İnternete Dokun(ma)

Bu okumaya başlamak için Alliance for Youth Movements - AYM (Genç Hareketler Birliği) nedir bilmemiz gerekiyor.

Dünya çapındaki gençlik hareketlerini bir çatı altında toplayan bu örgütün  arkasında ABD Dışişleri Bakanlığı var. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın konu ile ilgili resmi açıklamasını bu adreste okuyabilirsiniz.

ABD Dışişleri Bakanlığı;  Facebook ve Google gibi firmalarla işbirliği içinde oluşturduğu AYM 'yi dünya çapında örgütlediği kadife "devrimlerin" gençlik altyapısını oluşturmak için kullanıyor. Bu gençlere, Internet üzerindeki çeşitli mecraları örgütlenme ve seslerini duyurmak adına nasıl kullanacaklarını bu yapı üzerinden öğretiyor.

En son Mısır'daki "devrimde" rol alan 6 Nisan Gençlik Hareketinin arkasından AYM çıktı.

ABD Dışişleri Bakanlığı adına AYM'nin kuruluşunda yeralan ABD Dışişleri Bakanlığı Kamu Diplomasisi ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı James K. Glassman ve Clinton'un Politika Planlama kadrosundan Jared Cohen'in de katıldığı AYM zirvesi ise 2008 Aralık ayında gerçekleşti.

Bu "demokrasi" misyonuna soyunmadan önce Glassman'ın görev yeri ABD'li neo-conların dergâhı olan American Enterprise Enstitüsüidi. 

Glassman'ın yakın mesaide bulunduğu bir diğer isim Peter Ackerman.
Bu zat; ABD'de "çöp tahvil/hisse" olarak adlandırılan "junk bond" piyasasından ve bu piyasa üzerinden çevirdiği dolaplarla zengin olan bir dolar multimilyoneri.

Mısır'daki "devrimin" gençlik ayağını oluşturan 6 Nisan Gençlik Hareketi, "devrimcilik" eğitimini Belgrad merkezli Centre for Applied Nonviolent Action and Strategies (CANVAS - Uygulamalı Şiddet Dışı Eylemler ve Stratejiler Merkezi ) organizasyonundan  aldı. CANVAS ise ICNC yani International Center for Nonviolent Conflict (Şiddet Dışı Çatışma İçin Uluslararası Merkez) ile yakın çalışıyor.

ICNC'ni kim finanse ediyor?

Peter Ackerman.

"Freedom House" (Özgürlük Evi)  isimli, ABD'nin güya sivil örgütünün 2005-2009 yılları arasında başkanlığını kim yaptı?

Peter Ackerman.

Freedom House'ı kim finanse ediyor?

National Endowment for Democracy...

ABD Devleti'nin kongre aracılığı ile doğrudan finanse ettiği ; ABD Devletinin doğrudan kontrolü altında dünyaya "demokrasi" ihraç etmekle görevli bu sözde sivil yapı 1983 yılından beri faaliyette.

Kurucularından Allen Weinstein'in şu sözleri sanırım yeteri kadar açıklayıcı olacaktır :

"Bugün NED olarak yaptığımız bir çok şey 25 yıl önce CIA tarafından gizli olarak yapılıyordu."

(Kaynak : Blum, Rogue State: A Guide to the World's Only Superpower)

...........................................................................................................................

            Biliyorsunuz 22 Ağustos 2011 tarihinden itibaren “interneti güvenli kullanım yasası” çerçevesinde Türkiye’de ki internet kullanımına filtreleme adı altında sınırlama getirilecek. Aslında bu sınırlama şu an mevcut. Mahkeme kararlarıyla şu anda binlerce site kapalı durumda ancak kullanıcılar DNS kodlarını değiştirerek bu sitelere girmekte hiçbir engel ile karşılaşmıyorlar. Ancak bu “interneti güvenli kullanım yasası” yürürlüğe girdiğinde internet kullanıcısının DNS kodlarını değiştirerek yasaklı sitelere girmesi suç sayılacak ve hapis cezalarına varan cezalar uygulanabilecek.

            Bu uygulama haber alma habere ulaşma ve iletişim konusunda özgürlükleri kısıtlayacak olması bakımından demokrasi ülkesi olma yolunda ilerlemeye çalışan Türkiye için büyük bir tezat oluşturacaktır. Bu durum hiçbir internet kullanıcısını istemediği bir durumdur ve bunun için “internetime dokunma” protesto yürüyüşleri yapılmıştır.

            Ben bu makalemde gerçekten de internete dokunulup dokunulmaması konusunu tartışmaya açmak istiyorum.

