Genel Sağlık Sigortası Cepleri Yakacak

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

01 Ekim 2010 tarihi itibari ile yürürlüğe girecek Genel Sağlık Sigortası; işsizleri, çalıştığı halde sigortası olmayanları ve eksik gün primi olanları ilgilendiriyor.

SGK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı gibi Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altındakilerin dışında yeşil kart uygulamasından yararlanamayanları da ilgilendiriyor.

GSS kapsamına girmek için öncelikle başvuruda bulunmak gerekiyor, aksi halde 760,50 TL ceza uygulanacak.  Sağlık hizmetinden faydalanmak için de primlerin cepten ödenmesi gerekiyor.  

Çalışmıyorsanız ve bir ek geliriniz yok ise ödediğiniz “kira, kredi kartları, faturalar, belgelenmemiş kira ve tarla gelirleri, banka hesapları ve kazançları gibi kısacası harcamalarınız…”  “Taşınır ve taşınmazlar ile bunlardan doğan haklar” da dikkate alınarak Kaymakamlık / Valiliklerce belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek gelir üzerinden kişi başı gelir bulunuyor.

Aile içinde kişi başına düşen aylık gelir:

Asgari brüt ücret olan 760,50 TL’nin 3/1’i 253,50 TL’den az ise devlet ödeyecek.  

Kişi başı gelir 760,50 TL ile 1.521 TL arasında olanlar 91,26 TL 

Kişi başı gelir 1.521 TL’den fazla belirlenenler 182,52 TL GSS primi ödeyecek. 

4 kişilik bir ailede çalışmayan eş ve 18 yaşından küçük çocukların toplam geliri 1.000 TL olan ve Sosyal Güvencesi olmayan bireylerin kişi başı geliri 250 TL’dir.  Ve bu tutar asgari ücretin 3/1’inden az olduğu için devlet ödeyecek. Ancak kişilerin harcamaları dikkate alındığında ve ülke genelinde kredi kartı kullanımının  % 95 olduğunda devletin ödemesi gerekecek prim devede kulak kalacak.  

Eşlerden birinin Genel Sağlık Sigorta kapsamında olması yeterli. Çocuklardaki durum ise 0-18 yaşına kadar, lise öğrenimine devam eden çocuklar 20’sine kadar, üniversite öğrenimine devam eden çocuklar ise 25 yaşına kadar ailesinden dolayı Genel Sağlık Sigortalısı sayılacak. Bu yaşlar ve eğitim durumları bittiğinde her birey GSS sistemine kayıt yaptıracak.

Kişi başı geliri 253 TL’ den az olanlar ve gerçekten geliri olmayanlar prim/para ödemeden sağlık hizmetinden faydalanabilecek. 

GSS primi için gerekli altyapı hazır mı değil mi, bunu şimdiden bilmek oldukça güç. Zira 2008’de uygulanması öngörülen sistem iki yıl sonra tekrar karşımızda.  

Peki, bize düşen görev özetle nedir, diyorsanız… 

Geliri olmayan, çalışmayan ve 30 iş gününden az prim ödenenlerin gelir testi yaptırması ve SGK’ ya başvuruda bulunması gerekiyor.

Bu sistem ile sigortalı olmayan ancak çalışan, gelir beyan etmeyen ama geliri olanların gelirlerin SGK’ya kazandırılması açısından önemli olmasına önemli de işsizlik rekoru kıran ülkemiz insanlarına kaşık ile yetinip kepçe ile geri ödemeye itiyor ki bu haksızlık.

Ülkede herkes sigortalı olacak olmasına da çoğunluğu olmayan geliri ile para yatırarak kendi sigorta bedelini ödeyerek yararlanacak, devlet vatandaşını sigortalı yapmış olacak.

Sonuç olarak ya iş bulacaksınız ya da sokaklarda yaşayıp, fatura ödemeden, kredi kartı kullanmadan yaşayacaksınız. Taşıma su ile evini döndürmeye çalışanların mücadelesine taş konursa yapılacak başka bir çözüm var mı? 

Sağlık öyle de böyle de tehdit altında…

Uygulama bugün uygulanır ya da yarın ama şekil ve anlam değiştirmediği takdirde durum hiç de iç açıcı görünmüyor.

