Kemalizmde Birleşmek

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Ülkemizde yaşananlar siyasi ve sosyal hayatın dibe vurduğunu gösteriyor. Her gün yaşanan örnekleri bir de bu satırlara aktararak okuru tekrar ile sıkmak istemem. Ancak yaklaşan ve önlenmesi pek de mümkün görülmeyen ekonomik kriz ile birlikte taşların temelli yerinden oynayacağı ve bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kesindir. Toplumun biat ve bananecilik ile koşullandırılmış büyük bölümü nasıl geldiği önemli olmayan ama bir şekilde gelen gelir ile yapılan ihanetlere ses çıkarmamakta adeta başını kuma gömmektedir. Ekonomik kriz ise onu derinden etkileyecek ve kafasını kumdan çıkarmak zorunda kalacaktır.

Bin yıldır bir türlü tam olarak Araplaştırılamayan Anadolu halkı birlik olduğunda neler yapabileceğini tarihte defalarca göstermiştir. En son yerel seçim trajikomedisinde bilhassa Ankara da sağcısı solcusu, milliyetçisi oylarına tek yumruk sahip çıkarken her şeye rağmen istediklerinde hala yekvücut olabileceklerini göstermişlerdir. Bu da düştüğü bu ihanet çukurundan bu milletin kendi iradesi ile kurtulacağını gösteren sevindirici delillerdendir.

Ülke yönetimi için partilerin yönetim kadroları maalesef ortak bir ihanetin içindedirler. Bu durumlarını bölücü tutumları ile her an sergiliyorlar. AKP lideri bölücülük hareketini aleni biçimde yapıyor. Diğerleri ise savundukları yabancı ve farklı ideolojiler ile temelde bir bölücülüğün mimarlığını yapıyorlar.

Cumhuriyetin kurucu partisi olan CHP bile günümüzde kuruluş ideolojisi olan Kemalizm den bahis bile etmiyor. BOP projesi çerçevesinde kurdurulan ve iktidar yapılan AKP yi anlamak mümkündür. Onlar işlerini yapıyorlar. Peki, muhalefet ne yapıyor?

Mesela CHP halkın bütünlüğünü değil, halkların birleştirilmesini savunuyor. Kılıçdaroğlu’nun bir BOP projesi olan açılım sürecine iştahla sahip çıkması, yerel yönetimlerin federatif yapıya kavuşturulması ve sonuçta parçalanmaya gidecek yola iştahla sarılması nedir acaba? Ülke bütünlüğüne hizmet midir? Yoksa olası bir AKP çöküşünde onun yerini alma çabalarımıdır?

Bu partinin tabanındaki gençlerin bir kısmı da hala o eski alışkanlıkla yabancı, bize uygun olmayan sol/sosyalist ideolojiler peşindeler. Oysa şunu sanırım bilmemelerinden atlıyorlar. O idol saydıkları sosyalist veya komünist önderlerin başucu kitabı nutuktur. Kendilerini bir yola sürüklemeye çalışan kanaat önderlerinin söylediklerini yeterli bulacaklarına biraz araştırmalarını dilerim.

MHP nin tabanı olan gençler de başka bir âlem. Araplaştırmanın, gericiliğin, cehaletin en büyük düşmanı olan laikliği farklı yorumlama derdindeler. Bu yüzden de her hareketlerinde bir yerlere çarpıyorlar ve sonunda durumu idare ediyorlar. Türk-İslam sentezi denen şeyin Kemalizmi sulandırma, yozlaştırma adına BOP ideolistleri tarafından ortaya atılan iktidardaki bölücülerin işini kolaylaştıran bir akım olduğunu görmemekte ısrar ediyorlar. Buna en büyük etken de tıpkı diğer muhalefet tabanlarında olduğu gibi okuyup araştırmak yerine dinleyip biat etmek. Milliyetçiliğini beğenmedikleri Atatürk bütün mal varlığını devlete bırakmıştı. O çok milliyetçi liderlerin ölümünden sonra yabancı ülkelerdeki hesapları üzerine çıkan kavgaları bir düşünsünler.

Askeri yönetimler tüm dünyada istenmeyen yönetimlerdir. Çünkü asker ideolojisinde sadece emre itaat vardır. Emir demiri keser, söylemi askeriye içindir. Yönetimin bu otoriterliği içinde yine de dünya askeri ye içinde bazı kurallar getirmiş, bir şekilde bu otoriterliği hukuka bağlamıştır.

Peki, ülkenin gelişmesi için her türlü fikre açık olması gereken sivil yönetimler nasıl dersiniz? Mesela Tayyip Erdoğanın bilgisi ve onayı dışında AKP de bir sinek uçabilir mi? Durum diğer partiler için de aynıdır. Liderin ve yakın çevresinin fikri ve onayı dışında bir tasarruf asla mümkün değildir. O zaman bu idarelerin isminden başka nereleri sivildir? Kaldı ki askeri yönetimlerin bu durumlarının içinde belirli bir hukuklarından söz etmek mümkünken bizdeki sözde sivil yönetimlerin veya yönetime talip olanların böyle bir denetim mekanizması da yoktur.

