İmamın Ordusu Geliyor

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Ahmet Şık’ın yazmaya hazırlandığı bu kitap hiçte akla gelmeyecek birçok düşünceye yol açtı. Okyanus ötesindekinin gerek emniyetteki gerek yargıdaki yapılanmaları üç aşağı beş yukarı biliniyor. İrticai yönetimin bu güzide cumhuriyet kurumlarının içine nasıl sızdığını piyasadaki birçok kitaptan okuyor, uygulamalarla karşılaştırınca da bir karara varabiliyoruz.


İmamın Ordusu’nu bütün bu yayınlardan ayıran bir başka husus olması lazım... Ayaklar altına düşmüş demokrasiyi ezip paspas ettiklerine, ileri demokrasi getiriyoruz derken bırakın demokrasiyi, insan haklarının olmazsa olmaz kuralı düşünce özgürlüğüne kurşun sıkıldığına göre demek ki İmamın Ordusu başka bir şeyleri deşifre ediyor, kanıtlıyor. Yayınlanmamış bir kitabı ve düşüneni bu kadar büyük bir hışımla yok etmeye çalışmanın nedenleri yeterince merak uyandırmıştır. İmamın orduları’nın generalleri bu kitap düşüncesini boşuna silmeye çalışıyorlar. Ahmet Şık bir gazetecidir. Yazdığı ve iddia ettiği şeyleri muhakkak delillere dayandırmıştır. Yani kanıtlar vardır. Generaller, var olan bir şeyin asla yok edilemeyeceğini bilmelidirler. Bu gün o ölürcesine korktukları şeyler yarın muhakkak deşifre olacaktır. Korkunun ecele faydası yoktur.


Adını “Ergenekon” koyarak Türk tarihine baştan hakaret etmekle işe başlayanların Silivri’deki mahkemelerinde her gün çeşitli boyutlarda hukuk ihlallerinin yapıldığını görüyoruz. Savcıların, hâkimlerinse itirazları hiç umursamadıklarını tabir yerinde ise “tınmadıklarını” görüyoruz. Ancak bu İmamın Ordusu davasında durum çok farklı. O burnundan kıl aldırmayanlar korku ve panik içinde tarih boyu oluşmuş bütün hukuk kurallarını yerle bir eden olaylara imza atıyorlar. Değilse yaptırdıkları bu işler başka hiçbir şekilde izah edilemez. Bakın neler yapıyorlar.


1) Adı geçen kitap taslağının veya notlarının tamamı veya bir kısmı elinde olan varsa derhal polise teslim edecek. Değilse “Terör örgütüne yardım etmekle” suçlanacak. Yani Savcı herkesi tehdit ediyor. Acaba özel yetkili mahkemelerin halkı tehdit etme yetkileri var da bizim mi haberimiz yok?
2) Sanıkların avukatları aranıyor.
3) Polis matbaada bulduğu taslakları ve bilgisayar kayıtlarını yok ediyor. Polisin delil yok etmesi ne demektir?
4) Sanıkların hapishanedeki hücreleri aranıyor. Bu durum ise İmamın ordusunun yöneticilerinin içine düştükleri korku ve paniği bir kez daha ortaya koyuyor. Allah rızası için biri bana söyleyebilir mi? Hücrede kitap taslağı neden aranır. Tam tersi sanıklara o taslaktan verilmek zorundadır. Onlar bu kitap taslağı yüzünden tutuklular. Taslak olmasa kendilerini nasıl savunacaklar? Gerçi bende evrensel hukuk kurallarına göre düşündüm. Tabii ki “Silivri” hukuku farklı olabilir.


Yazılmamış bir kitabı suçlamak hukuk tarihinde görülmüş bir olay değildir. Bu demokrasinin, basın özgürlüğünün alnına sıkılmış bir kurşundur. Birçok kişi bu durumu “doğmamış çocuğa don biçmek” deyişi ile etiketlendiriyor ama bizce durum çok daha vahim. Bu suçlu olduğu düşünülen bir kadının doğacak çocuğu da suçlu olabilir diye karnından çocuğu almak gibi bir şeydir ve “Silivri hukuku” işte gerçek yüzünü göstermektedir.
Yetmez ama evet diyen liberaller, köşelerinden günde üç öğün cumhuriyete saldıran sözde yazarlar, 12 Eylülün yargılanacağını sanan saflar, bölünmeyi normal sayan “TÜSİADcılar”, nasılsınız? İyi misiniz? 12 Haziranda seçim var, hadi buyurun. Şunu da hiç unutmayın, İran’da Humeyni, ilk iş olarak kendini başa getirenleri bertaraf etmişti…

 

cem.tamturk@politikadergisi.com

 

 

Yorumlar

İMAMIN ABDEST SUYUNDAN ÇAY MUHABBETİ.

kitap yazmak , kitap basmak , yasak kardeşim yasak.
millet doğruları bilmesin , gerçekleri öğrenmesin.
basılmış kitap masum , basılmamış kitap suç unsuru.
zehir gibi kafan var , elinide çabuk tuttun diyelim.
gizli saklı kitabı bastırdıysan , millet bir şeyler okudu demektir.

bu günlerde kitap yazmak , kafa ister , cesaret ister.
mangal gibi yürek ister.
haliçte yaşayan mason imamlar kitabı vardı.
yazarı ne oldu.
defterini dürdüler dimi.
gel buraya gel , şimdi silivrinin kitabını yaz dediler.

aslında yazılacak çok kitap var.
okadar çok konu var ki , biraz zaman bul , yaz allah yaz.
üç beş ay çekil bir köşeye.
sakin kafayla , bir düzüne kitap yaz.

piyasaya çıkmamış olan , sayısız kitaplar da var.
mesela imamın deniz feneri.
kitabın başı ortası belli de , son halkası getirilemiyor.
bir ara imamın gemileri kitabı yazılacak dendiydi.
gemi sumu aldı ne , son anda basılmaktan vazgeçildi.
imamın kayığını dahi okuyamadık.
imamın belediye başkanları kitabı , tam basılacaktı ki.
aniden vizyona , imamın vekilleri kitabı girdi.
bu kitabı okumak bir kenera , dokunamadık bile.
imamın paraları kitabı , çok yakında basılcak demişlerdi.
üç milyon $ mı , beş milyon $ mı.
üç milyar $ mı , beş milyar $ mı.
rakkamlar ve sıfırlar karıştığından , kitap şimdilik basılamıyormuş.

bir simit ekmek parası kadar oldu , hatta geçti.
millet geçim derdinde , fatura ödeme derdinde.
zaten maaşına üç simitlik zam yapılıyor.
kim kitap alıpta okuyor ki.
boşuna kimse kitap mitap yazmasın.
alsın iki simit.
imamın abdest suyu gibi çayından içsin.

bende üç beş köyde yazıp duruyom.
benide okuyan , takip eden varmı acaba.
heeee var deyin hele , birazda beni gaza getirin.
size söz veriyorum , kitabın daniskasını ben yazacam.
kitabın başlığıda şimdiden belli zaten.
İMAMIN ANGUSLARI , tam tamına 24 cilt
______(üçbeş_köyün_tiriviri_yazarı)________SEMERCİ_KÖYLÜ

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.