 

Nuran.Talay@politikadergisi.com

 

 

Yorumlar

aslında bir çözümü var !..

imf. nin tepemizde oturup baskı yaptığı ekonomik bağımsızlığımızın ( ! ) çözüme ulaşması için önerdiği daha doğrusu baskı yaptığı sağlıkta tasarruf yöntemi var.. böbrek hastalarının ve kronik bir çok hastalık tedavisi görerek yaşama tutulmaya çalışanların ilaçlarından tasarruf etmek ( ilaçlarını vermeyip onlardan kurtlulmak istemek ) yerine,onları tamamen ilaçsız bırakıp büyük bir yükten kurtulmak !
daha sonra zaten en az 3 çocuk projesiyle aile planması projesini yerle bir eden tayyip efendi ve tayfası erzak kolisinin bile lüks olduğu günlere hızle sürükleyebilir ve yaptıkları bu tasarruflarla ,oy karşılığı aylık sigorta,veya günde 3 ekmek kuponu verebilir ! ...

basın arşivinden bir alıntı :

''Sağlıkta tasarruf ölüm demek
IMF`nin `sağlık harcamalarını kısın `isteğinden sonra, hükümetin, sağlık ocağındaki pratisyen hekimlerin ilaç yazmalarını kısıtlamasıyla başlattığı ölümüne tasarruf, hastalardan sonra doktorları da vurmaya başladı. Kolesterol, mide ve beyin hastalarına ilaçların kesilmesinin ardından, son olarak da osteoporoz (kemik erimesi) tedavisine getirilen kısıtlama, hastaların yanısıra faturayı doktorlara çıkarmaya başladı. Sağlık Bakanlığı, yeni bir genelge ile osteoporoz tedavisinin yılda birden fazla yapılamayacağını ifade etti. Bakanlık birden fazla tedaviyi gerekli gören doktora ise mali yükümlülük getirdi.

Kemik yoğunluğu

`Osteoporoz tedavisi son 6 ay içinde DEXA ile yapılan Kemik Mineral Yoğunluğu (KMY) ölçümü ile planlanır. DEXA ile yapılan KMY ölçümü en erken 1 yıl sonra tekrar edilebilir ve yılda birden daha sık yapılamaz` denilen genelgede, aktif D vitaminlerinin yalnızca kronik böbrek hastalığı, kronik karaciğer hastalığı, hipoparatiroldizm hastalarında veya 70 yaşın üzerindeki kişilerde kullanılabileceği, bunun dışındaki klinik durumlarda osteoporoz korunma ve tedavi için normal D vitaminleri kullanılacağı bildirildi. Genelgede, doktora `Hastaya osteoporoz tedavisi amacıyla verilen ilaç bilimsel endikasyon ve güvenlik ilkeleri dikkate alınarak reçete edilmiştir. Bu formda verilen yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu beyan eder ve aksi durumda olası tıbbi/etik/hukuksal/mali süreçlerin sorumluluğunu kabul ederim` yazan bir belge imzalatılıyor.

Mesleğe müdahale

Eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş, genelge ile ilgili olarak `Bu çok çirkin bir şey. Doktora yazdığı reçeteden dolayı tehdit eder şekilde uyarılar yapılıyor, taahhütname imzalatılıyor. Doktorun yetkilerini kullanması sınırlandırılıyor. Reçeteye rağmen taahhütname imzalatılması yanlış. Bu mesleğe müdahaledir`dedi. Durmuş, Bakanlığın osteoporoz ve diğer hastalıkların tedavisine sınırlama getirmesini ise `Sağlıkta tasarruf öldürür` diyerek yorumladı. Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Orhan Odabaşı ise, uygulamanın şu anda sağlık hizmeti alan insanların mağduriyetine yani tedavilerinin kesilmesine neden olacağını söylerken, uygulama mağdur olacak doktorların ilaç yazmakta da güçlük çekeceğini söyledi. Bakan`dan geri adım sinyali SAĞLIK Bakanlığı`nın, başta kolesterol ve mide ilaçlarına sınırlama getirmesiyle ilgili uygulamanın kaldırılabileceğinin mesajını veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, `tasarruf genelgesi` ile bir algılama sıkıntısı olabileceğini belirtirken, `Yanlış anlama varsa bunun ortadan kaldırılmasıyla eski uygulamanın devamını sağlarız` dedi.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer`in 15 maddesi bir kez daha görüşülmek üzere Meclis`e iade ettiği Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası, TBMM Genel Kurulu`nda aynen kabul edildi. Yasanın görüşmeleri sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Sağlık Bakanlığı`nın `tasarruf genelgesi` ile başta kolesterol ve mide ilaçlarına sınırlama getirmesiyle ilgili olarak, bir yanlış anlama varsa, bunun ortadan kaldırılmasıyla eski uygulamanın devamını sağlayabileceklerini söyledi.

Siverek`e 43 yıl sonra intaniyeci ŞANLIURFA`nın Siverek İlçe Devlet Hastanesi`ne, 43 yıl sonra ilk kez intaniye uzmanı atandığı bildirildi.Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Mehmet Dede, hastanenin 1963 yılından bu yana ilçe halkına hizmet verdiğini söyledi. O tarihten bu yana uzman doktor bulunmadığı için intaniye servisinin hizmete açılamadığını aktaran Dede, bu nedenle hastaları çevre illerdeki hastanelere yönlendirmek zorunda kaldıklarını, uzman atanması için yıllardır Bakanlık`la yazışma yaptıklarını belirtti. İntaniye Uzmanı Dr. Aysun Yalçı ise ilçe halkına faydalı olabilmek için çalışacağını söyledi.'' Kaynak: Tercüman 02/06/2006

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.