Filistin konusunda da mangalda kül bırakmayan salvoları ancak hiç bir şey yapmayan tutumu ile de ülke içinde iyice yıpranmıştı.

 

Davos tezgahı onun için bir kurtuluş yeri oldu. Senaryo çok önceden hazırlanmış. Peres de ve oturumu yöneten David Ignatius’da Erdoğan’a koz verdi. Ne yaptın Başbakan her ikisini de bir güzel azarladı ve ülke içinde birden kahraman oldu. Ama bazı şeylerin önceden hazırlandığı o kadar belliydi ki görmek isteyenler bunu görebilir. Bugün Vatan gazetesindeki Can Ataklı’nın yazısından aldığım aşağıdaki alıntı her şeyi açıklıyor aslında.
 
Başbakan dedi ki “Toplantı başladığı andan itibaren not tutmaya başladım, kim ne kadar konuşacak diye.” Yani Erdoğan olay çıkarmak üzere bahane bulma hazırlığını yapmış.

Fırsat da moderatör ikinci konuşma hakkını vermeyince ortaya çıktı. Erdoğan “süre konusunda” tartışma çıkarıp bir daha konuşma hakkını kazanır kazanmaz dönüp İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e yüklendi. Elinde notlar vardı ve hepsini buradan okudu. Yani demek ki o da hazırlıklı.

Hiç kesmeden konuşmasını sürdürdü, moderatör müdahale ettiği anda da dosyalarını toplayıp “Davos benim için bitmiştir” diyerek ayağa kalktı ve yürüyüp gitti.

Ardından AKP İstanbul’da çok hızlı bir çalışma ile halkı Atatürk Havalimanı’nda Başbakanı karşılamaya çağırdı. Otobüs ve metro seferlerinin 03.00’e kadar süreceği açıklandı.

Kalabalık içinde açılan ve son derece profesyonelce hazırlanmış pankartlar dikkat çekiciydi. Beş saat gibi kısa bir sürede bu kadar çok ve düzgün yazılmış bez afişlerin hazırlanması pek kolay değil. Bir ihtimal ki bu pankartlar ve “el değmemiş” Türk bayrakları çok önceden zaten hazırdı.

Yani Erdoğan öyle ya da böyle büyük bir şov yapmaya kararlıydı. İşler çoktan organize edilmişti.
 
Başbakan 29 Mart’ta yapılacak seçimlerde uğrayacağı yenilgi AKP’nin sonu olacağını biliyordu. Ülke içinde yitirdiği itibarını bu şekilde kurtaracağını düşündü ve uyguladı.
 
 
 
Bunda da şimdilik haklı çıkmış görünüyor.İki gündür yazılı ve görsel basın olayı şişirmenin yanında neredeyse R.T.Erdoğan’ı kahraman ilan etmenin peşine düştüler. Aslında olayın
Don kişot’un yel değirmenleri savaşından farkı yok. Neden mi?
 
1)Bütün bu kopartılan yaygaralara rağmen hala Türkiye Ortadoğuda İsrail’in en büyük destekçisi ve ortağı. Bu konuda en ufak bir adım atılmıyor ve atılacak gibi de görünmüyor.
 
2)Kopartılan yaygaraya rağmen Başbakan daha sonra yaptığı açıklamada amacının İsrail’i hedef almak olmadığını söylüyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
 
3) Bütün bu kopartılan yaygaraların uluslararası alanda Türkiye’yi iyice yalnızlığa iteceği ve
Böyle bir platformda bu şekil bir davranışın Ülkeye hiçbir şey kazandırmayacağı ortada. Çünkü diplomasi mahalle kavgasına benzemez. Gücün, itibarın ve saygınlığın kadar dikkate alınırsın. Bunlarda bizde olmadığına göre kopartılan yaygara bize bir şey kazandırmaz. Sadece iç politikada yandaş basın sayesinde ucuz kahramanlık yapmış olursun.Başka bir şey değil.
 
4) Bu tutum ve davranışlar şunu gösteriyor ki Başbakanın derdi Filistin değil Hamas.
Düşünce bazında kendine yakın gördüğü Hamas’ın yok edilmesini istemiyor. Mine Kırıkkanat’ın Vatanda yayınlanan yazıdan aldığım alıntı her şeyi açıklıyor.
 
