Kasımpaşa’ya Vali

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Türkiye’nin meseleleri, yaratılan naylon gündemlere hapsedilemeyecek kadar büyüdü; gelişti, dağ başlarına ulaştı...
Türkiye’nin borcu, Cumhuriyet tarihinin rekor düzeyine ulaştı; her gün kendisini yeniden katlıyor; yeniden aşıyor.
Dış ödemeler açığı, her gün biraz daha artıyor, biraz daha “açılıyor”. Yamanması ve kapanması mümkün olamayacak bir büyükte, artıyor da, artıyor...
Ve birileri kalkıyor ve insanların gözlerinin içine baka baka:
- Ekonomi düzeldi, diyor... Diyebiliyor!
Zurna “zırt!” demiş; alacaklı kapıya dayanmış; ülkenin toprakları, madenleri, işletmeleri satılıyor, haraç-mezat... Kimin umurunda?
Komşudan alınan borçla ziyafet çekmenin adı, zenginlik!..
Kim, kimi kandırıyor?

Ne güne kadar sürecek bu “kandırık” kalem oynatmalar; 350 kelimelik kelime hazinesi içinden fışkıran, nutuklar, hezeyanlar?
Türkiye’nin güney-doğusu ateş çemberi içinde...
Ülkenin bölünmesi; parçalanması yönünde içeriden ve dışarıdan sürdürülen çabalar ilk tomurcuklarını vermiş bir halde…
Biz ise, bıkmadan usanmadan… Ve kendimizi sürekli tekrar etmemize aldırmadan, [yeniden ve yeniden] yazmayı sürdürüyoruz:
Orta-Doğu’da dumanlar tütüyor.
Güneydoğu’da
r Barzani-Talabani-PKK-DTP koalisyonu artık sürpriz sayılmayacak bir provokasyonun içine adım adım yaklaşmaktadır.
Suriye’nin kazanını kaynatılmak üzere.
Irak, alev alev yanıyor.
 İran, adım adım büyük bir savaşın içine doğru
r itiliyor, yuvarlanmak üzere…
 Ermenistan, Türkiye’ye karşı sürdürülen bölücü
r operasyonların maşası olma işlevini iyiden iyiye üstlenmiş bir pozisyonda, pusuya yatmış...
 Ve Türkiye’nin hükümeti, Laik Cumhuriyeti ayakta tutan
r temel kurumları kemirmekle meşgul, referandum tezgâhının peşinde…
Türkiye’nin Başbakanı, çıkmış meydanlara, halkın gözünün içine baka baka gerçeklerin dibini oyuyor…
Peki, nerede Türkiye halkın gerçek sorunları?..
Nasıl durdurulacak bu anormal borçlanma batağı?
Türkiye ne zaman, ithal ettiğinden fazlasını ihraç edebilecek?
Dış ödemeler açığı nasıl kapanacak?
“Sat, pazarla, harca... Ve konuş aklına ne gelirse!” devri ne zaman bitecek?
Bir ülke böyle yönetilemez.
Bir halkın geleceği bu ölçüde karartılamaz!..
Ama varsa, yoksa, naylon gündemler; yapmacık söylemler; tertip, baskı, sindirme, düzen, gerginlik, öfke, kin ve “sin-kaf” edebiyatı...
Bu arada kulağımıza gelen bir gelişme daha var.
Duyduğumuza göre, çeyrek varmış bu gelişmenin pişirilip, önümüze konmasına.
İstanbul ikiden çok bölgeye ayrılacakmış. Ve her bir bölge ayrı bir ”il satatüsü”nde örgütlenecekmiş.
Bu bölgelerden birisi ise, Kasımpaşa...
Yani, birisi ortaya çıkıp, Kasımpaşa’ya vali olacak. Yani, atanacak!..
Kimileri, bir başka yüce makamın hülyalı rüyaları ile “manevi” hayatını rengârenk süslerken, bir de bakıyorsunuz, ansızın, bir gün, hani mesela...
Belediyecilikteki engin tecrübesi müfettiş raporlarına sığdırılamayan, Devlet yönetimindeki büyük başarıları bir kısım basının tezgahlarına sığmayan ve nasıl ve nice bir “kişi” olduğu cümle alemce bilenen...
Ve dirayetli ve yetenekli ve ağzına her geleni söylememeyi öğreneceği umut edilen bir “aday”a ihtiyaç duyulur...
Gün olur, harman bozulur...
Hem biz, “Yalova’ya kaymakam”, demedik ki, Kasımpaşa’ya vali, dedik.
Burası Türkiye… Bu ülkede aklınızın ucuna dahi ulaşamayacak neler ve daha neler neler olur…
Bekleyin, göreceksiniz.
Az sonra!...
faruk.haksal@PolitikaDergisi.com
 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.