Hisseli Badem Tiyatrosu

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Telaş, panik beyleri bir uçtan diğer uca savuruyor. Birinin ak dediğine diğeri kara diyor. Ucuz komedi arayanlar için çok verimli bir ortam yaşıyoruz. Başbakan ve adamlarının o kendilerine olan sonsuz güveni yıkılmış. Korku ve panik öyle bir duruma gelmiş ki, birbirlerinin söylediklerinden habersizler. Sanki koordinasyon denen şeyi unutmuşlar. Öyle olunca da birinin suçladığını diğeri savunuyor.

İktidar içindeki koalisyondan aklı olan herkesin haberi var. Bu yüzden başbakanın paralel devlet olmuşlar diye yakınmasına uydusu birkaç gazete dışında itibar eden çıkmadı. Onların da üzerlerindeki baskı kalktığında neler yazacaklarını tarih bilgilerimizden tahmin edebiliyoruz.

Yıllardır hem iktidarın nimetlerini yiyen hem de cemaatin teveccühüne mazhar olan Arınç beyin Bursa’da yaptığı konuşma bizde sanki iktidar ile cemaati tekrar aynı safta buluşturmaya çalışıyor düşüncesi yaratıyor.

Bu cümleden olmak üzere onları alenen tehdit ediyor. “Biz olmasak sizde olamazsınız, ayağınızı denk alın” diyor. Bu cümleyi duyan doğal olarak kendini iktidar tarafından kandırılmış hissediyor. Bir taraftan başbakan sesi çıktığı kadar bağırıyor. “Devlet içinde paralel devlet olmuşla haberimiz yokmuş.” diyor, insanları buna inandırmaya çalışıyor. Diğer yandan ise Hükümetim ikinci adamı, başbakan yardımcısı Bülent bey: “Ben onları çok iyi bilirim, onlarda beni bilir .“diyor.

Bu gün bu ülkede yaşayan hiç kimseyi başbakanın bilgisi dışında bir kuşun dahi uçtuğuna inandıramazsınız. Bu yüzden başbakanın “haberimiz yoktu” sözleri hiç de inandırıcı değil. Üstelik Arınç beyin beyanatı da bizi teyit ediyor.  Arınç bey, cemaati tekrar koalisyona çekmek için tehdit etmekten bile çekinmiyor. Peki, bu çabalar bir fayda verecekmidir? Kimilerin dediği gibi “bunlar sömürüde ortak, nasılsa birleşirler” düşünceleri doğru mudur? Bu soruların cevabını bulmak için bu iki kuruluşun da köküne bakmak gereklidir. Kökenlerinde bunlar birbirinin düşmanıdırlar. (Nakşiler ve Nurcular) Ortak yanları her ikisinin de küresel çete tarafından kullanılıyor olmasıdır. Fetullah Gülen özellikle ABD ye yerleştikten sonra cemaat dediğimiz yapı tamamen ABD yönetimine girdi. AKP yi ise yine ABD son yıllarda yaşadığımız yıkımları gerçekleştirmek adına kurdurdu. Hal böyle olunca neden mi bu gün bunlar birbirine düştü? Bu soruya cevap bulmak için gözümüzü ABD ye çevirmeliyiz.

Küresel çete ve onun günümüzdeki vurucu gücü ABD, Ortadoğu ve Asya’daki enerji yataklarını daha rahat ve masrafsız sömürebilmek için hep yeni arayışlar içinde olmuştur. İlk uygulanan ve işe yarar sanılan işgal planı tutmamış, üstelik geri tepmiştir. Daha sonra ılımlı İslam (Hıristiyanlaştırılmış İslam) projesi uygulanmaya başlamıştır. 1980 den beri fiilen uygulanmaya başlayan ve günümüzde oturtulmuş olması planlanan bu proje de maalesef tutmamıştır. İlk amaç Türkiye’nin laik yapısını değiştirip bir ılımlı İslam cumhuriyeti haline getirmek ve onu diğer Ortadoğu ülkelerine örnek yapmaktı. Bu projenin tutması imkânsızdı. Önemli iki sebebi vardı. Birincisi Ortadoğu daki İslam ülkeleri laik yapının kendi saltanatlarını yok edeceği düşüncesi ile uzun yıllardır Türkiye’ye düşmandılar ve benzememek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Küresel çetenin bu düşünceyi kırması en azından daha bir asır imkânsızdır. İkinci engel ise Anadolu’da yaşayan Türklerdir. Nüfusun hala büyük çoğunluğunu oluşturan Türklerin büyük çoğunluğunun genlerinden gelen laik yapıyı değiştirmek ne küresel çetenin ne de onun içerdeki işbirlikçilerinin başarabileceği bir olgu değildir. Görülen o ki başaramadılar da. ABD düşünce kuruluşlarının senatoya sundukları raporlarda artık “laik, demokratik, hukukun üstünlüğünü benimsemiş, insan haklarına saygılı” bir Türkiye’nin ABD nin bölgedeki çıkarlarına daha uygun olduğunu belirtiyorlar. Bunun tercümesi ise artık 1980 den beri uygulanan taktiğin dolayısı ile yapının değiştirileceğidir. Cemaat her zaman olduğu gibi çıktığı yere geri çekilecektir. Bir daha ki kullanım zamanına kadar sırasını bekleyecektir. Zira onlar Türkiye’yi yönetmek isteyen küresel çete için her zaman yedek anahtardır. AKP ise tarihin çöplüğüne gidecektir. Bülent Bey olacağı bildiği için konuşmasında açıkça belirtmiş. “Domino taşı etkisi”.

Küresel çete daha evvel askeri kullanarak kukla hükümetleri ve partileri yok ederdi. Şimdilerde ise taktik değiştirmiş gibi görünüyor. Tarlanın kuşunu, tarlanın taşı ile vuruyorlar. İktidar ve cemaat birbirine kırdırılıyor. Muhtemelen ilk darbe yerel seçimlerde gelecektir. “Domino etkisi” bir yıl sonraki genel seçimlerde de AKP yi tarihe gömecek, küresel çetenin emirleri dışındaki icraatlardan dolayı da sorumlular hesap verecektir. Yaşanan olayların bize düşündürdükleri budur.

 

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.