“İsrail Gazze’yi bombalamaya başladıktan beri binlerce Müslüman, bana ne düşündüğümü soruyor. Benim Gazze’yi saran dehşet ve ölüm hakkında ne düşündüğümü merak eden bu binlerce Müslüman, insan hayatının toplu olarak hiçe sayıldığı başka olaylarda da fikrimi almalıydılar.

Oysa 1983’te Hamas yönetimi 20 bin Müslüman Suriyeli’yi katlederken, tek bir Müslüman sesini çıkarmadı, ne düşündüğümü bilmek istemedi. Son on beş yılda Cezayir’de 200 bin Müslüman, Müslümanlarca katledilirken, kimsenin kılı kıpırdamadı. İslamcılar tarafından tecavüze uğrayan Cezayir’li kadınlar, tecavüzcülerin önce Allah’a dua edip, peygambere yalvardıktan sonra ırzlarına geçtiklerini anlattılar, kimse fikrimi almadı. Daha birkaç ay önce, Gazze’deki Filistinli bir ailenin 11 bireyi, sadece El Fetih taraftarı oldukları gerekçesiyle Hamas tarafından öldürüldüklerinde yine kimse sormadı fikrimi.

Çünkü İslamcılar için insan hayatının değeri yok.

Filistinliler ve yandaşları, Gaza katliamlarını insan hayatına değer verdikleri için değil, katillerin kimliğini ihbar etmek için kınıyorlar. Eğer katiller İsrailli değil de Hamas ya da El Fetih Müslümanları olsaydı, kimsenin sesi çıkmaz, hiçbir yerde gösteri falan da yapılmazdı.

Çocukları intihar bombacısı olarak İsrail’e saldırarak ölünce ‘şehit oldu’ diye sevinçten zılgıt çekip, İsrail tarafından öldürülünce ağıt yakan analığı ben nasıl destekleyebilirim?”
 
 
5)En büyük soruda şu. Başbakan da biliyor ki Peres Ortadoğu’da oynanan oyunun sadece bir piyonu.Oyunun arkasında da ABD var. Peres’e ne söylersen söyle yapılan sadece Yel değirmenleri ile savaşmaktan öteye gitmez. Asıl güç ABD. Eğer gerçekten Ortadoğu’da haklının yanında savaşmak istiyorsan esas düşman ABD.Ona karşı bir şey yapamıyorsan yapılan sadece orta oyunudur.Gerisi havaciva.
 
Bütün bunlara rağmen bir yönü ile Başbakan’ı tebrik etmek gerekir. Yerel seçimlere giderken
yıpranan AKP’yi ve kendini ancak böyle bir tezgahla kurtarabilirdi onu da başardı. Tebrikler Başbakan yel değirmenleri ile olan savaşı kazandınız.
 
 
Ali İhsan UĞUZ
 

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Erdoğanın eliyle Filistin'i

Erdoğanın eliyle Filistin'i yumuşatacaklar. Obama'yla birlikte güler yüzlü emperyalizm geliyor ve Tayyip de yeni görevini ifa eddiyor.

:))

van momınt van momınt.. şşşştt. ho.. olmaz van momınt.. :) Peres'i teres yerine koyup tırıs tırıs gitmesi yok muydu? birde tehdit ''daha da gelmem Davos'a''
Ancak bu 'gelmem' kelimesi umut ışığı yaktı bende. Allah söyletmiş olmasın? Belki gerçekten de Türkiye'yi orda burda temsil edemeyecektir bir daha! kurtuluyor muyuz ne? :)

ben nerdeğim sen nerde

başbakan nerde siz nerdesiniz.o bir dünya lideri .adına şarkılar yazılan bir lider.o bir osmanlı torunu.onurumuzu kurtaran bir başbakanın yanında değilde karşısında olmak üzüntü verici.dilerim bir gün hayata dünyadan bakmak size de nasip olur.

pes yani

hakikaten düşünmüyor değilim .biraz tabiatın kanunlarını zorladım ve erdoğan ile perezin anlaştığını düşündüm.bu bir senaryo.önceden hazırlanmış ve erdoğan kızıp oturumu terkedecek.yetmiş milyon da aptal bunu yedi .biraz yeryüzüne ininde gerçekleri görün .sayın ali ihsan bey yazınız benim yorumum kadar komik.pereze o cevabı vermeseydi eminim vatan haini ilan ederdiniz.kendinizi hikayeye kaptırmışken bir de ömer seyfettin in pembe incili kaftanını okuyun da devlet onuru ne demek anlayın.daha sonra cin ali kitaplarına geçebilirsiniz.

