Kirletilmeye Çalışılan “Resmi” Kavramı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

İdeoloji ne demek?

Gelin sözcüğün kökü ve kökenine doğru küçük bir yolculuk yapalım.

İde sözlükte şöyle tanımlanıyor:

İde[a]’nin felsefi literatürdeki karşılığı şu: Bilinçli düşüncenin içeriği, düşüncenin yöneldiği nesne…

Türk dilindeki yaygın kullanışı ise şu anlamları içeriyor: düşünce, fikir, tasarım, kavram…

Daha bir derinliğine dalıyoruz Türkçe sözlüğün, karşımıza şu tanımlar çıkıyor:

İdeoloji: Toplumsal ya siyasal bir öğreti oluşturan, kişi ve kurumların davranışlarına yön veren düşünceler bütünü…

Peki “resmi” ideoloji ne demek o zaman?.,

Resmi tarih, resmi ideoloji, resmi düşünce gibi resmi kavramı ile anlam yüklenen deyişlerin dibini eşelediğimizde ne görüyoruz?

Sistemli ve sürekli olarak resmi ideoloji kavramının kirletilmesi yönünde sarf edilen çabaların nedeni ne, hedefi ne?..

İşte bu çabaların altını özenle çizmemiz önemlidir, gereklidir.

Toplumlar, kendilerini meydana getiren kişilerin hep birlikte mutabık kaldıkları ortak değerler tabanı üzerinde kültürel yaşamlarını oluştururlar.

Ortak payda, o toplumun kuruluşuna dayanak oluşturan ortak düşünce, müşterek çıkar ve paylaşılmış kültür düzlemidir…

Resmi ideoloji olarak adlandırılan ve sürekli aşağılanması yönünde yoğun medyatik gayret gösterilen olgu, işte bu kültür düzlemidir, ortak düşünce platformu ve kolektif savunma bilincidir.

Toplumun kuruluşuna dayanak oluşturan ortak duygu ve çıkar birlikteliğidir.

Ortak “payda”nın üzerinde oluşan milli nitelikli müşterek “pay”dır…

O toplumu birlikte tutan kültürel tutkaldır.

İşte saldırılan gerçekte budur!

Aşağılanan temel öğe, bu düzlemde oluşmuş bulunan birlikteliktir.

Ulusal bütünlüktür.

“Resmi” deyimi ile, “ülkenin bölünmez bütünlüğü”dür…

Ülkenin bölünmez bütünlüğü alt edildiğinde gelinecek nokta ise, ülkenin bölünmesi, parçalanmasıdır.

Ortak paydanın ortadan kalkmasıdır. Altından paydası çekilen “pay”ın, emperyal güçler tarafından paylaşılmasıdır.

Kültürel bütünlüğün yok edilmesidir.

İşte onun için “merkezi yönetim” biçimi sürekli olarak kötülenmekte, aşağılanmakta ve gözden düşürülmeye çalışılmaktadır.

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi söyleminin hedefi, demokrasi görüntüsü altında merkezi yönetimin zayıflatılması, geriletilmesi ve sonuç olarak çökertilmesi girişiminden başka bir şey değildir.

Çünkü yerel yönetim biçimi ancak merkezi yönetimin zayıflatılması oranında güçlendirilebilir…

Çünkü birine eklenecek güç, ancak ötekinden eksiltilerek sağlanabilecektir.

Yerel yönetimlerin güçlenmesinin tek bir anlamı vardır, o oranda merkezi yönetimin gücünden arındırılması…

Merkezi yönetim erkinin zayıflatılması ise, sonuç olarak, birinci basamak olarak yerel özerkliğe, bir basamak sonra ayrılıkçılığa ve nihai hedef olarak da merkezi yönetimin parçalanmaya müdahale edemeyecek bir güçsüzlüğe ulaştırılması için tezgâha sürülmüş bir stratejidir.

Yaşadığımız süreçte gerçek demokrasiyi savunmanın yolu, onu sahtelerinden ayırabilme, göz boyayarak ardına saklanan kirlilikleri teşhis edebilme ve özgürlük kavramını tarih bilinci içine dengeli bir biçimde oturtabilme yeteneğini hayata geçirmekten geçmektedir.

İşte toplumsal bilinç ortamımızda tartışarak mutabık kalmamız gereken kavramların en önde gelenleri bizce bunlardır.

Faruk HAKSAL

faruk.haksal@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.