Hristofyas Yakında Hata Yapacak

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun “Mülkiyet” konusunda yaptığı son öneri, geçmiştekilerden çok farklı ve hakça bir çözüme yönelik olması nedeni ile Rum tarafını fena halde köşeye sıkıştırdı.

Hristofyas köşeye o denli sıkıştı ki, kıpırdayamıyor bile.

Ne Kıbrıs Rum halkından destek var kendisine, ne de Birleşmiş Milletlerden ve Avrupa Birliğinden.

Eroğlu’nun yaptığı “Mülkiyet” önerisi, 42 yıldır bir türlü sonuçlandırılamamış görüşmelerin, uluslararası kurallara uygun olarak sonuçlandırılmasına kapı açacak nitelikte.

Bu sadece benim fikrim değil ve bunu sadece ben “Müzakere Heyeti Danışma Kurulu”nda olduğum gerekçesi ile gözleri kapalı söylemiyorum.

Hangi yabancı diplomat ile konuşsam, Kıbrıs konusu ile ilgili hangi yabancı politikacı ile görüşsem veya yazışsam, Türklerin sunduğu son “Mülkiyet” önerisinin çok mantıklı, çok yapıcı ve Kıbrıs sorununa çözüm getirici olduğunu dile getiriyorlar.

Hepsinde de belirli bir heyecan, belirgin bir olumlu beklenti var.

Eroğlu’nun bu önerisinin, Kıbrıs sorunun çözümüne kapı açıp ivme kazandıracağını söylemelerine ilaveten Türkiye-AB müzakerelerinin önünü de açacağından bahsediyorlar, adeta ağız birliği etmişçesine.

Belli ki Eroğlu’nun bu son “Mülkiyet” önerisi, tüm Rum tezlerini alt üst etmiş, Rumların geleneksel “Türkleri oyunbozanlıkla suçlama” stratejisini de daha doğmadan yok etmiş.

Hristofyas o denli sıkışık bir duruma düştü ki, Türklerin bu önerisinden kurtulmanın çarelerini aramaya başladı. Ekim ayında müzakereler yoğunlaşacak dendi, masaya oturmamak için sadece 13 ve 19 Ekim bana uyar diyebildi.

Kıbrıs Rum siyasi arenasında Hristofyas’a destek veren, arka çıkan kendi partisi olan AKEL’den başka hiçbir siyasi parti veya halk hareketi yok.

Koalisyon ortağı DIKO bile Hristofyas’ın müzakerelerdeki tutumunu acı acı eleştiriyor, kendisini Türklere taviz vermekle suçluyor.

EDEK, EVRO.KO ve Ekologlar ise daha baştan Türklerle ortak bir devlet kurulmasına karşı olduklarından, Hristofyas bu doğrultuda ne derse hemen ağız birliği etmişçesine “Hayır” diyorlar.

Kıbrıslı Türklerin son sunduğu “Mülkiyet” önerisine BM yetkilileri çok olumlu bakıyorlar ve Kıbrıs sorununun çözümü yolunda çok yapıcı bir adım olduğunu söylüyorlar. Keza AB yetkilileri de aynı doğrultuda düşünce beyan ediyorlar.

Çalacağı bir kapı bulamayan Hristofyas, acil olarak son elli yıldır Kıbrıs Rumlarının ve Yunanistan’ın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki sözcüsü ve Truva atı olan Rusya’ya başvurdu.

Bunun karşılığı olarak da Kıbrıs Rum Cumhuriyeti Avrupa Birliği Parlamentosunda, Komisyonlarında ve Konseyinde yıllardır Rusya’nın Truva atı görevini başarı ile yerine getiriyor. AB tarafından geçmiş yıllarda Rusya’ya konması istenilen ithalat kotasını Kıbrıs Rum tarafı veto ederek önlemişti.

Hristofyas sıkıştığı köşeden kurtulmanın son çaresini Medvedev’i adaya davet etmekte buldu. Medvedev’in bu ziyareti neredeyse bir oldu bitti şeklinde gerçekleşti.

Amaç Kıbrıs Rum tarafında siyasi bir destek vermekti ve en geniş bir biçimde verildi de.

Rumlar genlerinde megalomanlık olan hastalıklı bir ırktır.

15 Mayıs 1919’da Anadolu’yu fethetmek megalomanisi ile İzmir’e çıkmaları, II. Dünya Savaşında Alman ordusuna “hayır” deyip işgale uğramaları, 15 Temmuz 1974 tarihinde dünyada Türkiye diye bir devlet yokmuş gibi davranarak, Kıbrıs’ta darbe yapmaları ve “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti”ni ilan etmeleri hep bu megalomanlıklarından kaynaklanmaktadır. Kendilerini çok güçlü ve dokunulmaz hissetmektedirler zaman zaman boylarına ve poslarına bakmadan ve sonunda da hüsrana uğramaktadırlar.

Medvedev’in Kıbrıs’ı ziyareti Hristofyas’a ve Rum siyasilere o denli bir megalomani kazandıracaktır ki, çok değil 8-10 aya varmaz Kıbrıs konusunda dramatik bir hata daha yapacaklardır.

Bekleyip hep birlikte göreceğiz.

 

 www.ataatun.com
Ata.atun@politikadergisi.com  
Prof. Dr. Ata ATUN

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.