Günah Keçisi Yahudiler

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bu son yaşanılan olayda olduğu üzere, iç dünyalarında düşmanlık tohumları olanlar, hemen Yahudilere hakaretlere başladı. Dile getirilen nefret duyguları içerisinde, Yahudilere soykırım düzenlemiş şahsiyetlerin sözlerinden, düşüncelerini kendi dünya görüşlerine özgü İslam anlayışlarına dayandıran şairlerin, yazarların sözlerine kadar, çeşitli görüşler ve söylemler ön plana çıkartılıyor.

Hitler’in “Bir gün gelecek, Yahudileri tamamen ortadan kaldıramadığım için bana küfredeceksiniz!” sözleri, sanki kadirşinas bir insana ait sözlermiş gibi ısıtılmakta, İsrail Devleti’nin uluslararası sularda yaptığı saldırı üzerine, Yahudilere karşı kışkırtma amaçlı kullanılmaktadır. Yine Necip Fazıl’ın “Yahudiler mi dediniz? Onlar, yumurtalarını pişirmek için, Dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen lanetlilerdir.”  sözleri, sanki kendi inancı dışındaki düşüncelere ve inançlara saygı duyan bir kişiye aitmiş gibi, İsrail Devleti’nin bu illegal olayı yapmasının sebebi olarak, toplumun manevi inancı sömürülmek maksadıyla tekrar tekrar kullanılmaktadır.

Bir devletin, bir milletin ya da herhangi bir dine mensup kişilerin bu şekilde genellemelerle ve kati şekilde infaz edilmesi, evrensel insanlık değerlerine ve düşüncesine aykırı olduğu gibi, bu fikirleri beyan edenlerin ve savunucularının, düşüncelerinin meşruiyetine de zarar vermektedir. Hadi diyelim ki, Adolf Hitler malum bir şahsiyet… Ya İslamı referans alıp,Kur’an’dan verilen birkaç örnek ayetle bu yargılamayı ve infazı yapanlara ne demeli?.. Elbette onlar bu şekilde düşünmekle İslamiyetin meşruluğuna halel getiremezler ama, bu davranışlarıyla ve sözleriyle İslam’ın merhamet, affı tavsiye eden ve hoşgörü gibi prensiplerine ters hareket etmiş olmuyorlar mı? Kur’an’da bağışlamanın işlenen günahlara bir perde olacağı ayetini unutuyorlar mı ya da bilmiyorlar mı ki, bu ve benzeri olayların karşılığı verildikten sonra da, barış zamanlarında da o dine ve mensuplarına aynı ithamlara ve yargıda bulunmalara devam ediyorlar…

Öyleyse bir de şöyle bir değerlendirme yapalım: Yeryüzünde Yahudilerin çıkardıkları fitne fesat ve yaptıkları zulümlerden, Hristiyanların çıkardıkları fitne fesat ya da zulüm daha mı azdır? Din adına yapılan Haçlı seferleri kimlere karşı yapılmıştı? Haçlı seferlerinde katledilen Müslüman ya da masum insan sayısı Yahudilerin katlettiklerinden daha mı az? Amerika Başkanı George Bush’un Irak’a saldırırken, Haçlı seferlerini devam ettiriyoruz, sözleriyle Irak’ta milyonlarca masum Müslümanın öldürülmesine sebep olmasıyla, niye Hristiyanlara ya da Hristiyanlığa da Yahudilere gösterilen tepki gösterilmiyor? Yahut Bosna’da Müslümanları katleden Sırplar hangi dine mensuptu? Yahudilerin öldürdüğü Müslümanlar, Hristiyanların öldürdüklerinden daha mı değerli? Bu soruların üzerine, şu cevabı verecekler olabilir: Yahudilerle Hristiyanlar arasında fark yoktur, sadece Yahudiler Kur’an’da fitne fesat çıkaran bir kavim olarak nitelendirdikleri için nefretimiz fazla…