İsminden ve vitrininden başka hiçbir farkı olmayan partilerin ortak amacı sadece halkı bölmek ve yönetmek olmuştur. Tabii ki aynı efendilerin emrinde ve gözetiminde. Bütün bu partilerin ortak düşmanı ise bu ülkeyi küllerinden tekrar yaratan Kemalist ideolojidir. Bu ideolojiden o kadar korkarlar ki, onu  %1 bile oyu olmayan sözde sosyalist bir partinin tekeline sokmaya, itibarsızlaştırmaya, yalnızlaştırmaya çalışmaktadırlar.

Başta CHP ve MHP nin tabanındaki gençler olmak üzere bütün tabanlara sesleniyorum. Artık parti adı gözetmeden el ele verme birleşme zamanıdır. Bu birleşmenin çimentosu da tamamen bize ait olan Kemalizm olmalıdır. Artık yeni bir Mustafa Kemal gelmeyecek ama onun ideolojisi dimdik ayaktadır. Eğer yüzyıllar boyu neşeli türküler yerine ağıt üreten bir toplum olmak istemiyorsak artık bekleme ve tembellik zamanının bittiğini görmeliyiz. 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Kemalizme Bakış

Kemalizm kimsenin tekelinde değildir,hele toplumdan yüzde bir bile oy alamayan işçi partisinin tekelinde hiç olamaz.Perinçek 80 öncesinde Türkiyeyi kıbrısta işgalci,doğuda bir kürt devletininin kurulmasını savunan bir sosyalist  anlayıştan gelmiştir.Maocu bozkurtların Kemalist devrimleri sahiplenmeleri salt konjoktürel(geçici)bir davranış olsa gerekir.68 geleneğinden gelen sosyalist devrimciler her zaman Kemalizme saygılı ve ondan esinlenen bir siyasi tavır içinde olmuşlardır. Başta D.Gezmiş,M.Çayan olmak üzere Kemalizm onların tanımıyla anti emperyalist milli kurtuluşçu bir  bağimsızlık ideolojisidir.Tüm ideolojilerin olduğu gibi kemalizmin de bir sınıfsal tabanı vardır.O da küçük burjuva sınıfının öncülüğünde yapılan burjuva demokratik devrim olmasıdır.Biz devrimciler kemalizme bu açıdan bakmak zorundayız.68 geleneğinde kemalizmi burjuva diktatörlüğü olarak algılayan i.kaypakkayacılar(partizancılar)ve onların devamcıları olsa da bunlar, son çizümlemede emperyalizme hizmet eden sahte solcu ve devrimci olmaktan kendilerini kurtaramamışlardır.Bu kesim ermeni soykırımını kabul etmekte,Türkiyeyi kıbrısta işgalci olarak görmekte ve kürt devletini savunmakta bir çekince görmezler. Sosyalist solda 70li yıllarda m.belli ve arkadaşları tarafından ortaya atılan milli demokratik devrim tezi de büyük ölçüde kemalizmden esinlenen bir sosyalist model arayışıdır.Sırası gelmişken m.aybar,h.kıvılcımlı gibi sosyalist solun öncü isimleri,Kemalizmin alt yapıda Türkiyenin ortaçağ sınıf ilişkilerini kapitalizme doğru dönüştürülmesinde, üst yapıda ise aydınlanma devrimini ümmetten millet aşamasına evrilen topluma yayarak,batıdaki rönesans ve reform hareketlerinin benzeri bir kültür devrimini gerçekleştirdiği konusunda hemfikir olmuşlardır.Ancak gerek aybar gerek kıvılcımlı Atatürkün 30lı yıllardan itibaren hele izmir iktisat kongresinden itibaren ülkeye kapitalizmin yasa ve kurallarını getirdiği konusunda da ortak anlayışta olduklarını görürüz. 80den sonraki sosyalist sola sızan kürtçü sahte sol,Türk sosyalist solunu emperyalizmin böl parçala yönet anlayışında somutlanan bir perspektife hapsetmiştir.Günümüzde pkk-bdp çizgisinde oluşan bu sosyalist sol ve devrimci mücadele yüzünden pek çok yurtsever devrimci sosyalist partilere destek vermekten kaçınmak zorunda kalmış,chp ya da add içinde devrimci mücadele vermeye itilmiştir.Bu tablo da kendi içinde kavgalı bir sosyalist hareket tablosudur.Chp zaten Atatürkün vefatından sonra kemalizmden giderek uzaklaşarak bugün artık ne laiklik ne ulus devlet üniter yapı konusunda gerekli duyarlılığa sahip değildir.Mhp sahte milliyetçi olduğundan ve Türk islam sentezi gibi bilimsellikten uzak kavramlarla laiklik reddiyesi yaparak, o da akpnin cankurtaranı görevine soyunmuş,cumhurbaşkanı gülü seçtirerek,chp ile bir seçim ittifakı yapmaktan kaçınarak,gerçek yüzünü ortaya koymuştur.30 Mart yerel seçimleri, göstermiştir ki,akpnin dinci faşizan iktidarından kurtulmak için Türkiyedeki akp dışındaki siyasal partilerin demokratik bir halk cephesi inşa etmesi bir zorunluluktur.Bu cephenin chp mhp ve bu cepheye katılacak diğer parlemento dışı partilerdenden oluşması önemli bir ihtiyaçtır.Aksi takdirde akp den kurtulmak hayaldir.İtalyada 32 parti bir araya gelerek zeytin dalı koalisyonu oluşturmuş ve berlusconiyi yerinden etmiştir,bizde niye olmasın?

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.