Hangi Ekonomi Modelini Seçiyoruz?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

 

 

Hangi Ekonomi Modelini Seçiyoruz?
 
 
46,58 + 20,88 + 14,27 = 81,73
 
Üç partinin almış olduğu oy oranları 2007 seçimlerinde %81,73
Ve bu üç parti de Piyasa Ekonomisi’ni savunuyor.
 
Bakınız Programları:
 
A- PİYASA EKONOMİSİ
 
Yurt Partisi 
 
"Devletin ekonomideki rolünün ne olduğu, devletin nasıl yönetilmesi gerektiğinin sorularının cevapları şeffaf devlet anlayışıyla açıklanmaktadır. Şeffaf devlette devlet halktan adaletli bir şekilde topladığı vergileri verimli bir şekilde değerlendirir, ticarete konu olan mal ve hizmetlerin üretiminden çekilir,rekabatçi yapının çalışmasını sağlar, bunu düzenler ve denetler"
 
MHP    %14,27
 
Piyasa ekonomisi kurallarının işletilerek tekelci oluşumların ve haksız rekabetin önlenmesi, kamunun ekonomideki rolünün yol gösterici, düzenleyici ve denetleyici faaliyetler ile sınırlandırılarak; özel sektör dinamizminin ve teşebbüs gücünün desteklendiği istikrarlı bir büyümenin gerçekleştirilmesi, partimizin ekonomi politikasının esasını oluşturmaktadır.”
 
 
 
 
AKP   % 46,58
 
Partimiz, ülkemizin ender bulunan bu potansiyelini harekete geçirmek için “Sürekli ve Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme Stratejisi” uygulayacaktır. Bu stratejinin uygulanmasıyla fakirlik ve işsizlik azalacak, gelir dağılımında adalet sağlanacaktır. Böylece ülkemiz, zamanla gelişmiş ülkeler düzeyine ulaşacak, vatandaşlarımızın yaşam kalitesi yükselecek ve uluslararası camiada saygınlığı artacaktır. Bu strateji doğrultusunda partimiz, ekonomik ilkelerini, hedeflerini, politikalarını belirlemiş ve bunları etkin biçimde uygulayacak bir yönetim anlayışı ortaya koymuştur. Partimiz aşağıdaki temel ilkeleri benimser; * Ekonomik gelişmenin kaynağı ve hedefi olarak insanı esas alır. * Tüm kurum ve kurallarıyla işleyen piyasa ekonomisinden yanadır. * Devletin ilke olarak her türlü ekonomik faaliyetin dışında olması gerektiğini benimser. * Devletin ekonomideki işlevini düzenleyici ve denetleyici olarak tanımlar
 
 
 
 
CHP   %20,88          
 
Cumhuriyet Halk Partisi, fırsat eşitliğine ve verimliliğe odaklı, orgutlu, kayıtlı, kurallı, adil, dunyaya acık, “sosyal piyasa ekonomisi”ne işlerlik kazandıracaktır. İc ve dış piyasaların surekli ve donemsel zafi yetleri dikkate alınarak, “pazarların kendiliğinden kendini duzelteceği” varsayımlarına tutsak olmadan, ozel girişimi desteklerken,
devletin geliştirdiği duzenleyici ve denetleyici cercevede ekonomik birimlerin kontrolsuz risk almasını onleyen, akılcı ve cozume yonelik politikalar uygulanacaktır.”
 
 
DSP %1.22 ( 2002 seçimleri sonucu)
 
“Demokratik Sol Parti’nin Parti Meclisi toplantısında belirlenen programı; “küreselleşme”, “kayıtdışı ekonomi”, “emek-sermaye ilişkisi”, “üretim”, “girişimcilik”, “işsizlik”, “kültür”, “bilgi toplumu”, “uzay teknolojisi”, “kamu yönetimi” ve “yerel yönetim anlayışı”, “sendikalaşma” ve “üniversitelere bakış açısı” gibi çok sayıda konuyu içermektedir.

