Ey Gafiller! Ülkemizi Bölüp Hükmedemeyeceksiniz!!!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Fevzi Moray

Sevgili dostlarım  ve kahraman silah arkadaşlarım , yaz sıcağında sizlerle paylaştığım  son yazım  haklı olarak pek itibar görmedi sanırım. O nedenle okulların açılmasını  bekleyip  biraz da üzerinde oynamalar yaptığım  yazımı  siz değerli insanlara  tekrar sunmayı görev addediyorum...


Uzun bir süredir sıkça yazmadığım malumunuzdur.., Nedenine gelince, birinci olarak ‘ Sözün bittiği yerdeyiz.’..  Diğer bir neden ise yıllardır tedavimi üslenmiş , artık abi kardeş ilişkisi içerisinde olduğum kafa doktorlarım vardır benim. Naçizane  onlar sayesinde ruh sağlığımı  korumaya  çalışıyorum.


Sakın ola ki korkup sindiğimi  sanmayınız.


Bende korku mevhumu , 31 yıllık  askerlik yaşamımla birlikte  bitti. Yıllardır tedavimi üslenen  sevgili doktorlarım , fevri  davranarak  suç işleyeceğimi düşünüyorlar. Yaşadıklarımıza  bakılırsa  haksızda değiller hani. Normal insan bile  enjekte edilen  acı reçeteler  karşısında harakiri yapar Vallahi…


Ayrıca içinde bulunduğumuz  bu devir  insanımızı  , korkandan korkar  hale getirmiştir. Kime güveneceğimizi şaşırdık inanınız.
Bana göre,  aydın  ve vatansever olmak ;  doğru bildiğini yazmak ve korkusuzca mücadele vermektir. Hal böyle olunca  sağlık sorunları yaşayan bir kardeşiniz  olarak seyrekte olsa siz dostlarımla önemli gördüğüm hususları paylaşmaya devam edeceğim.

 

Dostlarım, nasılsınız demeye çekiniyorum. Zira iyi  olmadığınızı biliyorum. Önce  sizleri biraz daha düşündürecek,  belki de içinizi burkacak  çarpıcı bir reçeteyle buluşturmam  gerekiyor.

Sözcü gazetesinin  30 temmuz 2012 tarihinde tokmak sütununda çıkan  aşağıdaki dehşet verici mesajı  arama motorundan yaptığım tüm girişimlere rağmen elde etmem  mümkün  olmamıştı.

Ne hikmettir ki,  30 ağustos 2012 yılında kutladığımız   Zafer Bayramının 90’nıncı yıl dönümünde  Amerika’nın ,  ‘ülkeleri sömürme ve  bitirme   ilkesini’ bir paylaşım sitesinde  buldum. Şimdi  düşündüren bu ibareyi  sizlerle paylaşmanın  sevincini yaşıyorum. Her daim  müttefikimiz olduğunu söyleyen  Amerikan’ın  gönlünden geçenleri , bundan daha güzel ne anlatabilir ki…
 

YAHUDİ  KÖKENLİ ABD  DIŞ İŞLERİ BAKANI (HENRY KİSSINGER)
 

Üzülerek belirtmeliyim ki, Atamızın ölümünden bu yana ülkemizin, emperyalist güçlerin  kirli ve sinsi emellerine alet edilmiş  iktidarlarca    yönetildiğini   ve  maalesef ki  yönetilmeye  de devam edeceğini  
Ben söylemiyorum yukarıdaki  söylem her şeyi tüm açıklığıyla ortaya koyuyor...

Önce ,  insanlığı hiçe sayarak  gerçekleştirdiği eylemlerini – Dünya  literatüründe bunun adı katliamdır- görmemek için arkasına bakma zahmeti göstermeyenlerin! Yukarıdaki kirli emellerini beynimize lütfen nakşedelim. Kimin dost , kimin düşman olduğunu artık bilelim lütfen...

Daha sonrada  , ülkemizin bağrından çıkan  hür  ve tertemiz bir beyinden bizlere ulaşanlara kulak verelim...

Kimden mi bahsediyorum?

Ülkemizin içinde bulunduğu zor durumu çok iyi analiz eden ve korkusuzca öneriler getiren  değerli Türker Ertürk amiralimizden tabii ki…

Umarım  içimizi  ürperten   ve bazen de  yüreğimize su serpen bu tespitler  bir an evvel kendimize gelmemizi sağlar ,yaralarımıza merhem  olur  ve umutlarımızı yeşertir.

TÜRKER ERTÜRK ; DÜŞMAN= ABD ve  İSRAİL’DİR.
TIKLARMISINIZ? http://www.youtube.com/watch?v=wsht92j1xWk

 

Sevgili dostlarım  ve kahraman silah arkadaşlarım , şimdi sizlere , neden artık sıkça  yazmadığımı anlatmaya çalışayım...

Birinci olarak ‘ Sözün bittiği yerdeyiz.’..  Diğer bir neden ise yıllardır tedavimi üslenmiş , artık abi kardeş ilişkisi içerisinde olduğum  kafa doktorlarım vardır benim. Naçizane  onlar sayesinde ruh sağlığımı korumaya  çalışıyorum...