            İnternet bireysel özgürlükler bakımından vazgeçilmeyecek bir iletişim aracıdır, ancak ulusal güvenlik bakımından acaba öyle midir? Aslına bakarsanız ben interneti ulusal güvenliği tehlikeye sokacacak büyük bir tehlike olarak görmekteyim. Bunun örneklerini paylaşmak isterim;

            “Amerika Birleşik Devletleri’nin gizli diplomatik bilgilerini kamuoyuna sızdırırak dünyada yankı uyandıran WikiLeaks kurucusu Julian Assange Facebook,Google ve Yahoo gibi dev Amerikan firmalarını CIA için casusluk yapmakla suçladı.Bu paylaşım platformlarında insanların adresleri,iletişim bilgileri sosyal çevreleri,ilişkileri ve arkadaşlıkları veritabanlarında tutuluyor hepsinin Serverları da ABD’de.İşte WikiLeaks bu platformların CIA ile bağlantılı olarak çalıştığını önesürdü.Facebook hernekadar siz istemediğiniz takdirde kişisel bilgilerinizi paylaşmayacağanı tahhüt etsede paylaşmadığını kimse garanti ve ispat edemez.Assange Facebook için “dünyanın en korkutucu casusluk makinesi” ifadelerini kullandı. Zaten bu tür paylaşım siteleri hükümetlerce denetlenmiyor ve üzerlerinde siyasi baskı oluşturamıyorlar.Ancak istihbarat teşkilatlarının üzerlerinde yasal baskı oluşturma gereçlerine sahipler” (basından)

            Aynı zamanda Kuzey Afrika ülkelerinde ki ayaklanmalar ve Suriye’de ki ayaklanmaların internet üzerinden organize edildikleri artık saklanmayan bir gerçek.

Tunus;

Tunusluların milli çiçeklerinden ötürü internette “Yasemin” adını verdikleri isyanın WikiLeaks’in First Leydi Leyla Trabelsi ve ailesinin yolsuzluklarını ortaya koyan belgeleri yayımlamasından hemen sonraya rastgelmesi dikkat çekti.

Mısır;

Hükümet “sert önlemler alınacağını” söylerken internet ve mobil telefon hizmetlerini kesti. Protestolar büyük ölçüde sosyal medya üzerinden örgütleniyor ve yayılıyordu.

Libya;

Ocak ayının sonunda, yazar, politik yorumcu ve muhasebeci olan Cemal El Hacı Tunus ve Mısırdaki isyanlardan esinlenerek Libya'da özgürlük gösterileri yapılması için internetten çağrıda bulundu. El Hacı 1 Şubat'ta sivil polisler tarafından tutuklandı ve 3 Şubat'ta arabasıyla bir kişiyi yaralamak suçundan hakkında dava açıldı. Uluslararası Af Örgütü, El Hacının önceden şiddet içermeyen politik görüşlerinden dolayı tutuklandığı için şimdiki tutuklanmasının asıl sebebinin de gösteriler için yapmış olduğu çağrı olduğunu iddia etti.

15 Şubat tarihinde öğleden sonra yaklaşık 200 kişi Bingazi’de protestolara başladı.

Akşam saatlerine doğru protestocuların sayısı 500 ila 600 arasında bir sayıya yükseldi. Protestocular polisin sert tepkisiyle dağıtılmak istendi.

El Bayda ve Az Zintan şehirlerinde yüzlerce protestocu rejim aleyhide slogonlar atmaya ve polis güçleri ile güvenlik güçleri binalarına ateş açmaya başladı.

Suriye;

Libya gibi, Suriye’nin de bu halk hareketi dalgasında sürüklenmesine tanık oluyoruz. Suriye’yi, ilk aşamada kışkırtıcı eylemlerle gündem belirlendiği, ardından ordu ve siyasetin bölüneceği ve emperyalizmin kuracağı yeni iktidarın ABD, İngiltere ve Arabistan tarafından tanınarak; işgalin meşruiyetinin sağlanması planı yavaş yavaş işliyor.

Bu sürecin nasıl işletileceğine ilişkin ayrıntılar da Wikileaks’te yayınlanan ve The Washington Post gazetesinde haber olan belgede yer alıyor.

Gazete, Suriye’de yayın yapan Barada TV’nin kışkırtmaların hazırlık aşamasında 2009 Nisan ayında kurulduğunu ve olayların başlamasıyla birlikte uydu ve internet üzerinden daha etkin bir rol oynamaya başladığını yazdı. Gazete, kanalın uzun vadede Beşar El Esad’ı devirmeyi hedeflediğini belirtti.

.........................................................................................................................................

İşte tüm bu örnekler, internetin ulusal güvenliği ne kadar tehlikeye atabileceğinin göstergesi. Ancak tabii ki bu güvenlik önlemleri yasaklarla olamaz, denetilmesi gerekir. Bunun için de öncelikle ulusal server ağının kurulması önceliklidir. Dünya’da ki tüm insanların yazışmalarının ABD tarafından takip edildiği bir gerçektir. Çünkü internetin merkezi Amerika olduğuna göre tüm bilgi ve yazışmaların Amerika’ya gitmesinden daha doğal bir şey olamaz.

Bu durumda bir seçim yapmak zorundayız, bireysel olarak özgür olmak mı, ulusal güvenlik mi?

İnternete dokunma konusu bir de bu yönden değerlendirilmeli diye düşünüyorum...

umit.minel@politikadergisi.com