Küreselleşme son yıllarda çok yaygınlaşmıştır. Bu arada sosyal boyutu gözardı eden kürselleşmenin faydalarının yanı sıra zararlarının da olduğu ortaya çıkmıştır. Bu zararları ortadan kaldırıcı önlemleri geliştirmek sol partilerin işlevidir.”

 
 
 
 
 
 
B- KARMA EKONOMİ MODELİ
 
 
 
 
HEPAR
 
HEPAR (Hak ve Eşitlik Partisi)  toplumcu ve bireysel üretici sermayenin yan yana geldiği karma iktisadi düzeni savunur. Stratejik alanlarda karma ekonomi, ekonomik ve sosyal kalkınmanın ve sanayinin temeli olarak görülmektedir.
Tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçilecek, dış ticarette ithalatçı
ülke olmaktan ihracatçı ülke olmaya dönüşüm sağlanacaktır.
 
 
 
 
BCP
 
Ulusal ekonomiyi kendi ayakları üzerinde durur hale getirmek ve dünya genelinde ülkenin rekabet gücünü arttırmak, güçlü bir kamu sektörünün varlığını gerektirir. Ekonomik sistem, ülkenin hem kamusal hem özel üretme kapasitesini genişletmek amacıyla, başta AR-GE çalışmaları ve teknoloji geliştirme olmak üzere, kamunun öncülüğünde yeniden örgütlenecektir.
 
 
 
 
İP   % 0,37
 
Karma Ekonomi; Kamu kesimi öncülüğünde, özel girişimin dinamik katılımıyla, halkçı, planlı, karma ekonomi siyasetleri uygulanacaktır. Kamu öncülüğü ile özel kesim arasındaki uyumun yol gösterici ilkesi, halkın ihtiyaçları ve millî ekonominin gerekleridir
 
 
 
 
SP   % 2.34
            “Bir süreden beri Türkiye’de uygulanan ekonomik politika, ırkçı emperyalizmin finans kapitalizminin Türkiye’ye bütün müesseseleri ile yerleştirilmesidir. Bu da rant ekonomisi demektir.
Bugünkü ekonomik yıkımın sebebi rant ekonomisidir. Rant ekonomisinin oluşumunun temel sebebi; küçük bir rantiye gurubunun, sermaye ve medya gücü ile, siyasette ve bürokraside etkin olması ve bu suretle toplum aleyhine haksız menfaat sağlamasıdır. Diğer bir ifade ile, ülkemizde âdil bir ekonomik düzen mevcut değildir. Herkes ürettiği kadar tüketme hakkına sahip olmayıp, ufak bir azınlık hiç üretmeden üretenlerin haklarını haksız olarak ellerinden almaktadır.
 
DTP     %6.23 (2002 seçimleri, 2007 seçimlerine bağımsız adaylar ile girmiştiler)
 
"Partimiz, kalkınmanın en temel koşulu olarak öncelikle, siyasi istikrarı ve iç barışı sağlamak için  tam demokrasiyi kurumlaştıracak, azınlığın değil, toplumun çıkarına dayalı, şeffaf, sivil yapıların denetimine açık etkin bir ekonomi yönetim modeli oluşturacaktır.
Ekonomik kalkınma planını, bir bütün olarak ekonomik düzenin incelemesine dayanarak, ‘’sistemli düşünceye yer verme, eldeki kaynakları, önceden saptanmış bir amaca ayırma ve bu amacı, kıt olan kaynakların en az israfı ile sağlama ” felsefesine dayandıracaktır. (sosyalist mi?)
Küreselleşmenin ve dünya gerçeklerinin objektif değerlendirilmesinden hareketle, yabancı sermaye ve uluslararası finans kuruluşlarıyla karşılıklı çıkar mantığına dayalı ilişki kurulacak, içe kapalı ekonomik gelişme stratejisi reddedilecektir. (Komünist değil ama Milli)
….
“Bu temelde; tekelleşmeyi, yolsuzluğu, gayri meşru kazancı engellemeyi, kalkınmayı ve refahı geliştirerek yoksulluğa son vermeyi, servetin eşit ve adil dağılımını, tam istihdamı ve istikrarı sağlamayı, katılımcı demokratik bir yönetim mekanizması yaratmayı, bunun için özel girişimciliği de içeren, devletin kimi ekonomik ve altyapı çalışmaları için kalkınma planları hazırlayıp uygulamasını ve düzenlemesini öngören, sosyal ve ekonomik işleyişte sivil toplum yapılarının geliştirici ve denetleyici rolünü sağlayacak mekanizmaların varlığını esas alan adil,katılımcı ve sürdürülebilir bir   ekonomiyi savunur.” (Karma Ekonomi mi?)
 