Sakın ola ki korkup sindiğimi  sanmayınız.

Bende korku mevhumu , 31 yıllık  askerlik yaşamımla birlikte  tarihin derinliklerine gömüldü. Yıllardır tedavimi üslenen  sevgili doktorlarım fevri  davranarak    suç işleyeceğimi düşünüyorlar. Yaşadıklarımıza  bakılırsa  haksızda değiller hani. Normal insan bile yaşatılanlar karşısında harakiri yapar Vallahi….

Ayrıca içinde bulunduğumuz  bu devir  insanımızı  , korkandan korkar  hale getirmiştir. Kime güveneceğimizi şaşırdık inanınız.
 

Bana göre,  aydın  ve vatansever olmak ;  doğru bildiğini yazmak ve korkusuzca mücadele vermektir. .Hal böyle olunca   sağlık sorunları yaşayan bir kardeşiniz olarak seyrekte olsa siz dostlarımla önemli gördüğüm hususları paylaşmaya devam edeceğim.

Şimdi, bizlere uzun zamandır yaşatılan acımasızlıkları kısaca hatırlamaya  çalışalım.

-Satın alınmış yazılı ve görsel basın kurumları  uzun bir süredir vatanını sevenleri çıldırtacak  neşirlerde  bulunmaya devam ediyor.

-İçimizi ürperten, beynimizi donduran facialara şahit olunuyor ve  tırmanan terör eylemleri nedeniyle her gün  masum vatan evlatlarını  göz yaşlarıyla toprağa veriyoruz.

-Daha henüz basılmamış  kitaplarından  dolayı  akil insanlarımız  sorgusuz sualsiz tutuklanıyor.

-Son yazdığı Pusu kitabında, “Ya kul olup, itaat edip suskun kalacaksın yada ceza evine gideceksin” diyen Ahmet Şık, basılmayan  İmamın Ordusu adlı kitabı  nedeniyle  14 Şubat 2011 tarihinden itibaren bir yılı geçkin süre tutuklu kaldı bu ülkede.

Haksız  tutuklamalara  verilecek en çarpıcı  örneklerden yalnızca biridir bu!...

Yasaların ayaklar altında çiğnendiği  örnekler  o kadar çoktur   ki – Soner Yalçınlar, Mustafa Balbaylar, Çetin Doğanlar, Tuncay Özkanlar - hangi birini dile getireceğimi  şaşırdım inanın...

Gazeteleri atın bir tarafa , gerçekleri öğrenmek mi istiyorsunuz ? O halde hapishanelerde suçsuz yere çile çeken  akil insanların kalemlerinden akan kanla yazılan eserlerini üşenmeden okuyunuz ve herkese tavsiye ediniz...

Gerçekleri paylaşmaya devam edelim;

Vatanını sevip  gelecekten endişe duyanların okuduğu  gazete sayısı maalesef  iki, bilemedin üçü geçmiyor,  bu güzel vatanda... Haber Türk gazetesinin  Genel yayın yönetmeni  Fatih Altaylı’nın 19 Ağustos 2012 tarihinde  köşesinde   kaleme aldığı “İlk on yıla laf söyletmem” adlı yazısını   internetten okudum.  İktidarın saflarında olduğu  bilinen bir gazetenin genel yayın yönetmenini- kime  güvenip, inanacağımızı şaşırdığımız bu mübarek ülkede-  korkusuzca dile getirdiklerinden dolayı kutlamak  durumunda kaldık be kardeşim…

Medya patronlarının  çıkarları ön planda olunca   sahibi olduğu kurumlarda  öyle mertçe kalem oynatmak  yürek istiyor.  Fatih Altaylı’nın   kaleme aldığı yazısının tamamı ilgilenenler için aşağıda sunulmuştur.

 http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/769285-ilk-10-yila-laf-soyletmem

Anılanı (F.A) kayda değer bulmayanlar için  işin özeti şudur:

 “10. Yıl Marşında geçer, demir ağlarla ördük falan, neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin. Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye’yi biz örüyoruz.” - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ..
                                              ***
Yine  aynı başbakanın 10 yıllık iktidarı döneminde aşağıdaki söylemlerini sizlere mutlaka hatırlatmalıyım...

 1-“Cumhuriyet Halk Partisi 1923 ve 1950 yılları arası   tek başına iktidar olduğu 28 yıllık  diktatörlük döneminde  ne yaptı Allah aşkına(....)”

 2-"Bu cibilliyetsiz (soysuz) partinin bu ülkeye hiçbir katkısı olmamıştır.

3-"CHP'ye soruyorum; Yahu senin bu memlekette dikili bir ağacın mı var?"

4-"CHP iktidarında şu ülkede bir taş üstüne taş kondu mu?" RTE.
 

El insaf dostlarım el insaf…

Yukarıdaki  haksız ve asılsız söylemlere  verilecek cevabi çalışmamı  , siz değerli dostlarıma sunmayı görev addediyorum.. .Belleğinizde lütfen saklayınız...

Sevgi ve saygılarım gerçek bilgileri edinip vatanseverlerle paylaşanlara , akılcı mücadele verenleredir.

 

 

Fevzi MORAY

 

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.