İrticanın Ayak Sesleri

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Özcan NEVRES

<?xml:namespace prefix = o /> 

   Bu ülkeye irtica gelmez diyenler; Ankara Keçiören’deki olayı iyi irdeleyin. Yavaş yavaş, sınaya sınaya alıştıra alıştıra gelmektedir. İşin tehlike boyutunu Amerikalılar anlamışlar ama ne yazık ki bizden henüz anlayan yok. Henüz o vahşeti uygulayanlar hakkında hiçbir işlem yok. Önümüz ramazan. Neler olacağını hep birlikte göreceğiz. Şaban Dişli olayını örtbas etmek için ramazanın kutsallığını bile kullanmalarına hiç şaşmam. Ramazan bahane edilerek oy deposu varoşlara zaten gönderilmekte olan kömür ve erzak torbalarında mutlaka büyük bir artış olacaktır. İftar çadırlarının önünde varlıklıların ve hatırlıların arkasında kendilerine sıra gelmesini bekleyen gerçek yoksullar, ne irticayı düşünür ne de Ankara Keçiören’deki büfe sahibinin yediği dayağı. Bir gün sıranın kendisine de gelebileceğini aklına bile getirmez. Aç insanlar için bir kap yemek ve bir büyük parça ekmek cennet nimetinin ta kendisidir. Gerisi hava cıva.

   İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Ankara Büyükşehir Belediyesi arasında arsenikli su savaşı sürüp gidiyor. Tava tencereye dibin kara demiş. Tencere de seninki benden kara demiş. Böyle bir tartışmaya en son girecek kişi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek’tir. Ankara halkına içirdiği olabildiğince sağlıksız Kızılırmak suyunu unutturmak için televizyonlarda şov yapıyor. Bakınız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş Melen çayındaki olabildiğince kirli suyu İstanbullulara içirdiği için ve kendi tenceresinin de kara olduğunu bildiği için bu tartışmaya katılıyor mu?

   Şimdi Tıp Kurulu’nun vermiş olduğu rapora bir göz atalım. Ankara’ya verilen Kızılırmak suyundaki arsenik miktarının, kanser riski taşıdığı, Tıp Kurumu’nun raporuyla da ortaya kondu. Suda, en düşük düzey olan, 0.5 mikrogram/litre arsenik bulunmasının bile 100 bin kişi için 10 binde bir kanser riski oluşturduğuna dikkat çekildi. Kızılırmak suyunun ham halinde 12.1 mikrogram/litre olan arsenik miktarının, İvedik Arıtma Tesisi’nden çıkışında 1 mikrogramın altında gösterildiği ancak geleneksel arıtma yöntemleriyle miktarın bu kadar düşürülemeyeceği vurgulandı.

   Arsenik ile birlikte kadmiyum da en az arsenik kadar tehlikelidir. Buna rağmen Ankara Belediyesi kadmiyum oranıyla ilgili hiçbir bilgi vermiyor. Belli ki Sayın Melih Gökçek’in İzmir Belediyesi’ne sataşması Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın bu seçimde İzmir’i almak istiyorum sözlerine karşı Başbakanın gözüne girmek için çabalamasıdır.

   Şehir içme sularında durum böyleyken şişeler ve damacanalar içinde almakta olduğumuz sular ne derece sağlıklı? Geçmişte en sağlıklı su diye tanıtılan Niksar suyunun hiç de öyle olmadığı yapılan tahliller sonunda anlaşılmıştır. Peki, aldığımız şişe sularında, özellikle damacana sularında bu konuda bilgilendirme var mı? Bize nasıl bir su içirdiklerini biliyor muyuz? Zaten en zararsız sularda dahi poliüretan damacanaların sınırsız olarak kullanılması sonucunda kanserojen etki oluşmuyor mu? Geçmişte membaa suları cam şişelerde ve damacanalarda tüketime sunulurdu. Camın kırılgan oluşu nedeniyle kırılmaz olan poliüretan damacanalar itibar kazanmıştır. Su konusunda yapılan hataların neresinden tutulması gerektiğini bilemiyorum. Boşalan damacanalar ağzı kapatılmadan geri alınmaktadır. Su satıcısına geri aldığınız damacanaların ağzını niye kapatmıyorsunuz diye sorduğumda şişeleme merkezinde damacanalar atmış beş derece su ile yıkanıyor diyorlar. Ben de soruyorum. Yıkadığınız ne malum. Yere attığınız kapağı geri aldığınız damacanaya taksanız olmuyor mu dediğimde yanıt veremiyorlar.

   Hangi marka damacana suyunu aldıysam bir öncekinin tadını tutmuyor. Bu da suların sağlıksız bir ortamda doldurulduğuna işarettir. Bu nedenle artık geri dönüşü olmayan beş ve on litrelik sulardan alıyorum. En azından kabının bir kullanımlık olduğunu biliyorum. Bilmediğim ise o suyun sağlıklı olup olmadığıdır. Zira hiç birinde teknik analiz verileri yok.

   Kuraklığa karşı yapılacak en geçerli çalışma yer altı sularını besleyecek kaynaklar yaratmaktır. Bu da dere yataklarının uygun yerlerine bentler kurulması ile mümkün olur. Bu iş için de İzmir Menemen’deki Değirmendere ve Asarlık çayında baraj çalışmaları derhal başlatılmalıdır. Ülke genelinde yapılacak araştırmalarda içme ve kullanma suyu amaçlı barajlar için nice çay ve dere yatakları bulunur. Yeter ki işin ciddiyeti kavranılmış olsun.

 

iletisim@politikadergisi.com

 

 

 

Bu yazı; Politika Dergisi, Sayı 7’de yer almıştır. Tüm fazladan özellikleri ile orijinal sayıyı indirmenizi öneririz. Sayı 7’yi indirmek için buraya tıklayınız. 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.