Gerçek Sorumlu Kimdir?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bir insanının bilincini oluşturan en önemli etkenler nelerdir?

Ayrıntıya girmeden yazın alt alta ana başlıkları:
·                                 Anne baba terbiyesi,
·                                 Okul,
·                                  Arkadaşlar,
·                                  Televizyon ve yazılı medya
·                                 Ve falan ve filan…
·                                 Bir bireyin bilincini küçük yaşından kavrayarak erişkin bir kişi olma sürecine varıncaya kadar [ve bu andan itibaren] biçimleyen temel öğeler bunlar değil midir?
Peki siz…
·                                 Okulu bir ticarethane haline getirir, laik eğitimin dışına taşımaya çalışırsanız…
·                                 Televizyon ve yazılı basını yine tam bir pardon dünya görüşü ile kuşatıp, üstüne üstlük bir de yabancıların tekeline satıp, pazarlarsanız…
Nasıl bir kuşak yetiştirilmesine olanak sağlamış olursunuz?
Hangi nitelikte kişiler yetiştirilmesine onay vermiş olursunuz?
Ve kültürel niteliklerine egemen olmaktan vazgeçtiğiniz bir kuşağın yarın bu ülkeyi ne hale getireceğini hiç düşünmüyor musunuz?..
Yoksa böyle bir sonucun ortaya çıkması ile kafalarınızın içindeki gizli gündem, birbirleri ile örtüşen eş/projeler mi?..
Birbirine eş ve birbirleri ile örtüşen ikiz hedefler mi?
Değilse… Eğer gerçekten böyle bir gizli gündem ve birbiri ile örtüşen hedefler mevcut değilse, içine düşülen bu çukur, gerçek bir “gaflet” hali değil mi?
Renkli camın ana haber programında sunucu konuşuyor:
-         Ülker grubu ve ABD sermayesi ortaklığı, Doğan Holding’i satın almak için bazı girişimlerde bulunmaktalar…
Şöyle bir televizyon kanallarının sahiplerine bakınız…
Kaç tane kanal yerli sermayeye aittir?..
Bu kanalların hangisi birer ticarethane değildir?
Okullarımız ve üniversitelerimizi “işletenler” kimlerdir?
Bu tüccar eğiticilerin kaçta kaçı Türk sermayesinin egemenliğindedir?
Gençlik kimlerin elindedir?
Kimlerin devşirme kazanlarında kaynatılmaktadır?
Milli kültürümüz bu kaynama karmaşasının neresindedir?
Gerçek ve özgün müziğimiz nereye sıkıştırılmıştır?
Sanatı bir eğlence sayan bu kültürsüzlük ortamını yaratan öğeler nelerdir?
Bu hunhar cinayetleri “taammüden” işleyenler kimlerdir?
Yoksa bunlar da birer “faili meçhul” vakıalar mıdır?
-         Hayır, değildir!..
Failler bellidir.
Ama gerçek sorumlular, bu karanlık gidişe “hayır” demeyen tek tek vatandaşların her biri, yani hepimiz…
Kötülüklere direnmeyenler, o kötülüklerin baş sorumlularıdır!..
Hayır demeyerek, “evet”in inşasına omuz vermiş olanlardır…
Bir ülkeyi karanlığa sürükleyenler yöneticiler değildir…
Gerçek sorumlular, o yöneticilerin ülkeyi karanlığa doğru yönlendirmesine arkalarını dönenlerdir…
Aldırmayanlardır.
Ülkesinin, mahallesinin, apartmanının ve kısacası içinde yaşadığı ortamın sorunlarına boş verenlerdir.
Kafalarını kuma gömüp, geleceklerinin çamurla sıvanmasına rıza gösterenlerdir…
En başta da aydınlar ve bu ülkenin öncü gücü olmaları kendilerine vasiyet edilen gençler, orta yaşlılar ve ergen insanlardır…
 
 
LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
 

Yorumlar

SAĞLIKTA DEVRİM: BIÇAK PARASI KALKTI , YAN CEP BAŞLADI!

Ülkemizi yönetenler, benim işçim, benim memurum,
benim köylüm dilediği hastaneye gidebiliyor, diyerek,
sağlıkta devrim yaptıklarını ,
sağlık konusunda damardan girdiklerini söyleyip meydanlarda nutuklar atıyorlardı.
Sağlık devrimi yaptık, sağlıkta AB ölçütlerine eriştik, diye nutuk atanlar,
hastanelerin eksikliklerini görmezden geliyorlar.
Muayene odalarında yapılan pazarlıklara göz yumuyorlardı.

İş öyle nutuk atmakla olmuyor.
Yürekten , damardan , ciğerden bir mevzuya maruz kalınca…
İlk önce pazarlığın daniskası nasıl yapılır öğrenilmeli:
Doktorun muayene odasında sıkı bir pazarlık yapmalı.Üç aşağı beş yukarı muayene ücretinde anlaşmalı.
Ameliyat gerekiyorsa , bıçak parası 20 bin dolar.
Bıçak kemiğe dayanmışsa , kesmiyorsa:
Bileyleme ücreti , 500 dolar.
Çok kan aktı , 0 gurubu da pek bulunmaz.
Bu durumda: Kan parası 2 bin dolar.
Platin takmak gerekiyorsa…
Sorun çok büyük demektir, bir çanta dolar gerekir.
USA marka platinler, 10 bin dolar.
Bunun „çakma“ olanı , 2 bin dolar.
Yılmaz Özdil’in tornacı kardeşine yaptırılırsa :
Gariban işi , 500 dolar.
Platin, yerine takılacak , kemiğe delik delmek gerekiyor:
Matkap parası, 500 dolar.
Delik delme bittiyse platin neyle çakılacak?
Çekiç parası , 500 dolar.
Platin sonunda yerine takıldı , yarayı tekrar dikmek gerekecek.
Terzi Mehmet emmi , hayrına mı dikecek?
İğne , iplik , makas parası, 500 dolar.
Hastamız hayatta kaldıysa , bunu kutlamak da gerekir.
Hastabakacılara , ameliyathaneye girenlere:
Yaş pasta , kutu kola , meyvesuyu parası.
En hesaplısı, sudan ucuzu ,Türk lirasından iki ellilik yeter.

Bu işten hayırlısıyla sıyırdık, çok şükür hastamız kurtuldu derken,
hastane muhasebecesi sizi odasına çağırtır:
Yatak parası, yemek parası , zart parası , zurt parası…
Bol sıfırlı çekler , senetler…

Şimdi doktorlarımız kameralara çıkmışlar.
Bıçak parası alan doktor arkadaşlarını ayıplıyorlar.
Bıçak parası alınmasının etik olmadığını söylüyorlar.
Milletin gözüne baka baka, külâh muhabbeti yapıyorlar.
________(üçbeş_köyün_tiriviri_yazarı)_________BAYTAR_KUBİ

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.