Yazıyı okuyamadım ama

Yazıyı okuyamadım ama Dadaşlider'in yorumuna göre bir yazı var. Okunması gerek bence adresi: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=10901383&yazarid=249

yakışır

devlet onurunu seviyesiz bir şekilde yorumlamak yılmaz özdile pek de yakışır.onursuz yaşamaya alışmış ne diyelim .

YILIN FIKRASI SEÇİLMİŞ:))

Bence bu fıkra yazıyı kısaca özetliyor.

S] İngiltere ziyareti sırasında Kraliçe tarafından çay içmeye davet edilen Başbakan Erdoğan Kraliçe ye liderlik felsefesini ve püf noktalarını sormuş.
]Kraliçe 'çevremi akıllı insanlarla doldurmak' cevabını vermiş.Erdoğan
bunun üzerine
] kraliçeye çevresindeki insanların akıllı olup olmadıklarını nasıl ayırt
] ettiğini sormuş.Kraliçe, 'onlara doğru soruları sorarak ayırt
ediyorum' diye yanıtlamış ve 'izin verin göstereyim' demiş.

] Kraliçe hemen Tony Blair'i aramış ve:

]'Sayın Başbakan, lütfen bu soruya cevap verin:
] Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var ve bu çocuk sizin ne kız
] ne de erkek kardeşiniz.Kimdir bu? ' diye sormuş.
] Tony Blair: 'Bu benim majesteleri' diye yanıtlamış.Kraliçe: '
]
] Doğru.Teşekkürler,iyi çalışmalar Blair' demiş ve Erdoğan'a dönerek:
] 'Gördünüz mü Sayın Erdoğan? ' 'Evet majesteleri, çok teşekkür ederim, bunu ] kesinlikle kullanacağım' diyerek oradan ayrılmış.
] Yurda dönüşünde hemen Unakıtan'ı yanına çağıran Erdoğan,
] 'Kemal abi sana soracağım bir soruyu cevaplamanı istiyorum'demiş.
Unakıtan:
] 'Tabii efendim, nedir? '

] Erdoğan:Annenin bir çocuğu var, babanın bir çocuğu
] var, ve bu çocuk senin ne kız ne de erkek kardeşin.Kimdir bu? '
] Unakıtan sağa bakmış sola bakmış düşünmüş taşınmış ve en sonunda:
] Efendim bunu biraz düşünüp sonra size cevap versem? ' demiş.
] Erdoğan kabul etmiş ve Unakıtan oradan ayrılmış, vakit kaybetmeden
] Tüm bürokrakratlarını toplantıya çağırmış,saatlerce bu soru üzerinde düşünmüşler,ama
] kimse bir cevap bulamamış.En sonunda
] Kemal Unakıtan Kemal Derviş'i aramış ve durumu açıkladıktan sonra:
] 'Annenizin bir çocuğu var,babanızın bir çocuğu var, ve bu çocuk sizin
]ne kız ] ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu? '
] Derviş: 'Bunda bilemeyecek ne var, tabii ki benim! ' diye yanıtlamış.Cevabı
] alan Unakıtan hemen Tayyip'i arayarak: 'Cevabı buldum efendim, kim
olduğunu biliyorum,
] Sayın Kemal Derviş'demiş.

]Tayyip büyük bir hayal kırıklığıyla cevap vermiş:
] 'Yanlış cevap Kemal Abi, Doğru cevap Tony Blair idi.'