Peki, Hz. Muhammed vefat ettikten sonra, 4 halifenin 3’ü sadece birilerinin mevki, makam, iktidar hırsı uğruna ve ibadetlerini gerçekleştirirken kalleşçe öldürülmediler mi? Bu fitne fesat değil miydi? Yezid, Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’i Kerbela’da ne uğruna öldürdü? Kudüs’te, Yemen’de ve Mekke’de Kabe’yi, Medine’de Hz. Peygamberin mezarını korurken Osmanlı askerlerini arkadan vuranlar kimlerdi? Bunlar yeryüzünde Yahudilerin yaptığı zulümlerden daha aşağı olaylar mıdır? Bu olayları gerçekleştirenlerle, bir düşünceyi ya da bir dini mahkum etmek, karalamak ve o dinin mensuplarına düşmanca düşünceler beslemek ne kadar doğrudur? O zaman birileri de, Madımak Katliamını, 11 Eylül terörist saldırılarını gerçekleştirenlerin, sivil insanların yaşam alanlarında bombalar patlatanların dinine aynı muameleyi yapmaz mı?

Özetlersek, bir ideolojinin ya da bir dinin mensuplarının, bir kısmının işlediği suçlar ya da günahlar hiçbir zaman bütünü bağlamaz ve bir düşüncenin, inancın doğrularını ya da değerlerini değiştiremez, azaltamaz. Bu yüzden bu tarz yaklaşımlardan ziyade, çoğunluğu Müslüman olan bir toplumun fertleri olarak, izlememiz gereken yol, yine İslamın her zaman tavsiye etmiş olduğu yol olan barış yolları aramayı, affetmeyi, merhamet etmeyi ve hoşgörü göstermeyi, esas alan bir yaklaşım tarzı olmalıdır. Bu noktada yazımı, birkaç ayetle bir dini ve mensuplarını yargısız infaz eden Müslüman toplumumuza, ben de Kur’an’dan birkaç ayeti hatırlatarak tamamlamak istiyorum.

NİSA 149: Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz, bir kötülüğü affederseniz, Allah da çok affedicidir, her şeye güç yetirendir.

MAİDE 8: Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetleyenler olun! ‘Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun!’ Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

MAİDE 69: Şu bir gerçek ki, iman edenler, YAHUDİLER, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe inanıp, hayra ve barışa yönelik iş yapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar.

ENAM 108: ‘Allah'tan başkasına tapanlara sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah'a söverler.’Böylece biz her ümmete kendi işlerini cazip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir

ARAF 199: ‘Affetmeyi esas al!’ İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir!

 

Bütün insanlığın, milletlerin, halkların, dinlerin birbirinden üstün olmadığı kardeşçe bir yaşam ve barış dolu bir dünya dilekleriyle…

 

OguzKemal.Ozkan@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

SORUNUN DİN TARTIŞMASINA DÖNÜŞMESİ YANLIŞTIR

Sayın Oğuz Kemal Özkan,

İsrail ile yaşanan sorunları sanki bir “din sorunu” gibi göstermek, İsrail yanlısı tezlere destek olmaya yol açar. Çünkü,küresel emperyalizmin çekirdek gücü konumundaki İsrail, kendisine karşı çıkan herkesi, Musevi dininin düşmanı gibi göstermekte ve anti-semitizmle suçlamaktadır.

Bu tartışmaları dini bir içerikle yürütmek ve siyasal görüşleri ayetlere başvurarak açıklamak, yöntem açısından yanlış olmuştur. Burada, İsrail yanlısı görüşlere cevap veren birçok ayeti sıralamak mümkündür. İşte küçük bir örnek:

Maide/51 Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.

Bakara/120 Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: "Allah'ın yolu asıl doğru yoldur." Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.

Bilindiği gibi, İsrail’in insani yardım gemilerine saldırısı, Türkiye Musevileri ve ABD’deki kimi Museviler tarafından da protesto edilmiştir. Bu olgu bile, tartışmanın dini çerçevede yürütülmesinin ne kadar hatalı olduğunu ortaya koymaktadır.

