Ilımlı İslam Out, Modern İslam İn…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Emperyalizm kendi doymaz iştahını köreltmek, her gün yeni sömürü alan ve usulleri geliştirmek adına inanılmaz bir gayret içindedir. Bu, bu gün de böyledir, dün de böyle idi, yarın da böyle olacaktır. Bu itibarla her yıl, her ay hatta her gün yeni projeler üzerinde çalışırlar. Bu gün ak dediklerine yarın kara demeleri bundandır.

Son dönemde zamanın hızlanmasına paralel onların da çabaları hızlanıyor ve bu gün aldıkları kararları daha tam uygulamadan ya revize ediyorlar, ya da değiştiriyorlar. 1980 lerde Ortadoğu için uygun gördükleri ve 2000 lerden sonra BOP projesi adı altında uyguladıkları “Ilımlı İslam” veya “Hıristiyanlaştırılmış İslam” projesini yeniden revize etmekle meşguller.

Emperyalizm, gelişmesini tamamlamamış halklara demokrasi, insan hakları çığlıkları ile yaklaşır ama aslında bu insanların kimler tarafından ve nasıl yönetildiği pek umurlarında değildir. Örneğin demokrasi havarisi ABD nin Ortadoğu’da en yakın dostu Suudi Arabistan’dır ama oradan da demokrasi transit bile geçmemiştir.

Bu itibarla, emperyalizm bir ülke için demokrasiden bahsediyorsa bilinmelidir ki o ülke daha iyi sömürülebilmek için yeniden dizayn edilecektir.

Geçen yüzyıla kadar emperyalizm bu işi ülkeleri işgal ettirerek yapardı. Örneğin İngiltere’nin Hindistan’ı işgal ederek sömürmesi gibi. Bu yöntem çok uzun süre kullanıldıysa da halkların giderek uyanması sonucu hem daha pahalı hem de yorucu olmaya başladı. Bu yüzden ikinci paylaşım savaşından sonra taktik değiştirildi. Artık bir ülkeyi yönetecekler mümkünse okul yıllarından başlayarak sömürücü ülkelerin üniversitelerinde okutulup beyinleri yıkanıyor, daha sonrası ülkelerine yollanarak onlar iktidar yapılıyorlar. Böylece beyni tamamen emperyalist kölesi olmuş şahıslar kendi ülkelerini onlara gönüllü ve iştahlı olarak peşkeş çekiyorlar.

Bu emperyalizm için çok uygun bir yöntem olmakla birlikte bazen kendilerinin yetiştirmediği birilerinin iktidar olması, en kötüsü de bu coğrafyada lider olanların kısa sürede halkı köle olarak algılamaya başlaması, öyle görülüyor ki emperyalistleri yeni arayışlara itti.

Daha düne kadar bölgede model ülke olarak lanse edilen ülkemizde gezi parkı eylemleri iktidarın kâğıt kalelerini yerle bir etmeye yetti bile. Tamamen demokratik eylemlere bile hükümet polis ordusu ile tazyikli su ve gaz bombaları ile müdahale ederek kendine atfedilen demokrasi abidesi değil basit bir Ortadoğu hükümeti olduğunu gösterdi. Eylemler şimdilik durulmuş görülüyorsa da kitlelerin yarın neye itiraz için sokaklara döküleceği belli değildir.

Üstelik patlak veren olaylarda hükümet uzlaşıcı bir görüntü çizeceğine inadına bölücü ve ayrıştırıcı bir tutum içine girmiş, tüm ülkenin hükümeti olmayı kendi reddetmiş ve tabir yerinde ise kendi ipini kendi çekmiştir. Bundan sonra o makamda duracakları her an hem kendilerine hem de halka daha fazla acı vermekten başka bir işe yaramayacaktır.

Mısır’da da benzeri bir durum ortaya çıkmıştır. Mübarek’in giderek diktatörleşmesinden dolayı çıkar kaybeden emperyalizm onu devirmiş ve yerine de o dönemin genelkurmay başkanını getirmişti. Mursi’nin takındığı tavır bölge insanının eline yetki geçtiğinde nasıl da her şeyi unutup kendini nimetten saydığına iyi bir örnektir.

Beyefendi, kendisini ABD nin diktatörden bıktığı için iktidara getirdiğini pek ala biliyordu. Ama dediğimiz gibi kendini nimetten sayması hiçte zaman almadı. Dolayısı ile yine aynı asker tarafından alaşağı edildi.

Bütün bunlar ve Ortadoğu’daki başka birçok olay gördüğümüz kadarı ile emperyalizmin sistem değiştirmesine yol açtı. Artık yandaş bir hükümet oluşturup ülkeyi sömürmek pek kolay olmuyor. Özellikle gençlik buna izin vermiyor. Şiddet içermeyen itiraz yöntemleri hükümetleri hep haksız duruma düşürüyor. Bu yüzden emperyalizmin hızla taktik değiştirdiğini görüyoruz. Bu diktatör liderler ve partileri hızla yok edilecektir. Yerlerine daha demokrat, kişilerin değil kuralların egemen olduğu hükümetler getirilecektir. Soru ise bu tür hükümetlerin aracılığı ile ülke nasıl sömürülecektir. Bu yeni bir sistem gerektirmektedir ki düşünce kuruluşlarının bu yolda çalıştığını düşünüyorum.

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.