Sizlerle paylaşmak istedim.:))

Dadaş lidere yanıt

Dadaşlider arkadaşım Gazze de vurulan çocukları bombalayan uçakların pilotları nerde eğitildi dersin. Şuanda İsrailin ABD den sonra en çok askeri ilişki kurduğu hangi ülke dersin. Yantı Türkiye.
Peki Başbakanın elinde neden AKP antetli dosya var birde onu merak ediyorum.Sizin onur dediğiniz herhaltı yiyip sonra ucuz kahramanlık yapmakmı. Onurlu davranış dediğin Chavez'in yaptığı gibidir. Kasımpaşa kabadayısı edası ile sağa sola fırça atm ak değil.Ayrıca biraz bunu Türkiyeye hiç bir faydası olmadığı gibi sadece iç politikaya yönelik yıpranan AKP yi diriltmeye çalışmaktan başka birşey değil. Dünyaya at gözlüğü ile bakarsanız sizin gibi yorumlanır. Gerçeği görmek isteyenler ise perde arkasında ne olduğunu öğrenmeye çalışır.

gözünüz olsunda at gözlüğü ile takip edin.

en azından ben de göz varda at gözüğle bakıyorum siz bundan da mahrumsunuz.ya samimiyetinizle söyleyin başbakanın orda nasıl bir tepki vermesini isterdiniz.baykal bile destekledi ya daha neyi tartışıyoruz.bir de bunun iç politikaya yansıması tamamen ak partinin ve başbakanın şansıdır yoksa önceden tasarlanmış bir şey diye düşünmek çocukca ve komik olur.sizde haklısınız ali ihsan bey şimdiye kadar monşerlerimiz o kadar onursuz savunmuşlar ki her şey size sahte kabadayılık gb geliyor.bundan dolayı size değil sahte tebessümlü diplomatlara kızıyorum.siz onların eserisiniz.

Dadaşlider demek gözünüz var

Dadaş lider demekki gözünüz var. İyi de o zaman gazzede bombalanan çocukları bombalayan pilotların Konya'da eğitildiğini neden görmüyor. Yada ortadoğuda İsrail'in en büyük müttefikinin Türkiye olduğu gerçeğine ne diyor sizin gözler. Hamas militanları El fetihlileri öldürürken sesini çıkarmayan başbakanı neden görmüyor. Irakta ölfürülen 1.5 milyon insanı için kılını bile kıpırtatmayan Başbakan için birşey görmüyormu gözleriniz. Davostan sonra pişmanlığını benim tepkim İsrail'e değil deyip 180 derece dönüş yapan sözlerini nasıl karşılıyorsunuz. Bu ülkenin bağımsızlığı için kılını kıpırtatmayan ABD nin 53 eyaleti yapmak içi,n uğraş veren bu Başbakan mı bu ülkenin onurunu koruyacak.
Hadi canım sizde.

bu sitede yazabilmek için

bu sitede yazabilmek için demekki AKP karşıtı yaz ama olsun mantık olmasına gerek yok sadece karşısında olarak yaz.bilim adamı yada politikacı,yazar,düşünür olmaya gerek yok.Yani AKP nin yaptığı gerçek yanlışları belirtmek yerine,Can Ataklı tam olarak açıklamış;hatta olmadı Mine G.Kırıkkanat tam olarak açıklamış gibi yazan birinin yazısındaki ciddiyet ne olabilir ki.Emin olun (yapmaz ama)başbakan sizin dediklerinizin tamamını yapsa dahi yine inanmayacaksınız.AKP nin yolsuzluklarını,satışlarını ve kimlere bilerek veya bilmeyerek hizmet ettiklerini tartışmak yerine azda olsa bazen yaptığı doğrular üzerinden yanlış çıkartmaya çalıştığınızı gördükçe insanın içindeki Kemalist duyguları köreltiyorsunuz.Demek ki aslında Kemalist olduğunu iddia edenlerin bir kısmı aslında bilerek Kemalizme zarar veriyor.At izi it izine karışmış.

Lütfen detaylı araştırıp bilgi geçiniz

Sn. ZTC,
Yukarıda söylemiş olduğunuz bilgilerin doğruluğuna ne kadar inanıyorsunuz? Ya da tüm siteyi takip edip, detaylıca araştırıp okudunuz mu?
Fevri olmanın yersiz oldugu kanısındayım.
Saygılar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.