İsrail’in “günah keçisi” haline dönüştürülmesi söz konusu değildir. Aksine İsrail, BOP’un ortağı ve koçbaşıdır. Emperyalizmin Ortadoğu’ya getirdiği, kan ve zulmün başlıca nedenidir.

dini bakış açısı meseleyi

dini bakış açısı meseleyi doğu anlamak bakımından zarar verici olabilir. dinci-faşistlere ne deseniz ikna edemezsiniz, çünkü Kurandan başka örnekler de verilebilir...
Syg

Bu yazıyla herhangi bir çözüm

Bu yazıyla herhangi bir çözüm üretmeye ya da sosyolojik ya da politik bir tespit ve çözüm üretmeye çalışmadım elbette..Sadece körü körüne yahudi düşmanlıgını eleştirmek amaçlı bir yazı bu ..

Din konusunda da aynı dusunuyoruz yazıyı tam olarak anlamaya çalışırsanız butun dinlerin mensuplarının en azından 3 semavi dinin mensuplarının hatalarını yanlışlarını belirtmeye çalıştım..
Yani din çerçevesinde çözülemeyecegi konusunda hemfikiriz..Zaten bu sorunun bu cerceveden cıkarılıp tartışılması gerektigine yönelik bir yazı..

ve bu yazı aynı zamanda biraz sokagın diline sokagın mantıyla cevap ve mesaj vermek amacıyla yazılmıştır.Bir çözüm yada bilimsel bir tespit asla yapmaya calısmadım..

Saygılar...

bir önceki yazımı okuyunuz lutfen

Bir de zaten bu konunun ve sorunun galibinin dinlerin değil ideolojilerin belirlediğini özellikle belirtmiştim..(BUGÜN GAZZE ÖZGÜRLÜK FİLOSUNU DESTEKLEYENLER,
DÜN 6.FİLOYU DA DESTEKLİYORLARDI başlıklı yazımda)

Sağduyu

1974'te de biz tüm dünyayı karşımıza almıştık. Bizim İSrail'lilere gösterdiğimiz tepkiyi Rumlar ve Yunanlar da bizlere göstermişlerdi.

Maalesef Türkiye'de yeşil kuşağa doğru kayma söz konusu. Bu bir gerçek. Ve İsrail'e tepki gösterenlerin çoğu da marjinaller. Tabi ki tepki gösterilmeli ama bu tepki ''hepinizi keseceğiz!!'' tandanslı ve ''Hitler'' i örnek alan tepkiler olmamalı.

İslami fanatizm maalesef sağduyunun önüne geçmeye başladı.

