Er ya da Geç Türban Serbest Olacak, Olmalı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Çılgın Başbakan, birkaç yıl önce, İspanya’da ‘türban velev ki siyasi simge olsun’ sözleriyle başka boyutlar kazandırdığı türban meselesine şimdi de, Katar’da ‘kamu da türban hak, er ya da geç olacak’ sözleriyle, amaçlarının ne olduğunu açıkça ortaya koydu. İnsan hakları ve özgürlükler çerçevesinde, her birey, altını çizerek söylüyorum, birey olmayı başarmış her yurttaş, istediği gibi giyinmeli, başkalarının hayatına zarar vermediği ve kısıtlamadığı sürece özgürce yaşamalıdır.

 
Bu çerçeve de türbanın da, ülkemizde serbest olacağı günleri, şu şartların oluşması kaydıyla görmek ümidiyle;
Başbakan olan zat-ı muhteremler, kadınla erkeği eşit olarak gördüğü,
Başbakan’ın seyrettiği maçlarda, ‘ponpon kızlar’ ayrımcılığı yapılmadığı,
‘Kadın, şeytan işidir’ diyen, kendini dini alim olarak ilan eden, cemaat önderleri ve onların peşinden giden milyonlar olmadığı,
Cemaat ve biat kültürüne yatkın olmayan, demokratik bir toplum oluştuğu,
Ortaçağ törelerine ve berdellere, eşine kuma getiren zihniyetlere oy uğruna prim verilmediği ve bu zihniyettekilerin milletvekili yapılmadığı,
‘3 karı almayayım da kerhaneye mi gideyim’ diyen, tesettür firması sahipleri olmadığı,
Bireysel irade ve sorgulamanın günah sayıldığı, cemaatlerin hoş görülmediği,
Kuma getirme ve cariyeliği, bir dini hak olarak gören anlayışlar yok edildiği,
Namus kavramı, iki bacak arasına sıkıştırılmaktan çıkarılan bir toplum oluştuğu,
Kadınların, %35.6sı bazen, %16.3ü sık sık, aile içi tecavüze uğramadığı,
Aile içi anlaşmazlıklar, kadına karşı şiddet uygulayarak değil, medeni yollara başvurarak çözüldüğü,
10 milyona yakın, okuma yazma bilmeyen kadına, okuma yazma öğretildiği,
Kadın erkek eşitliğinde, dünyada 126. sıradan ilk sıralara çıktığımız,
Kadının seçme hakkı olduğu kadar, seçilme hakkında da erkeklerle eşit şartlarda yarıştığı, bunun yanı sıra eşini de, hiçbir etnik ve mezhepsel ayrım yapılmadan, kendi hür iradesiyle seçebildiği,
Doğusundan batısına, kadının her yerde, aynı haklara ve aynı kılık kıyafetle dolaşabileceği bir ülke yaratıldığı zaman, yasaklanmış fikirlerin değil, yanlışları anlatılmış fikirlerin kaybolacağı anlayışı temelinde yapılanan bir demokratik, sosyal devlet ve şu örnekte olduğu üzere;
 
Gece yarısı parktan geçen kızı korkutan adama 7 yıl 7 gün hapis veren İngiliz Hakime, şaşıran gazeteciler sormuşlar:
“Adam kıza elini bile süremedi. Kaçan kızın çığlıklarına yetişenler de, adamı yakaladılar. Bu 7 yıl, 7 gün çok değil mi?”
İngiliz Yargıç da, bu soru üzerine, hukuk tarihine geçecek şu cevabı vermiş:
“ Kızı korkutmanın karşılığı, 7 gündür. 7 yıl, İngiliz kızlarının, gece yarısı parkta dolaşma özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır.”
 
anlayışında, Hakkari’sinden Edirne’sine bir adalet sistemi ve demokratik bir toplum oluşturduğumuzda, türban da kara çarşaf da, insan hakları ve özgürlükleri çerçevesinde, kesinlikle kamu da dahil, her alanda serbest bırakılmalıdır..!!!
 
Oğuz Kemal ÖZKAN
 
oguzkemal.ozkan@politikadergisi.com

Yorumlar

Merhaba Oğuz bey,

Türbanı diline dolayanların niyetleri hiçbir zaman özgürlük değildi, olmayacak ta. Baştan beri yaptıkları gibi sömürü aracı olarak kullanmaya devam edecekler. Yakında seçim olduğu için bu ara bu lafları sıkça duyacağız. Aslında türban yasağının bir numaralı savunucusu AKP dir. Aksi olsaydı yürürlükte olan "kamu kurumlarında dini ve siyasi motifler içeren kıyafet, takı ve benzeri şeyler yasaktır" kanunun yürürlükten kaldırırlar olur biter.Saygılar...

elbette dediğiniz gibi onlar

elbette dediğiniz gibi onlar nasıl çözüleceğini biliyorlar zaten ama bu şekilde sürünceme de kalması herkes açısından daha iyi....!!

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.