 
 
 
C- SOSYALİSTLER
 
ÖDP
Bu anlamda her bireye, geçmişte ve şu anda üretim sürecine yaptığı katkıya bakılmaksızın kayıtsız şartsız ‘yurttaşlık hakkı‘ ödenmesini savunur. Böylece kişinin eğitim, sağlık gibi temel sosyal hizmetlerden yararlanması yanında, bir insanlık hakkı kapsamında temel malları alabilecek asgari bir satın alma gücüne sahip olmasıyla toplumda hiç kimsenin sefalete sürüklenmemesi sağlanmış olur. Ayrıca bireyleri birbirine adaletli davranmaya, yani dayanışmaya teşvik eden bir anlayışı benimser.
Böylece içinde farklı dünyalara yer olan, kamusal çıkar, ortak refah, sosyal hakları da kapsayan evrensel haklar üzerinde yükselen bir dayanışma uygarlığına ulaşmayı amaçlar. Bu uygarlıkta, kapitalizmin yarattığı insanın kendi emeğine yabancılaşmasının yanı sıra insanın doğaya ve nihayet insanın insana yabancılaşmasının aşılması da hedeflenir.
ÖDP‘nin özgürlükçü sosyalizm anlayışı enternasyonalisttir; kapitalist küreselleşmeye karşı mücadelenin yerel, ulusal, bölgesel ve küresel ölçekteki mücadele ve direnişlerin birbirini tamamlaması ile gerçekleşeceğini savunur. Tüm yerküreye eşit, eşdeğer bu çerçevede ekonomik ve kültürel alışverişte bulunmayı zenginlik sayan bir anlayışla yaklaşır. Bu anlamda kapitalist küreselleşmenin işgücünün serbest dolaşımını engelleyen, vize engelleriyle kültürel alışverişlerin önüne kaleler diken tasarımını teşhir etmeyi görev sayar.”
 
TKP
 
“TKP, toplumdaki eşitsizliklerin temel kaynağı olan üretim araçlarındaki özel mülkiyeti, belli bir program çerçevesinde tümüyle ortadan kaldırmaya yönelik bir ekonomik politika izler.
- Toprak da içinde olmak üzere bütün üretim araçları, doğal kaynaklar ve yeraltı zenginlikleri kamu mülkiyetindedir.
- Üretim araçlarında kamu mülkiyetinin dışındaki biçimlerin tasfiye sürecinde, üretimin sürekliliğinin sağlanması ve emekçilerin siyasal ve ideolojik inisiyatifinin, tasfiyenin temel gücü olması için gerekli önlemler alınır.
- Değişik mülkiyet biçimlerinin bir arada var olacağı geçiş dönemi boyunca, ekonominin sosyalist öğeleri, yasalar ve siyasal iktidarın gündelik politikalarıyla ayrıcalıklı duruma getirilir, diğerleri karşısında korunur.”
 
 
Not: Parti sıralaması rast gele yapılmış olup sadece “ekonomi” algılarını ifade edebilmek için bu partiler seçilmiştir.
 

Erdinç AYDIN

erdinc.aydin@politikadergisi.com

Yorumlar

beklenti

ne yalan söyleyeyim en fazla yurt partisinin ekonomi modelini beyendim ama bunlar sadece partilerin saf beklentileri.bu ekonomi modelini gerçekleştirmek için ekip ve o ülkenin bu modele bütün şekilleriyle uyması gerekiyor.serbest piyasada karma ekonomide sosyalist ekonomi modeli de iç içe girmiş durumda .

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.