israil ve diğerleri

kimse durup dururken günah keçisi yapmaz kimseyi.her ilişkide en az iki taraf vardır.biri kalkar allah bana toprak vadetti oraları deyip 2000 sene tutturursa,benden başka kimseye yar etmem o toprakları diye soykırım-boykırım,tehcir,ambargo vs.herbir türlü melaneti herşey mübah amacım uğruna deyip yapıyorsa bu amaca ulaşabilmek için binlerce yıl akla hayale gelmeyecek işler ilişkiler,kamuflajlar,icatlar,oyunlar tezgahlamışsa,dünya ne yapsa bunlarla başa çıkamıyorsa o biri kendi kendini başkalaştırarak,kendi gibi olmayanları dışlayarak,horlayarak,hırpalayarak kendi kendini bu role yakıştırmış demektir.
israil devleti bugün üstünde barındığı toprakları parayla satın almış,vatan ilan etmiş kanla ve silahla korumakta,genişletmekte ve oraların yerli ahalisini göçe mecbur etmekte,direnenleri yok etmekte ve oraları kendi cibilliyetine göre bir mono-kültür haline getirmek amacı için herşeyi heryolu mübah saymaktadır.siyonizmin ırkçılık olduğu açıktır.allahın kendilerine vaat ettiğini iddia ettikleri toprakların asıl sınırlarına daha hala ulaşamadıkları için devamlı savaş ilkesi çerçevesinde her türlü barış insiyatifine gülüp geçen bir kadro ile karşı karşıya insanlık.karşı çıkanlar anti-semitizm etiketi ile hitlerin yarleştirildiği rafta hükümsüzleştiriliyor.veya terörist etiketi ile katli vacipler listesine alınıyor ve dünyanın neresinde olursa olsun bulunup katlediliyor.bütün dünya seyrediyor.veya karşı çıkanlar satın alınarak yandaş hale getiriliyor.
ben şimdi kalksam yan bahçeye gitsem ve burayı allah bana 2000 yıl önce vaat etti burası benim desem ve başlasam inşaata ne yapılır bana ??? benden güçlüyse komşu beni kovalar bende kaçarım ya başka bir yol aramaya başlarım yada korkar vazgeçerim.ama bu vaadedilmiş toprak takıntım çok derinse tedaviye cevap vermiyorsa ya deli diye isole edilirim normal kabul edilen toplumsal çevreden.yada benim bu saldırgan deliliğimi bir takım dünya kabadayılığı peşinde koşan güçler maşa olarak kullanır ortalığa dehşet saçmama göz yumar bana arka çıkar ve bu yolla sindirilmiş yığınların tepesinde boza pişirmesi gayette kolaylaşır.vede bu olmaktadır.
bir deli bir kuyuya bir taş atar 9 akıllı çıkaramazmış.işte durum bu misaldir.bu semitik ırkın vaadedilmiş toprak takıntısı o kadar derin ve karanlık bir kuyuya atılmış ki onca bilim,sanat insanı çıkardılar tedavi olmak için ama yetmiyor bir türlü,freud mreud banamısın demiyorlar,einstein çıkardılar yine bitmedi.dünya sermayesinin ezici çoğunluğunu ele geçirdiler yetmiyor o da takıntının bitmesine,onca icat onca ideoloji türettiler aha çıkmıyor o takıntı...bütün dünya medyasına hükmeden sermaye denetimlerinde yine yetmiyor...bunların vaadedilmiş topraklar kadastrosunda şimdiki mevcut türk devletinin de toprakları var.yani türkiyede topun ağzında.maalesef.bu yüzden türk devletini ve toplumunu ahtapot gibi sarmalamış durumdalar.sermaye,sempatizan,bordrolu bordrosuz ajan,parayla toprak alıyorlar o vaadedildiği iddiasına dahil olan alanlarda.o alanların denize açılan sınırları olmadığından limanları da satın alıyorlar.iskenderun limanı ve deniz kuvvetleri bu ara nedense çok populer değil mi ??? sahil kesiminden büyük parsellerde var satış portföylerinde,karadeniz yaylalarındanda geniş alımsatım haberleri geliyor...ve satışı çok seven satıştan kar eden karı da çok seven bir politik kadro iş başında türkiyede,sattıkça zevklenen ve halkını 50 kuruşa muhtaç bırakan tedbirler alan...bu kadro filistinlilerle yakın hissetmeye başladı birdenbire kendisini nedense !!! acaba yavaş yavaş dank etmeye mi başladı akibetleri başlarına ??? günün birinde bir bakmışsınız ölünüzü gömecek toprak kalmamış elinizde hepsi allah tarafından vaadedilmiş toprak projesi kapsamında olduğundan ve bu transaksiyon alnı secdeden kalkmayan bir müslüman politik kadro tarafından kotarıldığından gıkınız çıkamaz bu sonuçla ilgili.arafatın cenazesini hatırlayalım günlerce gömecek toprak aradılar... sonunda kader deyip geçmek zorunda kalınır.bu kadere koşar adım giden bir türkiye görüyorum ben.israil adım adım binlerce yıllık takıntısını tatmin için yol alırken elindekini avucundakini kaybetmek yolunda koşar adım ilerleyen bir türkiye yani diğerlerinden biri ıraktan sonra sırası gelen.yemek tabağının kenarından sonrasını göremez haldeki bir toplumun akibeti hükümsüzleşmektir filistin gibi,ırak gibi...

bence bu eleştirileri mayın

bence bu eleştirileri mayın tarlalarını 49 yıllıgına israilliree kiralayanlara yapmalısınız fatma hanım

Görüyorum ki bu ayetleri de

Görüyorum ki bu ayetleri de hatırlatmak gerekiyor....!

Mümtahine 8 Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever.

Mümtahine 9 Allah sizi; ancak din hakkında sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran, çıkarılmanıza yardım eden kimselerle dost olmaktan yasaklar. Böyleleriyle dost olanlar, zalimlerin ta kendileridir.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.